Rusya vakası

Rusya 2008’de Gürcistan’ı ezdi. NATO’ya ve G-8’e rest çekti.

Bunlar olağan durumlar.

Olağan olmayan durumlar şunlar:

Rusya’nın gücünü sildiklerini sananlar, yanıldıklarına hala ayamadılar.

Türkiye; Azerbaycan’da, Afganistan’da, ‘Türki’ denilen ama hiç de Türki olmayan cumhuriyetlerde, son 20 yıldır zırvaladığı dış politika açmazını, burada da gösterdi.

Bu olağan.

Olağan olmayan durum, enerjide tümüyle Rusya’ya bağımlıyken, ona rest çekmek. Göreceğiz, bu kış Ankara ve İstanbul donarken, AKP yerel seçimlerde ne kadar oy kaybedecek?

Olağan olmaması gereken ama olağanlaşan diğer bir durum, AB’nin basiretsizliği. Hiçbir ortak uluslararası siyaset kararı alamıyorlar. Alır gibi yaptılar, tükürdüklerini yaladılar, çünkü onlar bizden de beter, enerji yönünden Rusya’ya tümden bağımlı durumdalar. Bu olmasa bile, ABP karar düzenekleri işlemiyor.

Şaibeli durumlar şunlar:

Rusya’nın İran’ın nükleer gücüne karşı çıkarken, ona S-300 füzesi satmayı düşünmesi.

Çin’in, tüm tarih boyunca ‘Çin kaypaklığı’ olarak bilinen, o acaip duruma girmesi. Onların da, B planı, C planı yok ama bunu itiraf etmeyi kendilerine yediremiyorlar, çünkü ellerinde feci güç var. Yine de onlar, enerji yönünden çok daha kırılgan. Kendi güçlerinin ağırlığı altında çökebilip, ilk Çin emperyalizmi krizini yaşayabilirler.

Toplam sonuç ne?

Ecel gelmiş cihane, başağrısı bahane.

Global ekonomi, tam gaz resesyona gidiyor. Hiçbir ülke fren yapmak, vites küçültmek, dirkesiyon kilitlenmesine engel olmak gibi, sağduyulu davranışlara yönelimli değil. Tersine, yangına benzin döküyorlar.

Rusya tam vaka oldu.

Küçük bir atak yaptı, kelebek etkisi ile, büyük ana sonuca neden olmuş gibi göründü. Aslında böyle değil.

Kapitalizm, içsel özelliklerinden biri olan ve tarihte epeyisi gözlenmiş, dev krizlerinden birine tam gaz gidiyor. Nasıl ki tarihte bunlar engellenmemişse (engellenememişse değil), şimdi de gidişat engellenmeyecek. Bu, AB ve ABD’nin kültürel sado-mazohizmi: Savaştan kaçarken bile, savaş yaratıyorlar. Kolay mı, 250 yıl koloniyalizm, artı 250 yıl kapitalist emperyalizm, 500 senedir gayet psikopat bir biçimde gitmişler. Alışmış kudurmuştan beterdir. Örneğin, bir zamanların topraklarında güneş batmayan imparatorluğu İngiltere, ABD’nin finosu olmuşken ve resesyona ilk giren (yani ekonomisi küçülen) ülke olmuşken, hala atıp tutabiliyor. Bir sosyal demokrat iktidar, gayet emperyalist dış politikalar izleyebiliyor.

Sonuç?:

2030 kriz, 2050 devrim (ama global değil ve yine başarısız). Olsun, bitmeyen kavga sürüyor.

Tarih dediğin, düşe kalka insan oluyor.