- Kategori
- Şiir
Rüyayla gerçek arası
Yaşama çırpılan kanatlar
Yağmur yağar da ilahi kokusunu salar ya ortalığa.
Hani doyasıya çekersin ciğerlerine mutluluğu.
İlkbahar gelir, ıhlamur ağaçları seslenir ben de varım dercesine.
Kafesteki tutsak kuş bir yolunu bulup özgürlüğe kanat çırpar ya,
Hani gece yarısı uyanırsın, susarsın, yanmıştır için.
Kana kana su içersin, nefes almadan, dinlenmeden
Bir annenin yavrusuna sevgisi vardır ya, karşılıksız, en içten...
Ya yağmur damlasının kızgın toprağa düştüğünde verdiği haz…
İçine çektiğin gül kokusu, seni mutlu eden kuş sesleri…
Ölümle yaşam arasında gidip gelirken tam gittim dediğin anda geri dönmek…
Yollar uzun hayat kısa diye düşünceye dalarsın ya,
Milyonlarca hüznün altında ezildiğin de olmuştur,
Kuşlarla yarıştırdığın uçurtmanın ipini elinden kaçırdığın da…
Hayat rüyayla gerçek arası bir yolculuktur diye düşündüğün de olmuştur.
Kendini çaresiz hissedip başını bulutların göğsüne yaslayıp ağladığın da…
Sonunda anlarsın ki, hayat her şeye rağmen sımsıkı sarılacak bir gölgedir yanında.