Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '08

 
Kategori
Haber
 

Sadece saldırmayla olmaz…

Sadece saldırmayla olmaz…
 

Kaynak:www.milliyet.com.tr


Sayın Başbakan <ı>“vakti zamanında futbol oynamış birisi, deneyimlidir” diyoruz ama çok da deneyimli olmadığını her fırsatta gösteriyor…

Bilinçsiz bir şekilde karşı kaleye saldırırsanız, topu hep kendi kalenizde görürsünüz Sayın Başbakan…

<ı>

Bu konuyu birkaç kez yazdım[1], ama bir kez daha tekrar etmekte bilmem yarar var mı?…

Ancak iktidar partisine mensup milletvekilleri, bakanlar ve hatta başbakanın sözlerinden sonra tekrar atmak istedim. Çünkü işin içine <ı>“Saksağan kuşu” girdi. Ayrıca iktidar, neye dayanarak bilmem ama bizden <ı>“Ram” olmamızı istiyor.

İstedikleri <ı>“Ram olmak” şeklinde ifade edildiği için koynu açmakta fayda var.

<ı>“Ram olmak”, kayıtsız şartsız itaat etmeyi anlatır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde <ı>“Ram” kelimesi <ı>“Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan” olarak açıklanıyor.

Doğru… Elbette bir yere <ı>“Ram” olacağız, yani <ı>“Kayıt ve şart” ortaya koymayacağız. Zaten bu <ı>“Kayıtsız ve şartsızlık” kuralı, Anayasamızın 6. maddesinde açıkça belli edilmiş ve kimin kime <ı>“Ram” olacağı da belirtilmiş.

Bakın o maddeye yine tekraren birlikte göz atalım.

<ı>VI. Egemenlik
<ı>MADDE 6. – <ı>Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
<ı>Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
<ı>Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.
Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

Bizden <ı>“Ram” olmamızı isteyen kişi bir hukukçu… Yani hukuk eğitimi almış birisi. Gerçi bir taraftan da <ı>“Siyasetçi” ama siyasetçi olması hukuku saptırmasını gerektirmese gerek.

Eğer birileri, birilerine <ı>“Ram” olacak ise, olunacak kişiler belli, Millet… Yani <ı>“Millete Ram” olunacaktır.

Peki, kim olacak?

O da Anayasa içinde yine açık seçik yazılı. Acaba diyorum bunlar hiç Anayasa metni okumuyorlar mı?...

Üç güç var millete ram olacak…

Bir; Yasama…

İki; yürütme…

Üç; yargı…

Bu üç güç, birbirinden bağımsız, birbirine üstünlük kurma çabası içinde olmadan, milletin egemenlik haklarına saygı göstererek ve yine <ı>“Millet adına” ve <ı>“Millete, egemenlik haklarına Ram Olarak” görevlerini yerine getireceklerdir.

Çünkü gerçek demokraside millet egemenliğini bu üç güç eliyle kullanılır ve eğer üç güç, birbirlerine üstünlük sağlama çabası içine girmeden doğru işlerse, millet olarak da gerçek demokrasiye erişmiş oluruz.

Şimdi…

Deveye sormuşlar <ı>“Neren eğri” diye…

O da, bildiğiniz cevabı vermiş; <ı>“Nerem doğru ki?...

<ı>

Siyasi partiler yasası ile seçim yasasının demokrasiyle ilgisi olmayan bir ülkede, milleti temsil ederken, nasıl oluyor da temsil edenler bizden <ı>“Ram olmamızı” istiyorlar?...

Önce <ı>“Millet olarak” bizler, siyasi partiler yasasını değiştirin, parti içi demokrasiyi oluşturun, seçim kanununu değiştirin, Cumhuriyete, Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerine dokunmayın. Atatürk ilke ve devrimlerine sadık kalın diyoruz.

Peki sizler, milletin bu isteklerine <ı>“Ram” oluyor musunuz?

Hayır…

O zaman niye milletten <ı>“Ram olmalarını” yani <ı>“Kayıtsız şartsız” kendinize itaat edilmesini istiyorsunuz? Esas itaat etmesi gerekenler sizlersiniz, ama milletin iradesini hiçe sayarak, siz milletin size itaat etmesini istiyorsunuz.

AKP olarak sizi iktidara taşıyan manifestonuz, partinizin tüzüğü ve seçim vaatleriniz. Millet sizi yazılı olan o manifestonuza bakarak iktidara getirdi.

Siz o manifestoda yazılı olan vaatlerinizi yerine getirdiniz mi?...

Yolsuzluklarla mücadele ettiniz mi?

Milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdınız mı?

Ekonomiyi düze çıkardınız, milleti açlık ve yoksulluk seviyesinde yaşamaktan kurtardınız mı?

Dahası da var, ama bu kadarı yeter.

Şimdi kalkmış, en az sizin yetkileriniz kadar, millet adına karar vermeye yetkili yargı ile kavgaya kalkışıyorsunuz. O kavga ettiğiniz yargı, millet adına, yanlış yaptığınızda sizi de yargılamaya yetkili iken…

Kendi haklığınızı kanıtlamak için öyle bir devlet gösterin ki, yasama ve yürütme organları, yargısıyla birlikte devletin diğer kurumlarının çoğuyla, sivil toplum kuruluşlarıyla filan kavgalı olsun…

Dünyada bir tek örneği var, o da Türkiye…

Ve ne yazık ki, o da sizin sayenizde oldu…

Yargıya ve de devletin diğer kurumlarına <ı>“Bana ram olmuyorlar” duygusuyla saldırmaya devam ederseniz, bir yere varamadığınız gibi, devleti ve milleti de zora sokarsınız.

Aslında "l6,5 milyona ihanet edemem" derken, bu anlamda geride kalanlara ihanet etmiş olmuyor musunuz?

26 MAYIS 2008


[1] http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=34182
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..