Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '17

 
Kategori
Güncel
 

Sabır ve Tahammül Gösteremeyenler Başarıya Ulaşamazlar

Sabır ve Tahammül Gösteremeyenler Başarıya Ulaşamazlar
 

Türkiye’nin ilk yerli otomobili “ DEVRİM “ Bekleme erdemi için sabır gösteremeyen, güçlü ve zorlayıcı etkenlere karşı koyabilme tahammülü olmayan.

Zamanın astım, kestim güçlüsü Cemal Gürsel’in korkusu yüzünden 29 Ekim 1961 tarihinde DEVRİM doğduğu gün yaşamadan ve bizzat devlet eliyle öldürülmüştü.

Arkalarında, kendilerine doğru düzgün bir teşekkür bile edilmemiş 23 tane gözü pek mühendisi bırakmışlardı.

Aslında Türkiye’nin ilk yerli otomobili “Devrim deposuna benzin doldurulmadı, Cemal Gürsel hiddetlendi, şiddetlendi mühendisler korktu olayından değil.

Büyük şeytan Amerika Türkiye otomobil üretmesin dedi de ondan üretime geçilmedi ve bu günlere gelindi, onun için böyle geç kaldık.

Şimdi tarih 2 Ekim 2017 yani 56 yıl (yarım asırdan fazla) zaman geçtikten sonra ülkemizde yerli otomobil yapılması sevindirici bir gelişme. Yerli otomobil üretecek şirketlerbelirlendi.

Anadolu Grubu:  .BMC:  .Kıraça Holding:  .Türkcell:  Zorlu Holding: Ülkemiz için hayırlı uğurlu olsun.  

Peki, neden böyle geç kaldık?

Daha önce yazdık,gelin senaryosu güzel hazırlanmış Devrim otomobilinin hikayesini yeniden okuyalım. 

Aslında otomobil yapılmıştır ama sonrasında mühendislerin benzin koymayı unutmalarından dolayı araba yolda kalmıştır ve sonunda Türklerin araba sevdası hüsrana uğramıştır.

Tabi durum bu olunca her zamanki gibi ağzımıza sakız olmuş bir lafı otomobil üretimi konusunda da sıkça tekrar etmeye başlamışız. Türkler otomobil yapamaz.  

Yıl,1961. Cemal Gürsel cuntası işbaşındadır. Çeşitli firmalarda çalışan 23 tecrübeli Türk mühendisi, kendilerine gönderilen ayrı, ayrı mektuplarla “mühim bir konuyu istişare etmek üzere” Ulaştırma Bakanlığı’na davet edilirler.

Mühendislerin bazıları yurt dışında görev yapmaktadır; ancak mesajı alan herkes “devletin isteği başımız üstüne” diyerek işini gücünü bırakıp Ankara’ya gelir.

Yazıda : “Bu yılın Cumhuriyet Bayramı törenlerinde halkımızın görüş ve takdirlerine sunulmak üzere, hem tasarımı hem de malzeme olarak tamamen yerli malı bir otomobil üretmenizi istiyorum.” Mesajı vardır.

Ayrıca mektupta bu görevin TCDD İşletmesine verildiği ve bu amaçla dönemin rakamlarıyla 1.400.000.-TL ödenek ayrıldığı da yazmaktadır.

O gün orada bulunan 23 mühendis bu emri “Türk insanının makûs talihine karşı bir meydan okuma” olarak algılarlar. En küçük bir tereddüt ya da endişe sergilenmeden derhal işe başlanır.

Çalışma mekanı olarak Devlet Demiryollarının Eskişehir’deki Cer Atölyesi seçilir.

Zaman müthiş dardır, ekibin otomobili Cumhuriyet Bayramı’na yetiştirmeleri için yalnızca 129 günü vardır. Nihayet Ekim ortalarında Devrim otomobillerinden ilki tecrübeye hazır duruma gelir. 

Elektrik donanımı ile diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor yatakları ile cam ve lastikleri dışında tüm parçaları da yerli.   

Ekip günde sadece birkaç saat uyuyarak ve bu süre zarfında tesislerden hiç ayrılmaksızın, modeli tümüyle kendilerine ait olan, tüm parçaları el işçiliğiyle üretilmiş, 4 silindirli ve direksiyondan vitesli harika bir “aile otomobili” üretir. Hem de bir tane değil, tam üç tane!

Üç araç da insanüstü bir çabanın sonucunda 28 Ekim’in akşam saatlerinde tamamlanmış,  Araçlara “Devrim 1“”Devrim 2” ve “Devrim 3” isimleri verilir.

Mühendislerden biri Cumhurbaşkanı’nın alternatif bir renk isteyebileceğini de düşünerek, araçlardan birinin siyah olmasını teklif eder. Böylelikle, iki otomobil krem rengi kalırken, üçüncüsü ise onu 29 Ekim gece yarısı Ankara’ya götüren “Kara kurt” treninde bin bir güçlük içinde siyah renge boyanır.

Kıymetli okurlar korkudan dolayı aceleye ve heyecana bakınız. Korku etrafı sarmış 

Depolarında, trendeki güvenlik kuralları gereği hiç benzin bulunmayan, Türkiye’nin ilk yerli otomobili devrim arabaları, o zamanlar Sıhhiye semtinde bulunan Ankara Demiryolu Fabrikası’na indirilir.

Manevra imkanı sağlamak için depolarına yalnızca birkaç litre benzin doldurulur. Hal bu ki asıl ikmal sabahleyin Sıhhiye’deki Mobil Benzin İstasyonundan yapılacak, sonra da Meclis’e gidilecekti.

29 Ekim sabahı, Devrim arabaları oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıkılır. Eskorttakiler, benzin alma işinden haberdar olmadığı için, Mobil’e uğramadan yola devam ettiler. Meclis’in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, alelacele getirilen benzin ilk otomobile doldurulur.

İkinci otomobile benzin konacağı sırada Cemal Paşa Meclis’in önüne gelmiş ve Anıtkabir’e gitmek üzere 2 numaralı benzini henüz konamamış Devrim otomobiline biner. Acele eden sabır gösteremeyen Cemal Gürsel’e Paşam o araç değil bu araca bineceksiniz diyemediler. Bir kere korku dağları sarmıştı.

Yola çıkılır. Fakat 100 m. kadar sonra motor öksürerek durur. Cemal Paşa’nın ” NE OLUYOR ?” sorusuna direksiyondaki sıkılarak ”PAŞAM BENZİN BİTTİ” cevabını verir. Paşa’dan özür dilenilerek 1 numaralı Devrim arabasına geçmesi rica edilir. Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir’e bu otomobil ile gider.

Cemal Paşa Anıtkabir’de araçtan inerken hiddetli, şiddetli bir şekilde “GARP KAFASIYLA ARABA YAPIYORSUNUZ AMA ŞARKLI OLDUĞUNUZ İÇİN BENZİN KOYMAYI UNUTUYORSUNUZ” diyerek hışımla aracı terk eder.

Elbette o aracı yapmayı başaranlar deposuna benzin koymayı da biliyorlardı. Ne çare ki korku dağları sarmıştı, her keste bir korku, bir heyecan ve panik mevcuttu. Bunu Paşaya anlatmak ise cesaret meselesiydi.   .

İşte onun için sözde ve gzel bir senaryo ile ülkemiz otomobil yapmada böyle geç kaldı, işte onun için Türkiye otomobil için dışarıya bağımlı oldu. Sabırsız ve tahammülsüz yöneticiler başarıya ulaşamaz.  

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..