Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Saatin sesi !

Saatin sesi !
 

Saat'in sesine kulak verdiğin zaman anlarsın belki de geçen zamanın acısını. Karnına en derinden bir ürperme, bir sızı vurur yüreğine kadar uzanan. Yaşam damarların da hissedersin belki de o anları, gerçek gözyaşları, sahte gülüşleri. Derin bir hüzün çökünce ruhuna, duvarlar üzerine doğru yıkılınca ve içindeki labirentler de kaybolup yolunu bulamayınca anlarsın belki de çoğu şeyi !

Etraf'a sarılırsın önce. Koşarsın, koşarsın ve hep koşarsın... Hep bir kovalamaca hep bir kaçış... Bir dal'a sımsıkı tutunma, bir sığınakta yağmurdan korunmaya, kaçmaya çalışmaca, bir ağacın gölgesin de dinlenmeye çalışma...  Tutunduğun dal kırılınca, korunduğun, emin ellerde olduğunu sandığın sığınak yok olunca, gölgeler kaybolunca, koşmanın, sığınmanın hiçbir fayda olmadığını gördüğünde, hiçbir sığınağın ve dal'ın emin olmadığını anladığında kendine sarılırsın en son. İçindeki tüm güzelliklere, seni sen yapan tüm bağlara tutunursan güçlü olursun...

Dünden kalan hüzündür seni güçlü kılan, yaşanamamış dünler, farkında olunmayan şimdiler ve yaşanacak olan yarınlar...  Söylenmiş hatta söylemeden kırılmış kalpler, yıkılmış kentler, yokolmuş ülkeler ve unutulmuş, saklanmış gözyaşları...

Ve tekrar Saat'in sesine kulak verdiğin de, Akreple, yelkovan'ın birbirinden kaçtığı, korkulu anlara sahne olduğu sesi dinlediğin de, her 'Tik Tak' sesinde, içinde bir kıpırdama, bir heyecan olur.  Korku düşer ruhuna...

Ve Korkma Saat'in sesinden, Akreple, Yelkovan'ın sesine kulak ver ki senin duymadıklarını kulağına fısıldasın. Kaçma ki sana görmediklerini söylesin...

Yelkovanın hızına yetişemiyor zavallı akrep. İşte birkaç saat sonra Akrep'le yelkovan aynı hizzaya gelecek. Yeni birgün doğacak. Yeni bir hayat, yeni bir Saat sesi...

 
Toplam blog
: 11
: 1004
Kayıt tarihi
: 03.06.10
 
 

Elime kağıdı kalemi aldığımda herşey bambaşkaydı benim için, hayal kırıklığı, hayatın verdiği yıkıkl..