Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '07

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Ruhun tehlikeli tüneli

Ruhun tehlikeli tüneli
 

Hiç canına kıyacak biri değildi, hayat doluydu derler. "Daha geçen gün konuşmuştuk hiçte belli etmedi" derler. İntihar eden kişinin kendisi de zaman zaman bunu düşünse de, kolay kolay bunu gerçekleştireceğine inanmaz. Oysa farkında olmadan, ruhun tehlikeli tüneline girdiğini çevresindekilere belli eder. Belkide sıkıntıları ve bunalımları onu bu tünelin arkadaşı yapmıştır. Bu tünelde dolaştığı sürece, büyük risk altındadır. Tünelin sonundaki ışık onu yaşamdan koparmak için kendine çekecek bir tuzaktır aslında. Bunalımlı ve zorda olan kişilerin, son oluşum faktörleri için sebep aradıkları bir uçurumdur bu ışık.

Kişiyi bunalıma iten nedenler ve negatif birikimlerin başında, kötü olaylar ve çevresindeki insanlar hep başrolü oynamışlardır. İş işten geçtikten sonra da "ne yapalım yani, o bunalıma zaten evvelden girmişti" deyip sıyrılarak, kendilerini kandırmaya çalışırlar. Tabi ki farkında olmadan bu faktörleri hazırlayan ve ne konuştuğunu bilmeyen, aciz insanlarında sebep olduğu acı olaylar yaşanmıştır. Birde doğrudan, karşısındaki insanı yaptığı hareketlerle ya da neden olduğu ani olaylarla ruhun tehlikeli tüneline atan kişiler vardır. Bu gibi olaylarda ruh hali normal seyreden kişi aşağılandığı, ya da kendine yediremediği nedenlerden dolayı bir anda kendini bu tehlikeli tünelin uçurumunda bulabilir.

Böyle bir acı olaya sebebiyet vermek istemeyenler ve kendini ruhun bu tehlikeli tünelinde gezdirmeyi marifet sayanlar. Gelişi güzel ağızlarında "Zaten canıma tak dedi, bir gün canıma kıyacağım" diye ağızlarında sakız yapanlar ve hakikaten büyük bunalımlarla çok ciddi bir şekilde ruhsal sorun yaşayanlar lütfen iyi dinleyin. İlk önce sözüm her ne nedenle olursa olsun bilinçli ya da bilinçsizce bu tünelin içinde dolaşanlara. Ruhun tehlikeli tünelinde bulunduğunuz süre içerisinde nedenler o kadar ani gelişir ki, kendinizi hayattan koparan sahte ışığın içinde, yani ölümün kollarında bulursunuz bir anda kendinizi ! Her ne kadar bunalımda, sıkıntıda, içinden çıkılamayacak kadar kötü durumda olursanız olun aklınızın ucundan dahi ölümü geçirmeyin lütfen. Bu sizin için bir çıkış ve kaçış yolu olmamalı. Bu negatif enerjiler ve düşünceler sizi, kaderinizi, başka enerjilerin sonlandıracağı bir tuzağa doğru yönlendirir. Çünkü canına kıyanların çoğu o anlarında, çoğunlukla kendilerinden çıkıp, başka bir boyuta geçerek, yani mantıksızlık boyutuna geçerek beyne emir gönderirler. Dengeli düşünebilen insan zaten canına kıyamaz. Burada beyine emri verende dengesizlik canavarıdır.

Birazda kişiyi ruhun tehlikeli tüneline iten bizleri sorgulayalım. Ne kadar kolaydır insan kırmak, aşağılamak, onu zor durumda bırakmak hatta kaybetmek. Evet kaybetmek, yanlış duymadınız.Farkında olmadan davranışlarımızla dostlukları yok edip, yolumuzu duygusuzca açıp, kenarlara kırık insan kalpleri bırakan kar makinalarına döndük. Empati duygumuz kalmadı.(Kendini başkalarının yerine koymak)Hakikaten belkide bunları kötü niyetle yapmıyor olabiliriz. Fakat lütfen, ruhun tehlikeli tünelindeki insanlara dikkat edelim. Bize çok basit gibi gelen bir hareketimiz, başkalarının sonu olabilir. Şimdi şöyle diyenleri duyar gibi oluyorum. "O kişi de şöyle davranmasaydı ya da şunu yapmasaydı, ben nereden bileyim o kadar alıngan olduğunu? Benim başıma neler geldi ben canıma mı kıydım."

İşte zaten problem burada. Bizler karşımızdaki insanları algılayamadığımız ve hangi frekansta olduklarını hissedemediğimiz için toplum dejenerasyona doğru gidiyor. Hiç birbirimizle konuşurken gözlerimizin içine bakıyormuyuz. Gözlerimizin içine bakalım derken illaki hayranlıkla bakalım demiyorum. Lütfen birbirimizi severken de gözlerimizin içine bakalım, birbirimize bağırırken de gözlerimizin içine bakalım. İşte o zaman, hangimizin ruhun tehlikeli tünelinin içinde, hangimizin dışında olduğunu rahatlıkla anlayacağız. Lütfen insanları kazanalım, topluma kazandıralım. Yarın bizim hangi ruh halinde olacağımız hiç bilinmez. İnsanları ruhun tehlikeli tüneline itmeyelim.

Metin Özkaya/ Medyum

 
Toplam blog
: 116
: 3217
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

İstanbul' da doğdum. Antikacı, saray restoratörü ve eksperim. Antika konusunda 50’ye yakın belgesel ..