Rüzgardelen

Türkçemiz ne yazık ki teknolojik alandaki az gelişmişliğimizle paralel olarak yeni icatlara karşılık kelime türetmede yetersiz kalmaktadır. Bu durumun aksi olan istisnalardan biri "bilgisayar" kelimesidir. İngilizce "computer" yerine "bilgisayar" denilerek hem icadın bilgileri sayma işlevine atıfta bulunulmuş, hem de yabancı dilden kelimeyi aynen almak yerine kelime türetme yolu seçilerek dilimizin zenginliğine katkı sağlanmıştır.

Yeni bir nesneye ya da duruma kelime türetme yolunun seçilmesinde karşılaşılabilecek en büyük zorluk halkın bu kelimeyi kullanmaya istekli ve yatkın olmamasıdır. Bunun ne kadar doğru olduğu kurumların bazı kelimelerin Türkçe'si budur diye ortaya attığı önerilerin konuşma dilinde neredeyse hiç yerini almamasıyla anlaşılabilir. İki tekerli bisiklete motor takarak son zamanlarda boş zamanlarımın çoğunu birlikte geçirdiğim oyuncağımı icat edenlere müteşekkirim. İngilizcesi "motorcycle" olan bu güzel aletin ismi ne yazık ki "televizyon" örneğinde olduğu gibi direkt olarak dilimize geçmiş. Bana sorsalar bu güzel ve insana sayısız haz yaşatan makinaya "rüzgardelen" derdim. Hava rüzgarlı olmasa dahi bu güzel alet kendi rüzgarını kendisi yaratır ve sonra o hava akımını üzerinde siz varken sizinle birlikte bir ok gibi deler; sizi umutlarınıza, dostlarınıza belki de yalnızlığınıza götürür. Sana motosiklet demeyi reddediyorum benim güzel rüzgardelenim.