- Kategori
- Siyaset
- Okunma Sayısı
- 43
Sadete Gelelim...
Siyaset işi bence ciddiyet ister.
Sırf laf olsun torba dolsun diye açıklamalarda bulunmak…
Seçmeninin hoşuna gidecek beylik laflar etmek…
Sadece siyasetin popülizmine kapılmak demektir.
Türkiye’mizde siyaset…
Daha çok “duygular” ile yapılıyor desem…
Yanılmış olmam.
Özellikle, sağ partiler…
Halkın kabaran duygularını oya tahvil etmek amacıyla, bol ağdalı deklarasyonlar ile siyaset yaptıklarını zannediyorlar.
Siyasetin, popülizm rüzgârına heba edilmesi, seçmenlerin gazına almak babında, hem iç siyasette, hem de dış siyasette hamasete yaslanan izlence takip edilmesi; işte sorunların böyle sürgit devam etmesine neden olmakta?!
Türkiye olarak 31 Martta bir mahalli seçim ifa ettik. Her şeyden önce şunu anlatmak ve anlamak durumundayız: Türkiye’nin sorunları, mahalli seçimler ertesinde “bıçakla kesilir” misali şıpından çözümlenmeyecektir. Yıllara dayanan bir işsizlik sorununu, istihdam sorununu, ekonominin anlamlı büyüyememesini, eşit ve adil iş fırsatlarının oluşturulamamış olunmasını, nasıl halledeceksiniz?
Bunları geçeceğiz.
Ülkemizin sorunu…
Üretmek…
Barışçıl bir siyasal ve toplumsal ortamı yeniden tesis etmek…
Her işte… Liyakate, hukuka, demokrasiye riayet etmek…
Devletin ele geçirilebilecek bir yer olduğu sakil anlayışından kurtulmak…
Ve bunun için…
Toplum için ve milletin saadeti ve refahı için ülkenin tüm siyasal, iktisadî, kültürel kaynaklarının eşgüdüm içinde çalıştırılması gerekecektir.
Gerçek budur.
Suni vakalarla zamanımızı “eylemeyelim”!
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
