Ruslarla porno filmde anlaştık.

Ayrıntılar için hemen tıklayın.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=131359

Şurada kaç yıldır. Güzellik diyoruz, başarı diyoruz, paylaşım diyoruz. Güzel olanı desteklemek motive etmek, alkışlamak diyoruz. Fakat aktif olmasa da yaklaşık 4000 yazarı olan ve Milliyetin eki gibi dursa da Milliyet logosu, çatısı altında toplanan insanlarız.

Attığım son yazıdan sonra anladım ki hepimiz sadece havanda su dövüyor, sadece öyleymiş gibi davranıyoruz. Side gençlik merkezi, içinde olduğum basın sektörü dolayısı ile sürekli yazıda yer verdiğim benzer iletiler geçer bana sağ olsunlar. En son gelen ileti ya da bildirimle o kadar mutlu oldum o kadar sevindim ki ülkem adına, deyim yerindeyse bin bir imkansızlıklar içinde nerdeyse mucize yaratan bu insanların, bu gençlerin, bu çocukların başarısını sizlerle paylaşmak, motive etmek istedim. Üstelik dedim ki MB çok seçkin bir ortam bu tür güzellikleri anında fark eder okuyarak ve yorumlayarak ödüllendirir. Ama nerdeeee?

Yazıyı atalı 2 gün oldu nerdeyse okunma sayısı 47. Bu mudur? Buymuş demek ki.

Ayrıca yazıyla ilgili bir açıklama yapma zorunluluğu doğdu. Onu da yapmış olayım.

Hani bazı insanlar vardır. Çobandır mesela ama üzerinden asalet akar. Bir konuşur sanırsınız birkaç üniversite bitirmiş. Ya da odacıdır. Oysa siz odaya girdiğinizde müdür koltukta oturduğu halde aradığınız müdürün o olduğunu zannedersiniz. Niye söylüyorum bunları açıklayacağım.

Yazıda adı geçen Şafak Soygürbüz hakkında yanlış bir bildirimde bulunmuşumda o yüzden. Yazıyı atmadan önce teefonla ulaşmaya çalıştım ama numarasını kaybettiğim için kendisine ulaşamayınca böyle bir yanlışlığa meydan verdim ve dün yanına uğradım uzun bir aradan sonra. Bir hayli muhabbet ettik. Muhabbet sırasında yıllardır eğitim camiasının içinde olduğunu ama öğretmen olmadığını eğer öyle yazdıysam düzeltmem gerektiğini söyledi her zamanki mütevazi haliyle. Ondan sonra oturdum ve düşündüm uzun süre. Selvi Boylum Al Yazmalım Filmindeki o ünlü diyalog, saptama geldi aklıma. Baba emek veren miydi? Yoksa sadece doğmasına bir biçimde neden olan mıydı?

Oysa Şafak Bey önceki birkaç görüşmemizde Oymapınar Hidro Elektrik Santralınde çalıştığını ve emekli olduğunu söylemiş, ben ise unutmuştum veya onu hep gençleri topluma kazandırma projeleri içinde gördüğüm için öyle yaftalamıştım. Üzüldüğümü görünce. Üzülme dedi. Bu yanılgıya ilk düşen sen değilsin. Çok karşılaştım. Böylelikle biraz su serpildi yüreğime. Şafak Beyin ve benim ilk vaktim olduğunda uzun uzun söyleşeceğiz kendisiyle. Fakat kısa biyografisine değinecek olursak, gençliği geleceğe taşıyacak faaliyetlere daha Oymapınar Barajında çalışırken 1990 larda başladığını, daha sonra bir çok kurum ve kuruluşta gönüllü fahri temsilcilik yaptığını söyleyebilirim.

Birçok diplomalı öğretmenin okuldan çıkar çıkmaz soluğu okey masalarının başında aldığını düşünürsek, sanırım bu işi gönüllü yapan, kravatla gençlik merkezinin etrafında çöp toplayıp, görenlerin kafasında çöpçüler artık kravat mı takıyor sorularını oluşturan, öğüt veren değil davranışlarıyla örnek olan, tutum ve davranışları nedeniyle okuldan atılma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir genci bu topluma kazandıran ve bizzat okul müdürü tarafından ziyaret edilerek onore edilen, teşekkür edilen Şafak Soygürbüz diplomalı olmasa da benim gönlümün ve benim gibi daha nice insanın gönlünün Fahri öğretmenidir. Tekrar etmekten onur duyuyorum, kıvanç duyuyorum.

İki ki varsınız öğretmenim. Hele ki bu devirde sizin gibi öğreticilere çok, çok fazla ihtiyacımız var.

Başta siz olmak üzere imkansız gibi görünen bu başarıda emeği geçen herkese tekrar teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim. Kolay değil beton sahalarda maça hazırlanıp, her türlü olanağa sahip sporcularla müsabakaya katılabilmek ve onlara raket fırlattırıp, parmak ısırtabilmek.

Sevgiyle, saygıyla.

Not: Değerli arkadaşlarım. Sizlerde kusura bakmayın. Yukarı başlıktaki gibi bir yönteme başvurduğum için. Sevgi ve saygılarımla…