Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '14

 
Kategori
Deneme
 

Ruhundan sorumlusun...

Ruhundan sorumlusun...
 

Öyle bir serüvendir ki yaşamak, mutlulukla aldığınız her nefes bile size günü geldiğinde büyük bedeller, büyük acılar ödetebilir. İnsanoğlunun düştüğü birbirinden türlü ve acınası şu hallerine de bir bakın. Günümüzde para ne yazık ki tapılası bir obje olup çıkmıştır. Vicdan yerini açgözlülüğe ve düşüncesizliğe sevk etmiştir. Bugün para yüzünden hayatını karartan insanlar görmekteyizdir çevrelerimizde. Çoğu zaman şaşırıyorum bu hallerine, tapılacak bir Tanrı durur iken, nasıl olur da bir kağıt parçasına bu denli tapılabildiği aklım almıyor doğrusu. Bir böcek kadar zavallısın aslında insan, Tanrı'nın huzuruna çıktığın anda hırsınının ve kuvvetinin hiç bir gücü olmadığını ve büyüklenmelerinin sana hiç bir şeyi kazandırmadığını elbette çok net olarak görebileceksin zamanı geldiğinde, belki bunun için çok geç kalacaksın ama elbette o gerçeği birgün görebileceksin...

Kim olduğunuz önemli değil, nereden geldiğiniz de, yahut nereye gittiğiniz de, şatafat ve gösteriş yüklü hayatınız sizi, sokaktaki evsiz bir insandan daha üstün yapmaya yetmez. Dilediğiniz kadar ayrıştırın insanları, kibrinizi dilediğiniz kadar göklere, tahtlara çıkartın, huzuruna yöneleceğiniz ve eşit sayılabileceğiniz tek adil yer yine Tanrı'nın huzuru olacaktır. Öyle ise düşüncesizlik etme artık insan, kibrin yüzünden hayatına zulmetme! Gerçeklere kafalarımızı yönlendirdiğimiz anda, yaşamımızda yaptığımız çocukca her hata ve davranış bedelini ödeterek çıkacaktır bizlerden. Öyle ise doğru davranmak için ne kadar geç kalmış olabiliriz ki ?

Cehalete kapılma artık insan,
Büyüklenme boş yere ,
Hoşgörüyü ve sevgiyi ek yalnızca yüreğine
Ceza üstüne ceza yazdırma kaderine
Ruhunu incitmekten kaçınasın
Kibrini taşımaktan artık yorulasın
Öfkeni en derininde yok edesin
Sen yalnızca kendinden ve ruhundan sorumlusun insan

Çoğu kez dile getirdim bu acınası ve dalga geçilesi yaşam parodisini, bizler ağa takılmış çırpındıkca can veren savunmasız bir balık gibiyiz aslında bu hayatta. O kadar yalnız ve o kadar ıssızız ki içimizde, ruhumuzun kalabalıklara sığınması bile aslında nafile. Geçici hevesler bizlere  bu oyun sahasında kalmamız için bir yemdir yalnızca. Öyle ise açgözlülüğü bırak ve daha dikkatli yaşa insan. Düşünecek olursan, yaşamın bizlerden istediği çok bir şey yoktur aslında, mutlu, huzurlu ve doğru bir yaşamdır bu isteği yalnızca. Arayışlara, ayrılıklara, kırılganlıklara sürüklediğimiz ruhumuza haksızlık etmedik mi yeterince insan. Onu süsleyip püsleyip doğrudan bir erkeğe sunmanın ne tarz bir faydası olabilirdi ki bizlere, neden öncelik ruha, kişiliğe ve asalete verilmedi. Kim kurguladı bu oyunu neden bu kadar sefilce hallere düşürüldük. Peki bir erkeği neden parasıyla şekilden şekillere soktuk, ona gücün yalnızca bu şekilde elde edebileceği fikrini kim verdi. Nasıl bir açgözlülüktür ki bu, düzenin önüne, kişiliğimizi, vicdanımızı kısaca yaratılışımızı serdik serebildik. Oysa ki o kadar acizdir ki insan, bir annenin ölümü ile derinden sarsılabilir, yahut bir evladın kaybı ile dünyadan pekala umudu kesebilirdi. Başkalarına anlatmakla uğraşmayın kendinizi, gören gözler duyan kulaklar herkese nasip olmamıştır şimdi. Bizler kendimizi ortalığa ne kadar çok atarsak o kadar fazla batarız dibe. Öyle ise gecici olan bu hayatın yemlerine fazla kapılma insan. Başına gelen en talihsiz olaydan bile ders almasını bil!
Tanrı kötülük etmedi, etmez de kimseye, herkes yalnızca elinin ve dilinin ettiğini çekmektedir bu alemde...

Sen ''Oku'' insan, öğren ve geliş daima
Öğrendiklerinle büyüklenmeyesin, kibre düşmeyesin yalnızca
Bilirsen cehalet kara bir bataktır yalnızca, bilgin ise yükselebileceğin en güçlü mertebe

 

 -Yazan-Edibe Toğaç...

http://sayfamdakalancumleler.blogspot.com.tr/  Blog'ta... 

 
Toplam blog
: 153
: 534
Kayıt tarihi
: 14.02.12
 
 

28.05.1988 Adana doğumluyum ve Adana'da yaşamaktayım! Yazar&Şair '' Başka türlü seviyorum ben seni'..