Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Rüyalar korkusuzlara güzel!

Rüyalar korkusuzlara güzel!
 

Son birkaç gün uyku konusunda mastır yaptım; dişim iltihaplı lakin aklımda tutamadığım kadar dişçi koltuğuna oturmuş biri olarak hatırlayamıyorum ki kanal tedavili olan diş miydi!

Ancak, yine pek deneyimli biri olarak kanal tedavilidir, yoksa acayip sancı yapardı diye düşünüyorum; neyse… O gün için film çekilemediğinden net bir bilgi sahibi olmam mümkün olmasa da ilaç tedavisine başladık.

(Sonuç itibariyle çekilecek gözüyle bakılsa da iltihaplı olan diş o şekilde çekilmiyor).

Vallaha ilaçlardan mıdır, bilmiyorum, gün ve geceler birbirine karıştı!

Hoş, sabah ışıkları ile kalkan biri değilim ve gecenin keyfini sürenlerdenim ama bu başka!...

Allahtan çok rüya görenlerdenim, yoksa nasıl çekilirdi bu kadar uyku?

Rüyalarımın en sevdiğim tarafı tüm özlediklerimi görmek: Gerçek yaşam içinde artık görmem mümkün olmayan sevdikleri, yani…

Daha önceki yıllarda, yani henüz daha sevdiklerimin sayısı azken gerçek hayatta göremeyeceğim; en sıkıntılı zamanlarımda rüyamda dedemi görürdüm: Saçlarımı okşardı. O sabah nasıl bir mutlu kalkardım, anlatamam! Sanki bir gece öncesinin sıkıntıları sırtımdan kalkmış gibi, öyle uçarı!

Yıllar rüyalarıma başka eller, başka gülüşler ekledi; babam öpüyor, mesela, artık bazı geceler; teyzemle gülüşüyor, anneannemin türkü söylemesini dinliyorum, falan…

“Rüyamda yine babamı gördüm” dediğimde kız kardeşim “Nasıldı?” diye soruyor, “Üstü-başı düzgün müydü?”

Meğer, kaybedilenler rüyada görüldüklerinde üstü-başı düzgün ise iyiler demekmiş, değilse dua falan beklerlermiş!

******

İşin duygu tarafı beni ilgilendirdiğinden ve de özlediğim kişileri rüyamda görmekten pek memnun olduğumdan dolayı ne üstlerine bakıyorum ne de başlarına; belki de bu yüzden özlemimi bunca sıklıkta giderebiliyorum!

******

“Sevginin karşıt anlamı korku” tezinin doğruluğuna inanıyorum; zira rüyamda, mesela, babamı görmekten ziyade nasıldı, benden bir şeyler mi bekliyordu diye düşünmeye başlarsam bir vicdan azabı ile birlikte korku ortaya çıkacaktır: Yeterince duamı etmedim mi falan gibi…

Oysa, sevgi koşulsuzdur; korkular ise sevginin önünde birer engeldir!

En basit örneği ile açıklarsam: Sevdiği kişiye sevdiğini söylemeyenlerdir!

Alacağı tepki korkutur zira!

Korku aynı zamanda elini ve kolunu bağlar insanın; kaybetme korkusu, misal… Hakkını alamadığı bir işte çalışır yıllarca nefret ede ede, beğenmediği işini kaybetmekten korkar!

Eşini sevmez aslında ama yalnız kalmaktan korkar, mesela…

Doğruyu söylemekten korkar mesela çoğu insanlar; bir yalan-bir dolan şeyler gevelerler; kimse inanmaz!

Doğruyu söyleyen ise iç acıtır; duymak istemez kimsecikler…

Boşuna değildir “Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur!”, en azından insanların ezberleri bozulur!...

Hal böyle olunca ne doğru olan ne de yalan bulan bir işe yaramaz; dikkat ederseniz bizim gibi toplumlarda zaten kendinden başka sağlam ayakkabı bulunmaz!

Bir dinleyin etrafınızdakileri; her biri sütten çıkmış ak kaşıktır ve tüm diğerleri kara kazandır.

Hep birilerine bir çamur atma isteğiyle yanarlar ve ellerine bulaşan en ufak bir çamuru da aynı pişkinlikle karşısına ilk gelene fırlatırlar!

Aslında bu tip insanlar zaten başka insanlara bulaşmadan rahatlayamazlar; kendilerini aklamanın, ferahlamanın tek bildikleri yoludur bu!...

******

Korkunun daha türlü çeşitleri var; namus diyerek kızını öldüren babaların da geçmişleri incelense, mesela, kim bilir neler çıkar!

******

Neyse…

Kendimce vardığım bir sonuç: Korkudan kurtuldukça sevgi ışıl-ışıl parlıyor ve iyi ki tüm öte tarafa uğurladıklarımın üzerlerinde ne var diye bakmıyorum!

Yoksa endişe ve korkularım kelepçeleriyle uykularıma dahi bulaşırdı ve bilinçaltım ve de üstüm beni korumaya alırdı ki: Eyvah!..

Bunca sevdiğim ve özlediğim; kişiliğimi bulmamda bu kadar emeği geçmişleri, sevgilerinden asla sual sormadıklarım nasıl saçlarımı okşarlar, nasıl öperlerdi beni ve nasıl mutlu kalkardım bazı karanlık günlere?

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..