Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sabret geleceğim

Sabret geleceğim
 

Yine ansızın gittin.
Oysa nasıl bir yıl dilemiştin ve yeni bir başlangıç..
Geçen gittiğinde yine böyle; bir süre sonra sadece iki satır mesaj iletmiştin "sabret geleceğim" nasıl beklediğimi, nasıl özlediğimi, unutmuştum hiç aramadığını, o an.. Sihirli gibi gelmişti bu iki kelime."Sabret geleceğim" Aşkım demen kadar güzel gelmişti bana.
Avucumda sıkıp oynadığım o yumuşak sarı topun üstüne yazmıştım bu sihirli kelimeleri..Acaba o top nerde..

Bir şimşek çakımıydı olan hayaldeki gibi, hakiki bir aydınlanma yarattı ışığı, sonsuz bir güç, umut verdi, yarattı bizi yeniden..Varlıklarımız var olduğu için sevinç duydu, mekanı her yerdi ve her zaman...
Yine de kokunun yakınında olmak, gözlerinde, sadece ve hiç düşüncede, sadece gülümsemek..

Geldiğinde seni kaygıyla heyecanla gözlerinde arardım, gözlerinde bulurdum sevinci..
Gittiğinde gitmek istemediğim yer olurdu mekanın bana, hiç gidemezdim, kokun kalırdı ya, uzun süre kıyamazdım, gidemezdim ondan uzağa..

Bu kez gitmeliydin. Bu kez hiç mesaj yok, nerdeyse 414 gün oldu, zaman hiç yetmiyor kalemle zihnimle boğuşup duruyorum.

Belki çok şey istiyorum arsızca yapışıp yaşamdan, belki yaşam kötü değil, yalan değil. Direnmeye çabalamaktan yetişemiyorum belki, belki bırakmalıyım akıp gitmeli. Bir anın ikince kez yaşanması imkansız, sanki bir kez daha istiyorum "sabret geleceğim" mesajını.. sabret..kaç kez öldüm..
Başka bir sabrı öğrenensin artık.. Başka bir sabır.. Hayata taşımak yükümlülüğün.. Bozulmuş doğa böyle hükmetti..

Ancak şöyle diyebiliyorum, o kısa geçmiş, ne çılgın ve çoşkulu..
Yine kar yağıyor bugün Ankara'da, tesadüf.. Ama başka bir kar ve başka bir zamandı.. Hep derdin ya bütün zamanlar ve her yer..Ben de inanırdım... Geçmişin hayali, ayrılıklar da iyi geliyor sanki ama sonra boşluk..

Biliyorum orda bir yerdesin, belki kar yağıyor orda da, ne diyordum gözlerin gözlerin aklımı aldı yine, gözlerinden içeri hayat bana, hatırladım: bazen ya sesi gelirse önden sesini, duymaktan korkuyorum, konuşamamaktan..
Keşke diyorum, mutluluk ertelenebiliyor olsaydı, keşke biriktirebilseydik tutkularımızı hazzı ve zevki..

Sesin dahi yok, sesinden korkuyorum artık..

Her şey her zaman değişiyor, sadece göğe bakarken an be an sadece o kadar yaşam, yani şu an derin nefesim kaç zamandır yalan nefeslerim.. Bana doğru bir nefes alıyorsan pencereni açıp sonuna kadar bi an bizsek, bilmiyorum nerdesin; uzak yanıbaşımızdadır .. Bu an ve burası ben yazarken sen okurken sahi okudun mu hiç, olsun bilmemek daha iyi belki.. Olsun belki bir yerdesin, belki bir yerde varsın..

Belki de sözcükler bir engel bilinçle yaşantı arasında, söz uçarmış ya!
Dün gece, belki yarın gelir, diye uyudu, Sisyphosun senin..

Hayat bekler mi?

Olsun bir an ışığa koşup kavrulduk diyebiliriz..

Ben yine herşeyimi sana söylüyorum ..

Senin de gökyüzü bazen çiğerine doluyor mu?
Bi umut belki okursun.. Sahi göğe bakıyor musun?..




"sürgün

benim zamanım bir ikindi zamanıdır.
(kitaplarda, akşamlarda)
pis bir kış geçirdim ağzından uzak.
(ağzının gönderine çek beni)

aşklarda sürülmüş müdür.
(sordumdu bir zaman)
bunlar senin uyandığın saatler içindir.
(de ki: gelecek'tir aşk)"

İlhan Berk

"sesler

günün eli elimizde yürüyoruz.
(saatleri atları kırlangıçları geçiyoruz)
mutsuz zamanlarda buluştuk.
(zamanı onu unutma)

sesler de yaşamış mıdır.
(sözcüklere baktım geçmiyor)
anımsa anımsamak için vardır bu dünya
(zamana bizden bir ses gelir düşer)""

İlhan Berk

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..