Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '09

 
Kategori
Kitap
 

Rüzgâr Suya Yazmıştı - Cemal Ünlü

Rüzgâr Suya Yazmıştı - Cemal Ünlü
 

İlk çocuk romanı olan Tohum Düştü Toprağa ile adını duyduğumuz, ancak daha çok ses kayıt tarihi, taş plak ve Klasik Türk Müziği ile ilgili çalışmalarıyla tanıdığımız, tiyatro sanatçısı Cemal Ünlü’nün ikinci kitabı “Rüzgâr Suya Yazmıştı” ilk gençlik romanı kategorisi altında Haziran ayı içinde okuyucusu ile buluştu.

Kitap “Su, toprak, ateş” ana fikrinden hareket eden üçlemenin ilk kitabı olarak tanıtılmış olsa da “toprak” temasının 1981 yılında basılmış ilk kitap olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Pan Yayıncılık baskısı tükenmiş olan bu ilk kitabı da önümüzdeki aylarda yayınlamak üzere hazırlıklarını devam ettiriyor.

<ı>“<ı>Müzikle bağı olan sanatçıların neredeyse tamamı, küçük yaşlarda birileri tarafından keşfedildiklerini, özendirildiklerini anlatırlar. Rüzgâr Suya Yazmıştı kitabının kahramanı Gülfem, olmadık bir şeyi başarıyor. Keman çalma tutkusu öylesine güçlü ki; sabrıyla, yaratıcılığıyla ve azıcık da inatçı tutumuyla ailesini, yakın çevresini hatta yaşadığı kasabayı kemanla tanıştırıyor. Gülfem'in oyuncak kemanıyla başlattığı serüven bir iki yıl içinde, dillerde dolaşan bir usta kemancının öyküsüne dönüşüyor.”

Gülfem’in öyküsü içinde bir tren fabrikası ve elbette istasyonuna sahip Cemal Ünlü’nün anlatımıyla <ı>yaşamın insanlara “sadece uyulması gereken kurallar” olarak sunulması belki de bir kolaylıktı diye tariflendiği küçük bir Anadolu kentinde geçiyor.

Gülfem ancak bir sanatçının içinde olan bir tutkunun peşinden koşuyor.

<ı>Toprağa atılan tohumların ancak binde biri yeşermezken, sevdaların ancak binde biri yeşerir, serpilip gelişirdi…

Gülfem işte o binde bir yeşeren sevdayı serpilip, geliştiriyor. Bunu da belki zamanımıza iyice yabacılaşmış olan bir iki önemli şeyle; sabrı, yaratıcılığı ve inatçılığıyla yapıyor.

<ı>İnsanın sevdiği şey uğruna duyduğu telaşı, heyecanları, kederi, kaygısı hatta ardından karalar bağlayarak yas tutması hoş şeylerdi. Sevmekle ilintiliydi ve sevenler sevmenin verdiği tatlarla olgunlaşırlardı. Seviyorsan sıkıntılar tez unutulur, gelir geçerdi. Tek kötü yan; ulaşamamak, erişememekti. Çünkü sevenler bilirdi ki sevmek, sahip olmak demekti. Sevgi var olmak için söylenmeyi, dillerde dolaşmayı beklerdi.

Yazar Cemal Ünlü, Gülfem adıyla öyle bir karakter yaratmış ki içsesi, duyarlılığı, hayatı algılaması, değerlendirmesi ve onun karşısında duruşuyla bir (keman) sanatçı ile tanıştığınızın hemen farkına varıyorsunuz. Gülfem’e eşlik eden Seyyid Nuh da kentin içinde yaşamın bütün zorluklarını bir mücadeleye dönüştürüp ayakta durmaya çalışan güçlü bir kişilik olarak tanıtılıyor. Gülfem ne kadar gerçekse, Seyyid Nuh da bir o kadar gerçek ve tanıdık.

Özellikle ortaokul ve lise çağındaki gençlerin ilgisini çekecek; ancak onların abla, ağabey, anne ve babalarının da büyük bir merakla ve keyifle okuyabilecekleri bir kitap “Rüzgar Suya Yazmıştı.”

<ımg id="BLOGGER_PHOTO_ID_5363221315062555202" border="0" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_iAMAie1_S0Y/Sm39XtgbYkI/AAAAAAAAAus/LEdoX8tqpKI/s400/DSC05459.JPG">
Biraz da yazar Cemal Ünlü’den söz edelim.

Yazar, 1949'da Üsküdar doğumlu ve İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Gençlik yıllarından başlayarak oyuncu, yönetmen ve yazar olarak çocuk tiyatrosu ve çocuk edebiyatı ile ilgilendi. “Tohum Düştü Toprağa” isimli kitabı 1981'de Can Yayınları tarafından yayımlandı. Geleneksel gölge oyunu Karagöz'le ilgilendi. Karagöz CD'leri hazırladı, Türk gölge oyunu üzerine makaleler yazdı. Hazırlayıp sunduğu, “Karagöz'ün Salıncak Sefası” gösterisi 2002-2003, “Çifte Hamamlar” isimli Karagöz oyunu ise 2003-2004 döneminde AKM Oda Tiyatrosu'nda sergilendi.

“Kaçsam Bırakıp” adıyla yazdığı belgesel-müzikli oyununu; 2003-2004 tiyatro döneminde Konya Devlet Tiyatrosu'nda yönetti.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nde ve bazı özel okullarda “Metinlerle Türk Tiyatrosu Tarihi”, “Dünya Tiyatro Tarihi” dersleri verdi.

Türk kayıt tarihine ilişkin olarak makaleler, ansiklopedi maddeleri yazdı. Dinleti, konferans ve seminer aracılığı ile Türk kayıt tarihini tanıttı.

Açık Radyo'da hazırladığı “Sadanüvis” isimli program ile 2004 yılında Gazeteciler Cemiyeti Radyo Başarı ödülünü aldı. Yine aynı yıl Pan yayınları tarafından yayınlanan ve Türk kayıt tarihini konu eden “Git Zaman Gel Zaman” kitabına 2005 yılında, merkezi Amerika'da bulunan ARSC'nin “Dünya Müziği Kaydı En Başarılı Araştırma” ödülü verildi. (Kaynak – İnternet)

Son olarak kitabın arka kapağından yapacağız bir alıntı ile bitirelim.

<ı>Gülfem, bir iki güne kadar tırpanlarıyla çıkıp gelecek hasatçılardan önce davranır, yazın buğusu altındaki uçsuz bucaksız tarlalara koşar, som altındanmış gibi dalgalanan denizlerin ortasında kaybolup yiterek çalgısını çalardı. Kimi zaman da kendini demiryolunda bulur, rayların ve çakıl taşlarının üzerinde müzik yapmanın zevkine varırdı. İki yanı devedikenleriyle dolu hat boyunda geziniri, devedikenlerinin ballı özüne saldırıya geçmiş eşekarılarının vızıltıları arasında çalmaya çalışırdı. Tren geldiğinde kenara kaçar, zorlukla dikenlerin arasında kendine bir yer bulur, sindiği yerden tekerleklerin ray üzerindeki kıvılcımlı, ürkünç dönüşlerini seyrederdi.

Kitap Pan Yayıncılıktan basıldı.
Kitabı resimleyen: Serap Deliorman
12o Sayfa
http://www.pankitap.com/kitaplar/ruzgarsuyayazmisti.html

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..