Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Saat 03.02 ve 45 saniye...

Saat 03.02 ve 45 saniye...
 

45 saniye...
İnsan hayatında bu kadarcık kısa bir zamanın ne önemi olabilir ki?

Hangi 45 saniye insanların hayatlarını, ümitlerini geleceklerini yok edebilir ki?

İşte 17 Ağustos gecesi saat 03.02de derinden gelen o korkunç gürültüyle birlikte 45 saniye süren sarsıntı onbinlerce hayatı yok etmeye yetiverdi.

Yalnız o kadarla da kalmadı... yine binlerce sakat insan, ailesini, akrabalarını, komşularını ve varını yoğunu enkazlar altında bırakmıştı, sadece evet sadece 45 saniyede...

Dün Gölcük Kavaklı sahilinde sabaha kadar süren, depremin 8.ci yılında çeşitli etkinlikler yapıldı.O gece ölenlerin anısına bir anıt açıldı.

Paneller, resim sergileri ve söyleşilerle kaybedilenler buruk bir şekilde anıldı.

Bugün hala Gölcükte oturan ve depremden sonra başka şehirlere gidip yerleşen binlerce insan gelerek sahilleri doldurdu. Sabaha kadar kaybettiklerini unutmadıklarını... hala kalblerinde olduklarını anlatan yazılar okuyup, şiirler söylediler.

Unutmadık, unutmayacağız diyerek ağlayanlar sesiz sedasız denize bakanlar, deprem öldürmez binalar öldürür diye bir kez daha hatırlatan konuşmacıları dinleyenler arasında, hala hasarlı evini göstermelik tamir edip başkalarına kiraya verenler var mıydı? merak ettim doğrusu.

Zira konuşan insanların önemle üzerinde durduğu bir konuydu bu...

Depremden sonra orta hasarlı binaların sahiplerinin, yetkililerle anlaşarak az hasarlı raporu aldıkları ve bu hasarlı evleri dıştan anlaşılmayacak şekilde tamir ettikleri ve diğer insanlara nasıl insafsızca kiraya verdiklerini anlattılar.

Yani o kadar çok kişiyi kaybeden insanlar, nasıl oluyor da daha acılar bu kadar taze iken ve de sebebin çürük yapılanma olduğunu öğrenmişken, bu kadar sorumsuzca davranabilir?

Deprem sadece Gölcük'te İzmit'te Sakarya'da İstanbul'da Yalova'da olmamış ...
Meğerse depremin büyüğü insani değerlerimiz de olmuşta hala bunun idrakinde olamamışız.

Nasıl bir değer ki, insan hayatını kendi kişisel hayatının refahı için satan insanlar, bir nebze dahi suçluluk duymaz olabiliyor?

Ve göre göre, bile bile aynı hataya devam edebiliyor?

Diğer yandan da... hiç bir menfaat beklemeksizin gece gündüz belki bir insan daha kurtarırım diyen ve dünyanın neresinde olursa olsun hayat kurtarmaya giden arama ve kurtarma örgütlerindeki yüzlere insan...

iyi ki varlar!
iyi ki onları tanıdık ki, bu acımızı biraz olsun hafifletip hala yaşanılası bir dünya için... bize umut vadediyor.

Ve maalesef önümüzdeki yıllarda, İstanbul'da koca bir yıkıma sebep olacağı bilinen bir depreme karşı yapılan hiçbir somut önlem yok...Büyük bir tevekkülle beklemekteyiz!

 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..