Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '17

 
Kategori
Meslekler
 

Sabri Ülker ve Romandan Doğan İmparatorluk

Bundan yaklaşık 2 ay önce internette yukardaki hamal resmini gördüm ve HAMAL başlıklı yazımı yazarak paylaştım…

Buradaki konum hamal değil.. Fotoğraftaki  tramvayın üstünde gözüme çarpan ÜLKER reklamı görünce,  yazımın son paragrafına şöyle yazmıştım;

‘’70 sene önce reklamın tüketici üzerindeki etkisini o daha o devirde anlayan Sabri Ülker’in ticari dehasını takdir etmemek mümkün değil’’… 

Tuhaf bir tesadüf, şu anda okumakta olduğum  ‘’ADAM’’ isimli  kitapta Yılmaz Özdil  Sabri Ülker’in, vizyoner ticari zekası ile ,  bir Türk kızının yazdığı romandan esinlenerek, nasıl bir imparatorluk haline getirdiğini   anlatıyor.

Romanı yazan 110 sene önce Edirne’de dünyaya gelmiş, İstanbul’da önce Alman mektebini, sonra Fransız  mürebbiye mektebini bitirmiş, henüz 13 yaşındayken , lise için Almanya’ya gönderilmiş, Münih edebiyat ve felsefe  diploması almış, doktora yapmış bir  bir Türk kızı Safiye..

Bir gün 1938 yılında ‘’Ülker Fırtınası’’ romanını yazmış.

Müsveddeleri alıp Cumhuriyet gazetesinde Yunus Nadi’nin kapısını çalmış. O kadar beğeinilmiş ki, daha roman basılmadan Cumhuriyet’te  tefrika edilmiş.

Ülker’in çift kelime anlamı varmış.. Boğa takım yıldızının adıymış Ülker. Aynı zamanda  denizcilik literatüründe bilinen bir  fırtınanın adıymış.  Bu yüzden de roman hem fırtınalı bir aşklı, hem de sosyal yaşamdaki fırtınaları anlatıyormuş.

Dönemin edebiyat aleminde fırtına gibi esen bu romanı okuyanlar arasında  Eminönü Nohutçu  handaki küçücük atelyesinde bir yandan bisküvi üretirken, bir yandan da harıl harıl  Ülker Fırtınasını  okuyormuş.

Romandan esinlenerek  önce  Üçyıldız olan şi,rketinin adını Ülker  yapar,  sonra da Berksoy olan soyadını  Ülker olarak değiştirir.

Yılmaz Özdil  ‘’ve bana sorarsanız’’ diye başladığı düşüncesine şöyle devam ediyor;

Vizyoner ticari zekasının en önemli özelliği..Kuruşların değerini kavrayamayan,  küçümseyen Doğu kültüründe, Batı yaklaşımıyla ‘’kuruş kuruş’’ imparatorluk kurmasıydı.

Senelerce, bugün bile hala, para üstü olarak kullanılır, kuruş etiketli Ülker ürünleri.. O nedenle biz 25 kuruşun kıymetini bilmiyoruz ama o aynı 25 kuruşlarla 25 bin kişi çalıştırıyordu!!

Ülker fırtınası  her sene 10 Haziran’da başlayıp, üç gün sürdükten sonra 12 Haziranda dinermiş..

Kaderin cilvesi olarak  Sabri Ülker’in  2012 yılındaki ölüm tarihi 12 Haziran, Ülker Fırtınasının dindiği  tarihtir.

Ve Yılmaz Özdül, yazıyı şu sözlerle bitirir.;

Sadece denizlerde değil, duygusal dünyamızda da derin  dalgalanmalar yaratan Ülker Doğumu Fırtınasının  dinmesi ile Sabri Ülker’in 12 Haziranda vefat etmesi, sanırım kaderin cilveleri üzerine eşsiz eserler  bırakan Safiye’nin bile hayal edemeyeceği bir romanın öyküsüdür..

 

 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..