Rusya’nın Türkiye siyaseti üzerinde etkisi var mı?

Olabilir mi?

Hiç duymadık!

x   x   x

Türkiye siyaseti üzerinde Batı’nın, bilhassa, Amerika Birleşik Devletleri’nin etkisi çok açık, hatta çok güçlü...

Neden?

Çünkü fazla içli-dışlıyız…

İktisadî ve askerî ortaklıklarımız var…

Ülkede ABD’nin üsleri, birlikleri, nükleer başlıkları var…

Borcumuz var…

Beklentilerimiz var…

Avrupa Birliği’ne girmek için başvurumuz, “müzakereler”, karşılıklı “taahhütlerimiz” var… “Gümrük Birliği”var…

Batılı sermayedarların Türkiye’de yatırımları, finans piyasalarında milyar dolarları var…

Bunların hepsi, bir ülkedeki siyaseti etkileyebilecek araçlar, unsurlar, antlaşmalar…

Bu vasıtalarla Batı, kısa veya uzun vadede Türkiye’de “ekonomik kriz” çıkarabiliyor…

Ekonomik kriz, işsizliğin ve pahalılığın artmasına sebep oluyor. Halkta hoşnutsuzluğa yol açarken iktidarları da sallayabiliyor.

Bunların da ötesinde, ABD, doğrudan doğruya “Siyasete müdahale”yi teşvik edebiliyor… Bunda başarılı olabiliyor… En son, 28 Şubat’la ilgili, dönemin Ankara Büyükelçisiyle ABD Dışişleri Bakanlığı arasında ortaya çıkan yazışmalar bunu kanıtlıyor.

Dolayısıyla, Batı, Türkiye’deki iktidarların belirlenmesinde, değişiminde belli bir imkân ve kabiliyete sahip!

Peki, Rusya’nın böyle bir imkân ve kabiliyeti var mı?

Yok! En azından bugüne kadar yoktu!

Öyle olduğu halde; kuzey komşu, Türkiye’de bir iktidar değişikliği beklentisine girmiş gibi!

Rusya Sivil Toplum, Savunma ve Dış Politika Konseyi Başkanı Fyodor Lukyanov, “Türkiye’de iktidar değişmediği sürece temas olmayacağını” söyledi. Tuhaf bir şekilde hem “sivil”, hem de  “resmî” gözüken sıfatlara haiz bir kişinin açıklamaları “resmî” midir? Devleti bağlayıcı mıdır?

Lukyanov, yetkili gibi gözüküyor… Çünkü onu teyit eden bir açıklama da, Rusya Başbakan Yardımcısı Rogozin’den geldi. Rogozin, “Türkiye’deki bazı yedek parça üretiminin Türkiye’den Sırbistan’a kaydırılabileceğini” söylerken; “Rusya’nın Türk tarafına taleplerini ilettiğini” belirtip, “onlar yerine getirilmediği sürece Türkiye ile ilişkilerde hiçbir gelişme olmayacak'' dedi.

Rogozin’in açıklamalarından da anlaşıldığı gibi, Rusya’nın Türkiye’de yatırımları var… Ortak projeler var… Devasa doğalgaz alımı var… Karşılıklı Turizm var… Bavul ticareti var… Türkiye’nin beyaz etten, meyve sebzeye milyarlarca dolarlık ihracatı var… Bunlar için “temas”, “işbirliği” şart!

Bu iktidar var olduğu sürece “temas” olmayacaksa,

Ya Rusya, Türkiye ile ilişkileri sıfırlamayı göze aldı,

Veya ciddi bir iktidar değişikliği beklentisine girdi!

x   x   x

Engelli istismarcıları

Şu gözlerini kapatıp da farkındalık yürüyüşü yapanlara tepkiliyim. Ne güzel, ömrün boyunca görmeyenlerden kaç, otobüste körlük bulaşır diye yanında oturma, bir selâm verme, onunla ilgili bilgileri yanındakine sor, yolda yürürken oturduğun yerden kendine göre “sağa, sola” diye komutlar yağdır. “Arabanı kaldırıma park etme” tabelalarını yol ortasına dik, engelliliği bir günahın bedeli diye gör, sonra istismarcı engellilerden bir gazete bir dergi satın al, günahını affettir, kendini rahatlat, tatmin ol, mutlu ol!

Okulda kör derneklerinin zarfını al ve çocuğunun harçlığını içine koy görevini yap,  hatta bir görmeyenin okuldaki çocuğuna zarfı vermemişler, “zaten senin anan baban kör” diye vesaire… Uzar gider, sabah olur, en güzeli bantla gözlerini bağla, anla körleri, bin sandalyeye anla ortapetik engelliyi, ohhh ne güzel dünya! Bir gün yolda yürüyorum, adam yardımcı olayım dedi,  ben de olur dedim. Başladık muhabbete. Eee siz ne güzel görmüyorsunuz! Ben de niye  deyince, “kötülükleri görmüyormuşuz”! Ben de dedim ki “güzelleri de göremiyoruz”, “çok istiyorsan senin de gözlerini kör edelim.” Ik mık böyle göz bantlama, sandalyeye oturmayla olmaz, birlikte yaşayacağız. Toplumu ayrıştırmayacağız, bu toplum bütün farklılıklarıyla zenginleşecek ve o zaman huzur ve mutluluk yakalanacak.

Salih Arıkan

BEYAZAY DERNEĞİ/İZMİR