Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

29 Ağustos '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

RÜZGARIN YÖNÜ...

RÜZGARIN YÖNÜ...
 

kaptanın resimleri error verdi, resim mecburen internetten alıntıdır


Rüzgarsız sakin dediğim ve yazdığım tatil, ertesi akşam esmeye başlayan rüzgarla yön değiştirdi. Tekneyle uzak adalara gidemiyoruz onun yerine okaliptüs ağaçlarının bulunduğu kumsal gözdemiz oldu iki gündür.  Olsun, Ayvalık tostları, kuruyemişlerimiz, yaşyemişlerimiz, kesilmiş kavunlar, buzlu sularımızla yine hiç aç kalmadan sahil muhabbetleri yapabiliyoruz. 
 
Tekneyle gezemeyince de o yakışıklı kaptanı da göremiyorum. Evet, hoş değil ama hoşlanıyorum galiba ben bu kaptandan.  O da gizlemeye çalışıyor ama kızlara gösterdiği aşırı  ilgiyle bana yaklaşmaya çalıştığını hissediyorum. Bir ilgi bir alaka... Kaptan yüzünden mi yoksa  içimdeki gizli miçoluktan mı bilmiyorum, adaya yaklaşırken teknenin çapasını ben atıyorum suya, ayrılırken de ben çekiyorum hevesle. Karşılıklı bir ilgi, bir yardımlaşma ki sormayın. Gel seninle deniz aşırı gidelim dese arkama dönüp bakmadan gidebilirmişim gibi hissediyorum. 
 
Kış gibi esiyor rüzgar, korkuttuğunu sanıyor ama ben bu sesleri de seviyorum. Rüyalarımın karışıklığından bahsetmiştim, en büyük kızım ve eşi, çekimleri başlayan Çiçek dizisinde oynayacaklardı. Dizi iptal edilmiş çok üzüldüm. Denizden gelen kara dalgalar onlara yoruldu. Ablam dün düşmüş caddede suratının üzerine, burnu kırılmış, kan-revan, ambulansla götürmüşler hastahaneye yardım eden yabancılar. Babam kızkardeşlerimle beni arabaya koyup götürüyordu, bu rüyada buna yorulsun. Eskiden küçük şimdi ortanca kızımın işinde bir takım problemler... Annem, fındık toplatırken bayılmış tarlada... Hanki piru fıkrasındaki Temel gibi hissettim kendimi. Kızkardeşim yanlarında şimdi, ablamın burnu çok acı çekerek alçıya alınmış, her şey akşama doğru yolunda gibiydi. Yarın erkek kardeşim, kızı ve eşiyle bize geliyor haftasonu için. Zeytinyağlı barbunya, zeytinyağlı bamya, kıymalı biber-patlıcan dolması, sigara böreği yaptım. Yarın akşam Cunda adasında balık var. Tek derdimiz karın doyurmakmış gibi ama karınlar her ortamda acıkıyorlar işte. 
 
Hayatın rüzgarları da gerçekleri gibi bazen nereden ne zaman eseceğini belli etmiyor. Güzel-güzel giderken her şey birden her yönden acıtan-korkutan rüzgarlar esebiliyor. Omuzların kilitleniyor kendini sıkmaktan. Her şeyi bırakıp kaptanın peşi sıra gitme düşüncesi utandırıyor "Sen ne biçim insansın" diye. Uzak olmak yakında yaşamaktan daha zor. Öyle çaresiz kalıyor ki insan yalvarıyor kötü bir şey olmaması için ama hayat hiç beklemiyor yaşatacaklarını. Kötü rüyalarım bununla kalır umarım. Tatili yaşamadan sağ-salim evimize ulaşmak için dua ediyorum. İnsan garip yaratık, rüyalarından dolayı yarından umut kestiği halde kışlık hazırlıkları da yapmaya devam ediyor. Buzlukta kış için bamyaları, deniz börülcelerini de hazırladım bu ara. 
 
Ağaçların kökleri olmasa gönüllü gidecekler rüzgarın peşinden aynı benim kaptanın peşinden gitmek istemem gibi ama... Bir yanım göçebe bir yanım ağaç kökleri gibi salınmışlar toprağa. Bir yanım kal iki rekat namaz kıl diyor bir yanım kalk da iki kadeh rakı iç rüzgara karşı diyor. Karanlıkta bembeyaz bir küçük kedi giriyor bahçemize. Bir gözü mavi bir gözü sarı, iki dilim salam veriyorum, korkuyor benden, uzaklaşıyorum yanından öyle gelip yiyor. Kendini gösterip kayboluyor, beni tartıyor nasıl biriyim diye. Gördüğün gibiyim diyorum, saklamak istesem de beceremem, korkma benden. Ey rüzgar bize yarın birkaç saat  izin ver, tavşan adasına götürmek için çok yiyecek birikti, onları bırakıp gelmek istiyorum bu arada kaptanı da görürüm, öyle güzel bakıyor ki gözleri, göresim geldi. 
 
 
 
 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..