Sabrımız taşıyor

-Ozan Şerafettin Hansu’ya-

Bükülme kimseye dik dur diyorsun,
Büküle büküle bel mi kaldı ki...
Gerçeği haykırıp hak söylüyorsun,
Satıla satıla el mi kaldı ki...

Eğilmekle pısırmakla nam saldık
Kul, köle olmakla ödüller aldık,
Çürüdü çiğerler kangren olduk,
Tutula, tutula dil mi kaldı ki...

Aydın dediklerin lal olmuş susar,
Yönetenler korkak pustukça pusar,
Hainler içerde ihanet kusar,
Atıla atıla gül mü kaldı ki...

Türk kendi yurdunda sığıntı olmuş,
Köşe başlarına alçaklar dolmuş,
Diyarıbekir’ im, Van’ım mı kalmış,
Katıla katıla il mi kaldı ki...

Haksızlar güçlenip meydan doldurdu,
Bin yıldır kardeşdik bayrak kaldırdı,
Vekil seçilip de meclis doldurdu,
Yutula yutula yol mu kaldı ki...

Görür müyüm bu feryadın bittiğin,
Yeter artık alçaklığın, ettiğin,
Yol değildir "çabuk dön" bu gittiğin,
kötüle kötüle hal mi kaldı ki...

Ozan Şerafet’im göster dişini,
Bitir artık hainlerin işini,
Sallandırın artık hain başını,
çatıla çatıla kol mu kaldı ki...

İnce verme bir tek çakıl taşını,
Dindir anaların kan gözyaşını,
Al bayrak örtülü şehit naaşını,
Katıla katıla yıl mı kaldı ki...

Sabit İnce Kayseri 10.3.2008