Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Saat 15.00-17.00 arası neredeydiniz?

Saat 15.00-17.00 arası neredeydiniz?
 

REKLAMLAR…

Televizyonlar’ın, baş köşemize kurulması, hele hele “Özel Televizyon”ların mantar gibi çoğalması... Sevilen, beğenilen diziler arttıkça “REKLAM” arası dizi seyredilmeye başlanıldı. Durum böyle olunca da diziyi seyredebilmek için yaklaşık yedi sekiz dakika süren reklamlar ve reklamlarda tanıtımı yapılan ürünler daha çok dikkatimizi çekmekte.Ayrıca,toplumda ki değişiklikleri vurgulayan hareketleri,davranışları ortaya koyuyor.Çeşitli reklamlardan yola çıkarak da, ne olduk, ne yapıyoruz, nasıl bu hale geldik diye düşünmemize neden olmakta.

Son zamanlarda televizyon kanallarında sık sık gösterilmekte olan bir reklam var.

Reklamın konusu kısaca şöyle ;ofiste saat 15.00-17.00 arası tüm çalışanlar tanıtımı yapılan üründen yemeye başlıyor.Yedikleri ürünün verdiği zevk ve keyif sonucu kendilerinden geçerek, ilgisiz, vurdumduymaz bir tavır sergilemeye başlıyorlar.Bu fırsatı çok iyi değerlendiren hırsızlar ise ofise girerek, çalışanların bilgisayarlarından, ofis telefonlarına, cep telefonlarından, kol saatlerine, ofiste bulunan saksı içindeki çiçeklere kadar kısaca ofis ve ofiste çalışanların üzerinde ne var ne yok ise her şeyi alıp götürüyorlar. Çalışanlara sadece oturdukları koltuklar, ellerinde ise kendilerinden geçirten yiyecekten başka hiçbir şey kalmıyor. Saat 17.00 olup çalışanlar yedikleri yiyeceği bitirip kendilerine geldiklerinde, ofiste hırsızlık yapıldığını fark edip polise haber veriyorlar olay yerine gelen komiser ya da işyeri sahibi çalışanlara “Saat 15.00-17.00 arasında neredeydiniz?” diye sorunca çalışanlar birbirlerine bakıyorlar.

Aynı ürünün, tanıtımının yapıldığı diğer reklamda ise genç bir kadın bankta oturarak bu yiyecekten yemekte.O sırada trafik kazası meydana geliyor. Genç kadın ise yediği yiyeceğin verdiği zevk ile öylesine kendinden geçmiş ki çevresinde olup biten hiçbir şey –özellikle de trafik kazası-ile ilgilenme ihtiyacını duymuyor.

Yukarıda sözünü ettiğim aynı ürünün tanıtımını yapan iki reklamı bu kadar detaylı anlatmamın asıl nedeni aşağıda yazan ve insanın tüylerini diken diken eden,

20 Kasım 2007 tarihli Vatan Gazetesinde yayınlanan bir haber;

<ı>İntiharı herkes seyretti

<ı>İki yıl önce anne ve babasını kaybeden, geçen yıl boşanan genç kadın, Üsküdar-Beşiktaş motorundan denize atladı

<ı>ÜSKÜDAR-Beşiktaş yolcu motorunda çift yönlü bir dram yaşandı. Bir genç kadın intihar etti. Bu intiharı motorda bulunan onlarca kişi sadece izleri, hiç kimse müdahale etmedi.

2 yıl önce art arda anne ve babasını kaybeden Ayça İpek Büyükakbaş (27), geçen yıl da eşinden boşanınca bunalıma girdi. Yakın zamanda yeni bir ilişkiye başlayan Büyükakbaş, önceki akşam bindiği Üsküdar-Beşiktaş motorunda telefonla konuştuğu sevgilisiyle tartışmaya başladı. Bir anda gözyaşlarına boğulan Büyükakbaş, teknenin arka kısmına <ı>geçti. “Sana bunu yaşatmak istemezdim” diyen genç kadın, <ı>motordaki onlarca yolcunun önünde montunu, ayakkabısını çıkardı, çantasını yere bıraktı ve şaşkın bakışlar arasında kendini İstanbul Boğazı’nın karanlık sularına bıraktı. Tüm bu süre içinde genç kadına hiç müdahale etmeyen yolcular iş işten geçtikten sonra kaptana haber verdi

Haber’in devamı ise şöyle

<ı>Gemi mi çarptı?<ı>
Kaptan, Dolmabahçe Sarayı önünde seyreden motoru geri çevirdi. Ancak birkaç tane geminin üzerinde geçtiği bölgede genç kadının izine rastlanamadı. Deniz Polisi de Büyükakbaş’ı bulamadı. Bir geminin çarpmış olabileceği belirtilen genç kadının intiharından önce telefonla konuştuğu sevgilisi gözaltına alındı.<ı>

Dikkatinizi çekerim bütün bu olay motorda ve herkesin gözü önünde gerçekleşmekte ve ne ilginçtir ki kimse kılını bile kıpırdatmamakta

Bu ne duyarsızlık, bu ne ilgisizlik, sevgisizlik ? Genç kadın herkesin gözü önünde montunu,ayakkabılarını çıkartıyor,çantasını yere koyuyor ve denize atlıyor.Bütün bu olup bitenler arasında kimse kıpırdamıyor,genç kadını düşüncesinden vazgeçirmeye, eteğinden,paçasından, belinden tutup engellemeye çalışan bir vatandaş bile ortaya çıkmıyor. Her şey olup bittikten sonra ise kaptana haber verilmekte..

Ne oldu da bize, bu denli duyarsız ilgisiz,sevgisiz bir toplum olduk.

Olay saat 21.30’da meydana gelmiş. Sanırım o sırada motorda bulunan yolcular yukarıda belirttiğim tanıtımı yapılan yiyecekten yiyerek kendilerinden geçmişlerdi ki olayın farkına varamadılar.

Yemek için mi yaşamalı?

Yaşamak için mi yemeli?

 
Toplam blog
: 226
: 1337
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

1960 İstanbul doğumluyum. Kitap okumayı, yazı yazmayı, resim yapmayı ve yabancı dil'den Türkçe'ye..