Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '11

 
Kategori
Aile
 

Sabır taşı

Sabır taşı
 

Daha çocuk yaşta evlendirilmiş, gelenek ve göreneklerine bağlı bir toplumda yetiştiği için eşine ve eşinin ailesine saygıda kusur etmemişti. Ama eşi onu kendisine köle olarak almış, ne sırtından sopayı nede karnından sıpayı eksik etmemişti. Yediği sopaların acısını yavrularını bağrına basarak teselli bulmuştu. Ona sadece evinde yaşam hakkı tanıyan bir kocası varken aile büyüklerinin; kocandır döverde, severde öğütleri ile avutmuştu kendisini yıllarca! Oysa adam sadece hakaret ve dayaktan başka bir şey göstermemişti. Tabi kendisi dışarıda gününü gün etmiş, evdeki nede hayatı zindan etmeyi uygun görmüştü.

* Kadın yıllarca ha bugün, ha yarın düzelir diyerek sabırla yuvasını beklemiş çocuklarını büyütmüştü. Beklediği olmadı. Adamda zerre değişiklik olmadı. Gençliğinde yaptığı çapkınlıkları gençliğine ve erkeğin elinin kirine verilirken, Adam orta yaşta bile kart zamparalığına devam etti. Üstelik yenilir yutulur cinsten olmayan itiraflarda bulunarak sabır taşına bile söylesen çatlatan cinsten ihanetlerini döküverdi ortaya. Dedim ya sabır taşı da olsa çatlardı diye sonunda çatladı. Kadın dönüp arkasına baktığında yıllarca sabır ederek devam ettirmeye çalıştığı yuvası için bir arpa boyu bile yol almadığını gördü. İki kişilik yalnızlığını tek başına devam ettirmeye karar verdi. Dile kolay otuz sekiz yılını verdiği bu aile kurumundan eline aldığı iki bavul ile istifa kararı aldı. Yanında kimsesi yoktu, çocukları için katlandığı bu çile dolu yaşantısında çocukları bile destek olamamıştı annelerine. Paranın gücüne yenik düştü, kendisinde yoktu o güç simgesi olan insanların adını duyunca yüzlerini güldüren şıngırtıdan. Onun boynunu büken cebinin boş olması değil, yüreğinin boş olmasıydı. Hiç kolay değil; yıllarını verdiği, her türlü cefasını çektiği yuvasından çıkarken, bavulunu taşıyacak olan kendi çocukları değildi. Komşusunun oğlundan rica edebilmişti. Dur gitme, ne yapıyorsun anne diyen veya hanım çıldırdın mı böyle nereye gidiyorsun diyen olmamıştı.

Bir ömür geçirdiği yuvası böyle yerle bir olmuştu. Elinde kalan sadece kanayan bir yürek ve çile dolu anılar! Gülmemişti ki yüzü ona çok görmüştü mutluluğu, karısından esirgediği sevgiyi, ilgiyi öbür kadınlara bol keseden dağıtmıştı, kart zampara. Bakalım zaman gösterecek son gülenin kim olacağını, kart zampara ve öteki kadın mı, yoksa sabır taşı yerine kullanılan asil kadın mı? İlahi adalet varsa eğer doğru seçenek ikinci şık olacak. Yüreğim ve dualarım seninle yüreği temiz kadın, yolun ve bahtın açık olsun. Güneş sana da doğacak bir gün, hayat her şeye rağmen yaşamaya değer, arkana bakmadan gelecek güzel günlere gülümse, gülüm seki yüzündeki güller açsın. Sen kaybettiklerine değil, o seni kaybettiği için üzülsün. Çıktığın bu yolda mutluluklar peşinden gelsin. 

 
Toplam blog
: 173
: 568
Kayıt tarihi
: 15.01.10
 
 

Kamuda çalışıyorum, dünyalar tatlısı üç tane yavrum var. Burda bulunmamın sebebi hayatı sizlerle ..