Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Saçma

Saçma
 

Çifte namlulu süperpozeye sürülmüş, iki deli fişekteki, yüzlerce saçmadan biriydik biz. Kızıl barutumuz bol konmuş, patlayışımız kallavi, menzilimiz ırak olsun istenmiştik. Öyle hesap edilmiştik.

Horozu çeken sigara kokulu baş parmak, gez-göz-arpacığı, bir doğruda tamam edenden oluru alır almaz, işaret parmağına kafa salladı: “<ı>Haydi birader, asıl çifte tetiğe.”

Patladı kızıl barut. Omzu geriye, biz yola düştük. Bir lahza yol gittik, bir kuş göğsüne saplandık kaldık, ılık ılık. Tüyleri yalayıp, deriyi deldik de geçtik. Son, birkaç yürek atımını hissettik. Mayamız kurşundu, kusmuğumuz zehir.

Bizim girdiğimiz yerden, siyaha dönük, kızıl kan rotaları çizdik. İçinde olduğumuzla birlikte, çok geçmedi ki hızla yere düştük. Islaktık. Kurbağa ve çekirge sesleri duyuyorduk. Biraz çamur, biraz irin, çokça da demir kokuyorduk. Tıpkı, o fişeğin içinde, o tüfeğin yivinde beklerkenki gibi.

Ve yanımızda bitiveren, iki büyük, siyah ve ıslak deliği gördük. Vücudunu dimdik etmiş, kuyruğunu ok gibi geriye uzatmış, heyecanlı, vakur puanterin hırıltılarından başka bir şey duymaz olmuştuk.

Ve aynı sigara kokusu. Dün gece bizi fişeğe dolduran, barutumuzu bol eden, biraz önce çifte tetiğe asılan ve bizi, bir kuş yüreğinin tam orta yerine saplayıp bırakan, aynı sigara kokusu.

Şimdi ise ucu tırtıklı bir avcı bıçağının ucundan, anızların arasına düştük, düşürüldük. Hemen yanımızdaki köstebek yuvasının toprakları, kocaman bir dağ gibiydi. Baktık kaldık, kalakaldık öylece.

İşimiz bitmiş, görevimiz tamamlanmıştı işte. İşe yaramıştık(!). İki dakika önce kanat çırpan, yürek atan bir kuşun canını almış, sonra da anızların arasına atılmış kalmıştık.

Saçmaydık biz. En büyük hünerimiz saçmalamak; saçmalarken saçılıp kalmaktık orta yere. Bir atımlık kızıl barutumuz vardı. Bazen parası olmaz, barutun karasını koyuverirdi fişeklere, sigara kokan parmaklar.

Bizse, o deli fişeklerin içindeki yüzlerce saçmadan biriydik. Horoz düştü mü fişeğin tapasına, alev aldı mı barut, gider hedefimize ulaşır, deler geçer, zehrimizi kusar, sonra da atılır kalırdık bir dere yatağına, belki de bir tencere kapağına, bir anız tarlasına.

Dedik ya... Saçmaydık biz. En büyük hünerimiz saçmalamak; saçmalarken saçılıp kalmaktık orta yere.


@Geçen sene bugün "Datçalı mısın, Betçeli mi?": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=65126

@Geçen sene bugün "Rus Kızı'ndan Peçeteye Dökülenler": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=7778

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..