Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '16

 
Kategori
Güncel
 

Saçma sapan işler...

Saçma sapan işler...
 

evrensel.net


Yine Anadolu unutuldu… Varsa yoksa İstanbul. İstanbul RTE’nın ilk göz ağrısı. Gözü oradan başka yeri görmüyor… Görüyor da, eh işte yarım ağız…
 
İstanbul… İstanbul… İstanbul… Bütün kocaman yatırımlar İstanbul’a … Ya Anadolu’ya.. Yok “Turpun büyüğü heybenin dibinde saklı” onu nereye vereceğini biliyor. Körfez Geçiş Köprüsü bitirildi. Üçüncü Boğaz Köprüsü Yavuz Sultan Selim bitirildi… Sırada Büyük Hava Alanı var.. Sonra İstanbul Büyük Kanal’ı… Bütün bunlar milyarlık yatırımlar..
 
Olsun yapılsın.. Yapılsın da, biraz akla mantığa uygun yapılsın. İstanbul’a bir yapıyorsanız; Anadolu’ya üç yapın…
 
Allahaşkına, Anadolu’da adam kalmadı be… Yorganı alan İstanbul’a geliyor… Gerçi, Suriye ve Irak’dan da yorganı alan Anadolu’ya göç ediyor ya… Bakalım işin sonu ne olacak?
 
Bu arada tarımla uğraşanlar ağlanıyor; Hayvancılıkla uğraşanlar ağlıyor… Artık hayatlarından bıkmışlar… Soruyorsunuz: “Artık para kazandırmıyor…!” diyorlar. Niye uğraşsınlar ki!
 
Akıl mantık ne söylüyor! Şu tarımın haline bakın; şu hayvancılığı kalkındıracak önlemleri alın. Kentleri değiştirecekseniz, yeni evler, yuvalar yapacaksanız, önce bu işlere köylerden başlayın. Millet kaçıp gitmesin. Şu sanayi için İstanbul’dan artık vazgeçin… Anadolu’da Malatya, Gaziantep ne güne duruyor. Sözgelimi artık yerli otomobillerinizi oralarda yapın. (Tabii gücünüz yeterse..!)
 
Yok illa İstanbul… Tabii İstanbul’a bir gelmeyen pişman, bir de gelen… İstanbul’da insanların artık hareket edecek yerleri kalmadı. Caddeler doldu; sokaklar doldu.. Park yeri yok. Arabalar artık hareket edemiyor. Çok zor… Çok zor…
 
Diğer yandan İstanbul arsa korsanlarının at oynattığı bir yer. İnsanları kandırıyorlar; ellerinden arsalarını evlerini alıyorlar. Ondan sonra, yaptıkları siteleri onlara parayla satmaya kalkışıyorlar… Neymiş : “Kentsel Dönüşüm”müş… Dönüşen kendileri…
 
Hadi diyelim, bir tarihlerde İstanbul’un Marmara kıyısındaki sahilleri doldurdular. Taş, kaya… dolduruldu. “Buralar halkın kullanımı için boş sahiller olacak; millet burada gezip tozacak..” dendi.. Tamam…
 
Ama sonra ne oldu? Yavaş yavaş bu sahillerede apartmanlar yapılmaya başlandı. Bu apartmanlar, siteler 35-40 kata kadar çıkmaya başladı…
 
Oysa  bir yandan da Deprem Mühendisleri :”İstanbul’da yakın bir tarihte büyük bir deprem olacak, önce İstanbul’un sahil bölgelerindeki evler yıkılacak…” diyerek rivayetler çıkarmaya başladılar. 
 
Ama millet aldırış etmedi.. Bir yandan bu sahillere sıra sıra apartmanlar yapıldı. Bir yandan da bunlar korkunç paralara satıldı.
 
İşe bak. Hani bu sahillere konut yapılmayacaktı… Sakıncalıydı… Hemen hemen bütün sahiller doldu be… Allah gelecek depremden saklasın. 
 
Ama bize bi şey olmaz… Olmazzz! 
 
Diğer  yandan Uzmanlar bar bar bağırdılar.. Bu Marmaray’ı orada kumların üzerine oturtmak sakıncalıdır. En kısa zamanda olmayacak bir kaza beklenebilir… Kimse dinlemedi. Nihayet geçen gün beklenen kazanın ucu gözüktü ve katarlardan biri fırlayıp yoldan dışarı çıktı… Kimseye bir şey olmadı ama belli ki bu geleceğe ilişkin önemli bir işaretti. Marmaray’ı yeniden gözden geçirmek için önemli bir fırsattı.
 
Milliyet Blog’da yazan Erol Işık adlı arkadaşımız : “Artık Marmaray’a  güvenimi kaybettim. Bundan sonra ona binmem..” diyordu. Acaba böylece kaç kişi böyle güvenini kaybetti. Bu yatırım gerçekten güvenilir, yıllara dayanabilecek bir yatırım mıdır? Bu kuşku götürür ve insanlar güvenlerini kaybediyorlar… 
 
Şimdi de Büyük Körfez Köprüsü… Bitirildi. Yakında üzerinden yüzlerce araç gelip, geçmeye başlar. Hayırlı olsun. Ama gerekli miydi?  Mutlak yapılması gerekiyor muydu?
 
Çünkü biliyorsunuz burada korkunç bir fay hattı vardır. Bu fay hattı henüz oturmamıştır. Geçmişte olduğu gibi yakın zamanda da korkunç depremler doğurmaya hazır bit hattır. Henüz faaliyettedir. 
 
Peki, Allah göstermesin, bu bölgede yeniden bir faaliyet başlarsa, bu köprünün hali nice olur… Milyonlar, milyonlar harcanmış olan köprü ayakta kalabilir mi? Allah göstermesin…
Böyle bir şey ne düşünülür, ne temenni edilir. Fakat şeytan insanın aklına neler getiriyor. Sen böyle bir Deprem Bölgesi’ne böyle bir köprü kur..! 
 
Bütün bunlar gerekli miydi? Bir bakış açısına göre elbette gerekliydi. Yapılması gerekiyordu. Ama akıl bir de işin ters tarafını gösteriyor. Ya… Aman Allah esirgesin…
 
Yani şehirlerle oynuyoruz; kentlileşiyoruz.. Ama her gün daha çok çirkinleşiyoruz. Her gün daha çok aklın çizgilerinin öte yanlarına kayıp gidiyoruz.
 
Biliyoruz, İstanbul’a yapılacak çok şey var… Mutlaka yapılmalı… Ama Anadolu… Garibanlar ülkesi.. Biraz da oraya baksak ya…
 
Ne isterler; ne bir şey söylerler… Sadece dua edip otururlar. Bu da onlara yeter..!
 
Yeter mi?
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..