Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Sabahın en yakın olduğu saatlerdeyiz

Sabahın en yakın olduğu saatlerdeyiz
 

"Gazeteci ordusu" Karayılan'ı görmek için itiş kakış içinde.


Bölgede İsrail’in yerine geçecek, Kürdistan Devletinin kuruluş aşaması olan “süreç” çalışmalarının başladığından beri hep ne dedik?. Oslo görüşmeleri, İmralı git gelleri, Öcalan- Tayyip görüşmeleri ile ilgili pazarlıkların ve ne verilip ne alındığının kamuoyuna açıklanması gerekir, ne yapıyorlar halkın bilmesi gerekir..

Peşinden de sürekli vurguladık; Abdullah Öcalan aptal bir insan olmadığına göre onun şahsında ABD-AB ve PKK’nın isteklerine uygun şartlar yerine getiriliyor ki çatışmasızlık ve geri çekilme konularında PKK’nın kabulü ve bir anlaşma var.

Yavaş yavaş bu ihanet anlaşmasının şartları gün ışığına çıkıyor ve ülkemizin nasıl bir kumpasın içine sokulmaya çalışıldığı daha net anlaşılıyor.  

Anlaşma taraflar arasında yapılır ve tarafların ileri sürdüğü belli şartlar yerine getirilerek sonuçlandırılır değil mi?.  Taraflar  kim?.  ABD-AB, PKK ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti.

İhanet şebekesinin önemli bir ayağı olan yandaş ve satılmış medya ordusunun Kandil’den “Büyük Muzaffer” Karayılan’ın açıklamalarını birbirlerini ezme pahasına görüntüledikleri basın açıklamasındaki Karayılan görüşleri (anlaşma için ileri sürdüğü şartlar) şöyle:

1. Kendi insiyatifimizle bildiğimiz, her zaman kullandığımız yolları kullanacağız.

2. Çıkışlar 8 Mayısta başlayacak.

3. Barzani bölgesine geçeceğiz, Barzani destek versin.

4. Türk Askerinin duyarlı olması zorunludur, müdahale edilirse çekilme duracak ve karşılık verilecek.

5. Çıkış sürecinde uzlaşılan konulara dikkat edilsin. Tahriklerden uzak durulsun.

6. Bağımsız heyetler süreci izlesin, Sorun çıkarsa devreye girsin.

Ayrıca Tayyip Erdoğan’ın halkımıza pompalamaya çalıştığı “PKK silah bırakıyor” propagandası ile ilgili de açıklama yapıyor Karayılan: “PKK Kuzey Irak’a geçtikten sonra, PKK taleplerini karşılayacak Anayasal ve Yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi durumunda silah bırakma konusunu gündemimize alacağız.”

Peşinden Aliza Marius adlı (Ki büyük bir ihtimalle CIA ajanıdır) uzman açıklıyor. PKK'nın her dediğini yapın yoksa geri gelirler.

Yani öyle iddia edildiği gibi silah bırakma falan yok, aksine adamların ellerini kollarını sallayarak bölgeden silahlı ve hazır birlikler olarak çekilmeleri için TSK geri çekiliyor.

Bolu Komando Tugayı bölgeden ayrılıyor, bölgedeki iki tabur elektrik ve su kaçaklarını takip için görevlendiriliyor askerin herhangi bir müdahalesi olasılığına karşılık valiler tam anlamıyla yetkili kılınıyor. vs.vs.

Buraya kadar PKK’nın her dediği yapılmış görünüyor.

Peki bu nasıl anlaşma?

Taraflardan birinin her dediğinin yapıldığı karşı tarafın ise hiçbir çıkarının olmadığı aksine müstemleke ülkelerinde görülen her türlü dayatmanın kabul edildiği bir ortam oluşmamış mı?. PKK, silah ve ABD-AB baskısıyla her dediğini yaptırmış  gözükmüyor mu?.

Ayrıca “süreci” bağımsız heyetlerin izlemesini ve gerektiğinde müdahale etmesini istiyor Karayılan ve bu durumun ilk örneğini görüyoruz dün. AB, PKK’yı “Aktivist bir Sivil Toplum Örgütü” ilan ediyor.

