Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '07

 
Kategori
Eğitim
 

Saç kontrolünden kaçan var mı?

Saç kontrolünden kaçan var mı?
 

Siz kaçtınız mı? Sabahları işe giderken önünden geçtiğim bir okul var. Tam da müdürün konuşmasını müteakip geçiyorum oradan ve gözüm takılıyor bahçeye. Bir sürü öğrenci cıvıl cıvıl, nizami ve kaotik bir dizilimde günlük telkinlerini alıyor ve sırayla okula giriyorlar.

İkinci bir grup da 20 metre arkada geç kalanlar sırasını oluşturuyor. Kapıdan girerken de sanırım Muavin Bey yahut Müdür Bey usulca saçlarını okşamak suretiyle genç Beatle'ları kenara ayırıveriyor. Ordan sonraki durak berber muhakkak. Aşağı yukarı 15 yıl oluyor liseden mezun olalı. Saç kontrolü hala var demek. Ritüeller değişmemiş ne hoş. Ben de çok varta atlattım saç yüzünden. Sınıfa baskın verdiklerinde yakayı kaptırırdım ama. Spor ayakkabı da yasaktı. Hatta pek 'değersiz' bir muavinimiz bir arkadaşımızı nazikçe kenara çekip resmen tekme tokat darp etmişti. Basına ve muhakkak yargıya da yansıyan bu vaka-i adiyesinden gayrı sınıfımızda boks idmanı yapmışlığını da görmüşümdür o zavallının.

Zavallılığı içinde herhangi bir insan yaşamamasından gelen bu iktidar abidesi şimdi kimbilir neler yapıyor acaba. Her zaman en iyi ihtimalle nefretle anacağım bir başka Almanca muallimimiz de bize birşey söylemek istediğinde ayağıyla dürtmek suretiyle kibarca arzularını bildiriyor ve her ders etrafa rakamla '1' saçmayı marifet belliyor idi. Pek kıymetli bir biyoloji öğretmenimizin başlıca zevklerinden biri de her dönem bellediği garibanları eğitmek için yanıp tutuşmasıydı. Tabi genç dimağ eğitilebilmek için iknaya, ikna için bol zayıfa ihtiyaç duyar akabinde özel ders ücreti karşılığı notunu 'satın alabilirdi.' Bu üç acaib mahluk'un artık öğretmenlik yapmadığını bilmek biraz içimi rahatlatıyor doğrusu. Aman ne olur kimse alınmasın bunlardan.

Öğretmenlerimiz vardı bizim sadece iki kat elbisesi olan ve acımasızca dalga geçtiğimiz arkasından. Bir kelime öğretmek için çırpınırken gerçekleştiremediği arzuları örnek diye yazdığı cümlelerde yaşayan. Onlardan zamanında özür dileyemedik. Çoktuk, çocuktuk, dalgacı mahmuttuk. Baştacımız onlardır. Ama asla va asla öğrencilerine sevgi yerine nefret kusan şu üç-beş zavallı olmadı, olamazdı bize mürşit. Çünkü onların da kırdıkları küçük müçük de olsa birer kalpti.
 
Toplam blog
: 9
: 966
Kayıt tarihi
: 18.06.06
 
 

Dişhekimi, Prostodontist, İstanbulda bir Hacettepeli, ve Fenerbahçeli. 30 yaşında, resim yapıyor, ..