Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '16

 
Kategori
Deneme
 

Rüzgârı arkana alma çocuk

Rüzgârı arkana alma çocuk
 

Görsel alıntı


Bütün çocuklar gökyüzünden henüz yere düşmemiş kar misali temiz ve bir melek gibi günahsız doğarlar. 

Günahlar, veballer yeryüzündeki hayatla başlar.

Günahsız çocuk;

Dileğim yolun, şansın, bahtın daima açık olsun. Sağlık, mutluluk ve başarı hep seninle birlikte olsun.

Yaşamda rüzgârın hangi yönden eseceği belli olmaz. 

Bazen merhametsiz, bazen insafsız eser. Merhametsiz rüzgâr en sağlam duvarları da yıkar, dalları kırar, yaprakları dallarından koparır. Sen rüzgârı arkana alma.

İnsanlar, dünyanın gerçek genleriyle oynadılar. Dünya artık eskisi gibi huzurlu bir dünya değildir. Dünya insanı merhametsiz ve acımasız oldu.

Çocuklara hiç acımadılar. Yelerinden, yurtlarından koparıldılar, anasız, babasız yetim kaldı çocuklar. 

Dünya denizlerin merhametsiz dalgalarında canlarını yitiren çocuklar ve yarınlarından umutsuz, gözleri yaşlı çocuklarla doludur.

Hayatta her insana canıyla birlikte birde kapalı ve ömrün sonuna kadar açılması imkânsız bir hediye paketi ihsan edilmiştir.

İşte o hediye paketinde olanlar ve olacaklar saklıdır. Olanlar ve olacaklar tane, tane, yan yana sanki bir nar tanesi içinde dizilmiş gibi.

İnsan geleceği hep merak eder ne çare ki hediye paketini açıp içindekilere bakma şansını bulamaz.

Yaşamda gönlünü yeryüzündeki toprak misali, yüreğini derya gibi geniş tutmalısın.   

Hayatta her zevkin, her sefanın bir cefası vardır. Yalanlara, hilelere, haksızlığa, ihanete dahi şahit olacaksın.

Hatta gülün güzelliğini, yaban aşısı ile soldururlar. Gülün kokusuna Ağu zakkum katarlar. Gül hüzün içinde, diken ağlar, bülbül de başlar ahu zar.

Sen bunlara sabır etmelisin, tahammül göstermelisin, metanetli olmalısın. Henüz çocuksun, gelecekte civan ve fidan olursun, günü geldiğinde meyveli ağaç daha sonra çınar olursun.

Çınar olanların hiç biri dönüşü olmayan yolculuğa çıkarken hayat hikâyelerini yazmadı. Bence onlar hayat hikâyelerini yazmalıydılar.

Çünkü her kesin bir hayat hikâyesi vardır ve o hayat hikâyesinde sevinçler, mutluluklar, acılar ve hüzünler vardır.

Çocuk sen! Çınar olunca hayat hikâyeni ve kapalı hediye paketinden çıkanları yazmalısın. Okurlar okumalı.

Dilersen bir halıya, dilersen bir kilime hayat hikâyeni nakış eyle. Hüzünleri, sevinçleri, mutluluğu, günahlarını, sevaplarını, halıya, kilime resimle. 

Gülüşlerini güneşe, gözyaşlarını yağmura benzet. Varsa sitemlerini, isyanlarını, ihanetleri de işaretle. Aşkını sevdanı çiçeklerle süsle.

Böyle dokumalı bir halıyı, kilimi henüz dönüşü olmayan yola yolculuk başlamadan götür pazarda okurlara sergile.

Dilerim hayat hikâyen sevinçlerle, mutluluklarla, başarılarla sonuçlanmış bir roman olur.

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN  

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..