İstedikleri Anayasal ve Yasal düzenlemeler ne?. AKP’nin gündemindeki Anayasa çalışmalarına bakalım anlarız. Lafı uzatmaya gerek yok, tam anlamıyla ABD-AB ve PKK isteklerini karşılayan ve ilerleyen dönemde ülkenin Doğu-Güneydoğusunda oluşturulacak olan bir Kürdistan’ın temellerini atan bir Anayasa.

Ki hazırlanan böyle bir Anayasa ilerde her türlü etnik kökenin istedikleri anda özerk son tahlilde de bağımsız olabilmelerini sağlayan bir Anayasa olacaktır.

Yani ABD Emperyalistleri ilerde istedikleri gibi kullanacakları ve başlarını ağrıtmayacak çözümler üretebilecekleri bir Anayasa’yı dayatıyorlar Türkiye’ye. Tabi Eşbaşkanlıkları kanalıyla.

Eee kardeşim tarafların bir tarafı bu kadar taviz koparmışsa karşı taraf aptalmı hiç mi kendi çıkarına bir gelişme olmayacak bu anlaşmada diye sorulabilir.

Tabi ki Eşbaşkanlık tarafınında önemli “kazanımları” olacak bu süreç sonunda.

Mesela Tayyip Erdoğan önümüzdeki hayati önemdeki seçimlere çatışmasız ve terörsüz bir ortamda girecek. “PKK’yı bitirdik” propagandasını önemli bir koz olarak kullanacak. Başkanlık yada yarı başkanlık yada Partili Cumhurbaşkanlığı gibi kendisini tartışmasız  tek adam yapacak bir ortam yakalayacak ve eline geçirdiği imkanlarla siyasi hayatının sonunu Eş Sultan olarak tamamlayacak.

Ülke bölünmüş,

Güneyde kurulan Kürdistan kanalıyla, bölge petrolleri Akdeniz üzerinden Emperyalist ülkelerin depolarına akmış,

40000 tane insan ölmüş, PKK’nın bölgede yarattığı derin maddi ve manevi tahrifat unutulmuş,

Ordu mensuplarının elleri kolları bağlanmış, tüm yurtsever ve bağımsızlıkçı unsurlar Silivri zindanlarına tıkılmış,

Yargısız, bağımsız medyasız, muhalefetsiz, pısırık, içine kapanık, neme lazımcı bir toplum oluşturulmuş,

Mahalle mahalle tekke ve dergahlar açılmış,

Bayrak, istiklal marşı ve milli bayramları kutlamak yasaklanmış,

Atatürk’ü anmak ve fikirlerini söylemek suç sayılmış,

Saidi Nursi’ler ve Seyit Rıza’lar kahraman ilan edilmiş heykellerinin dikilmesi furyası başlatılmış,

Tüm kamu kurumlarındaki TC yazıları çıkarılmış vs.vs.

Tüm bunlar umrunda değil tabi ki Eş Sultan’ın ve onun tek derdi son dönemlerini ülkenin tek hakimi olarak tamamlamak.

Tüm bu karanlık dönemin sonucunda ne olacak peki?.

Ne olacağının işaretlerini en son 23 Nisanda Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gördük. On binler Milli Merkez kuruluşunu kutladı.  Halkımız ülkenin sahipsiz olmadığını ve en sonunda Milli’cilerin Gayri Millici’leri alt edeceğini gösterdi. Umudumuz her geçen gün artıyor,  bunun örneklerini 10 Kasım'larda, 29 Ekim'lerde, 13 Aralık'larda, 8 Nisan'larda 19 Mayıs'larda meydanlara toplanan milyonlar gösterdi, göstermeye de devam edecektir eminim.

Nazım Hikmet Kültür Merkezi demişken, dün Bursa’da Nazım Hikmet Kültür Evinde de bir panel düzenlenmiş ve konuşmacı Altan Tan katılımın çok düşük ve dinleyicilerin çok az olmasından yakınmış.

İşte bu iki Nazım Hikmet Kültür Merkezindeki toplantılar geleceğin Türkiye’sinin nasıl şekilleneceğinin de habercisi bence. Ankara’da Nazım Hikmet Kültür Merkezinde Milli Merkez Kurultayı için toplanan onbinler bir tarafta, Bursa’da Nazım Hikmet Kültür Evi’nde bir araya gelmeye çalışan 3-5 vatan haini bir tarafta.

Sabahın en yakın olduğu dönemdeyiz..

Saygılar.

27.04.2013

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..