Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Rüyalar Gerçek Olsa/mı (!?)

Rüyalar Gerçek Olsa/mı (!?)
 

Rüya görmeyen insan var mıdır?

Ya siz, çok rüya görenlerden misiniz?

Ya uyanınca, hatırlar mısınız rüyalarınızı?

Sizi çok etkileyen, gün boyunca, hattâ bazen günlerce, tüm detayı ile aklınızdan çıkmayan rüyalarınız olmuş mudur sizin de?

Ya gerçekleşen rüyanız oldu mu hiç?
***

Çok uzun yıllar önce bir gün, evdeyim.

Biraz işsizliğin, biraz da odaya dolan öğleden sonra güneşinin rehavetiyle, uyumak istiyorum…

Dalmış olmalıyım;

Kendimi, ayrıldığım işyerindeki masamda otururken görüyorum.

Birden, kapı hızla açılıyor ve neşeyle, sıcacık gülümseyişiyle genç bir adam içeri giriyor…

Sevinçten uçuyorum...

Önce bir an çekiniyor, utanıyorum ama yine de gidip boynuna sarılıyorum, yüreğimde güller açıyor..

Nasıl mutlu, nasıl heyecanlıyım...

Diyorum ki; "İyi ki geldin, nasıl özlemiştim seni bilemezsin!"

İşte, tam da o esnada uyanıyorum…

"Allah Kahretsin! "

Gözlerimi kapayıp, rüyanın etkisini sürdürmeye çalışıyorum.

Olmuyor, olmuyor…O esnada kapının zili çalıyor.

Söylenerek kalkıyorum;

”Sırası mı şimdi?”

“Kim o?”

Ses yok…

İsteksizce kapıyı açıyorum…

O, en güzel, en gerçek gülümsemesiyle karşımda duruyor.

Gözlerime inanamıyorum…
***

Ve dün gece:

Güneş, sazlıklardan suya doğru sızıyor.

Nehrin üstündeki köprünün korkuluklarına dayanmış, hızla akıp giden dalgalı suları seyrediyor, bir yandan da içimdeki sıkıntı ve tedirginliğe, anlam vermeye çalışıyorum.

Derken bir kadın, kararlı adımlarla ve kendinden emin bir tavırla, hızla yanımdan geçiyor.

Birdenbire ve hiç tereddüt etmeden, kendini köpüklü suların ortasına atıyor.

O an ayrımsayabildiğim iki şey var :

Biri, kadının omuzlarına dökülmüş kumral saçları, diğeri ise gözucuyla bana bakışı ve bir an karşılaşan bakışlarımız…

Gözden kayboluyor önce, sonra bir batıp, bir çıkmaya başlıyor azgın nehirde…

O kadın, ben oluyorum birden!...

Ciğerlerime su doluyor, nefesim kesiliyor…

Boğuluyorum!

Ben, ben…Beni kurtarmalıyım!...

Köprünün üzerinde ağlayarak tepiniyor, ağırlaşmış bedenimle, kendim için korku dolu çığlıklar atıyorum…

Ayazda kalmış gibi çatlak çıkıyor sesim, sonra suya çarpıp bana geri dönüyor, bağırtılarımdan kulaklarım acıyor…

Yakınlarda kimseleri göremiyorum…"Herkes nerede Allahaşkına?"

Suyun sesi, yardım isteyen sesim…

Bir karaltı düşüyor suya önce, sonra biri, bir adam hızla bana doğru yüzüyor…

Ve ben, O'nu tanıyorum!…

Sitemle bağırıyorum, belki biraz öfkeyle:

“Yüzme bilmiyor, bilmiyor musun?

Kurtar onu, bu defa ölmesine izin verme!”

Denize yaklaştıkça ivmesi artan sulara karışıyorlar hızla ve görünmez oluyorlar…

Dilim kurumuş, sesim kısılmış, kederle uyanıyorum…
***

Kitaplar diyor ki, en basit ve en kısa tanımıyla RÜYA:

Bedenin uyku halindeyken hayatiyetini sürdürmesidir. Rüyaların kaynağı genellikle düşüncelerdir.

Çeşitli nedenlerle gerçekleşmeyen duygu ve düşünceler zamanla bilinçaltına itilir.

Rüyalar, istek, düşünce, hayal ve özlemlerin doğrudan doğruya olmasa bile, dolaylı veya sapa yollardan ifade edilmesidir.

Dışsal uyarılar da rüyaları şekillendirir ama rüyaların esas yapımcısı içsel uyarılardır.

Rüyadaki görüntüler,olaylar, durumlar gizli mesajlar taşır.

Kimbilir belki de rüya görmek ;" Yaşamlarımızın ve davranışlarımızın hesabını kendi kendimize vermemiz ve de kaçtıklarımızla yok ettiklerimizin uyku esnasında karşımıza çıktığı," evrensel düzenin en büyük vicdan anayasasıdır!"

***
Çok rüya görmem. Ara sıra görür, genellikle gördüğümü unuturum…

Ama yıllar önce görmüş olduğum o rüyanın hemen akabinde gerçekleşmiş olması, bana halâ ilginç gelir, hatırladıkça da beni inanılmaz etkiler…

Diyeceğim o ki;

Keşke güzel rüyalar hep gerçek olsa!
Keşke kötü, acıtan, korkutan yada mutsuz eden rüyaları hiç görmesek!
 


 

 
Toplam blog
: 247
: 1493
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Antalya ve Akdeniz aşığı bir öğretmenim. Bol bol okurum, blog yazarım, şiir yazarım. Yazdıkça ve ..