Saadet'in çiftliği

Saadet'in Kutan'ı ve onların milli yayın organı aile sayfası yayınlamış. "Erkeğin hanımı üzerindeki haklarını" 'özlü' yazıda kadın ve erkek fotoğrafı kullanmak istenmeyince, sayfa Ali Baba'nın Çiftliği'ne dönmüş.

Sayfaya göz attığınızda kendinizi kümeste hissedebilirsiniz.
Aslında alakası yok, onlara göre tamamen haktan, hukuktan bir yazı.

Horoz, tavuk ve muhabbet kuşlarıyla süslenmiş. Tabii ki bilinçli olarak, anlamlı olarak... Horoz; evin erkeği tavuk; kadını, muhabbet kuşları; çocukları temsilen oradalar. Yaratıcılık budur, tasarım budur, mizampaj budur işte...

Kadının kocası üzerinde hakları olduğu gibi, erkeğin de karısı üzerinde hakları olduğu ne de güzel anlatılmış.

Müslüman bir kadının kocasına itaat etmesi gerektiği ile başlayan yazıda bakın daha neler var:

Kadın annesinin ve babasının evine kocasının izniyle gitmelidir

Kocasının izni dahilinde dışarıya çıkmalı ve kocasının izin verdiği yerlere gitmelidir.

Kadın kocasının izni olmadıkça oruç tutamaz.

Kadın, kocasının, evinin, çocuklarının, malının muhafızıdır ve kocası için kendi namusunu koruması ve aynı zamanda aralarında geçen maceraları ve sırlarını muhafaza etmesi lazımdır.

Kadının, kocasının doğru ve helal olan emrine itaat etmesi, son derece hürmet etmesi, evde tek söz sahibi kocasını tanıması gerekir.

Koca, kadının reis ve amiridir.

Kocasının sözünü ağzında bırakmamasını, her sözüne muhalefet etmemesini bilmelidir.

Bu haller kendisinde bulunan kadınlar güzel huylu ve Allah’ın methine layık saliha kadınlardır.

Gördünüz değil mi hakkı, hukuku.

Bu zihniyet için, "Kadın 'Hakkı' yoktur, çünkü, 'Hakkı' erkek ismidir." şeklindeki 'çok özlü' sözü bayat da olsa, yeri geldiğinde kullanacaksın ki, hem yazarının gücüne gitmesin, hem de 'cuk' sesi gelsin.

Anlaşılan o ki, bırakın ilerlemeyi, yerinde saymayı, biz kaldığımız yerde bile değiliz.
Saadet; neyin pirim yapacağını, 'oy'a dönüşeceğini talebelerine öğretmiş ama kendisi çok geç kalmış. Yani seçimi kazanan Üsküdar'ı geçmiş...