- Kategori
- Psikoloji
Ruhumuzun geri dönüşüm kutusu var mı
Gözlerimdeki ışığın karardığını, yüreğimin ikindiyi, akşamı yaşamadan geceye döndüğünü hissettim.
Derimdeki her bir gözeneğin şehrin pis ve iğrenç sıvısıyla kapandığını; nefes alamayan bedenimin yapraklarını döken ağaçlar gibi çıplak kaldığını fark ettim.
Ben nerdeydim bunlar olurken?
Sesimin kafelerin ve kasetçilerin genç insan eti kokan müzik çöplerinin altında kaldığını, bütün notaları ozonla silinmiş bir deftrere dönüştüğünü gördüm.
Ben hangi rüyama saklanmış körebe oynuyordum?
Saçlarım öğle sıcağında sulandığı için haşlanan çimler gibi kendini bırakmıştı kafamın üstüne. Beynim kendini bile soğutamayan gürültülü bir buzdolabı gibi çalışırken nasıl serinleyebilirdi ki? Saçlarım sararmış bir çadırdı ve ben bu çadırın içinde uyumaya çalışıyordum.
Ellerim neden yardım etmiyordu ruhumun cenazesini taşıyan kalabalığa?
Onca savaşa, zulme, kötüğe rağmen doğa hiç atlamazken mevsimlerini, ben neden hep aynı mevsimdeydim?
Birden damarlarımda dolaşan kanın çok kirlendiğini ve onu yıkamam gerektiğini hissettim. Kanımı küvete boşaltmalı, önce güzelce bir kaynatmalı; kirlerden, lekelerden arındırmalı, sonra gül kokulu sabunlarla yıkamalıydım ve balkona asıp güneşin, rüzgarın sevecenliğine bırakıp tertemiz etmeliydim...
Kanımı yıkamalıydım.
Yok ...
Güneşe ve rüzgara teslim etmeden önce ona biraz şeker atmalıydım ki acılarımı azaltsın...
Tezgahtaki portakalları gördüğümde bir, portakal ağacının kellerinin uçurulduğunu düşünüp pazarcının gizlediği kılıçla bizim de kellemizi uçuracağını düşünmüştüm çocukken .Bu bir yanılsama değil ; hala iddia ediyorum..
Sevecen gülüşlerle , notalı sözcüklerle benimle iletişim kurmaya çalışan insanların aslında gözlerindeki ve dillerindeki ozonlarla beni silmeye çalıştığını biliyorum.
Kaçamam ki...
Haydi silin beni. Ben yazılarımdaki mürekkeplerle doldurayım damarlarımı yeniden...
Artık yıkamam lazım kanımı..
Bilgisayarımın geri dönüşüm kutusuna atıp da silmeye kıyamadığım yazılarımın bilgisayarıma virüs bulaştıracağı paranoyasıydı belki de bu.
Kim bilir?