- Kategori
- Felsefe
Saf ruh olarak var olabilmenin düşleri...
Yorgun, çıplak ayaklarımla hiç durmadan akıp giden ırmaklara dalıyorum. Evrendeki herşeyle ve herkesle olduğu gibi ırmakla ben biriz. Farklılıklarla aramızda kalın bir duvar örüyoruz, sakin huzurlu ve dingin kollarıyla sarmalıyor beni... Nereye götürürse oraya… Direnmek yok... Korku yok... Acı yok... Durmak yok... Sonsuz sevginin ışığıyla kıyılarında yeşeren bitkiler ve rengârenk çiçekler gülümseyerek selamlıyor. Gökyüzünde başımın üzerinde uçan kuşlar, sevgiyle göz kırpıyor. Arada bir sert kayalara çarpıyorum. Ruhumun derinliklerinden bana evrenin sırlarını sevgiyle fısıldayan minik ses kulaklarımda...
Biliyorum ki sadece şekil değiştiriyorum. Parçalayamıyorlar beni, aksine daha güçlü ve umutlu bir güneş doğuyor yüreğimin vadisinde, serin sularda akıp gidiyorum zamanın içinde... Nereye götürürse götürsün doğru yer olacağının farkındayım. Olması gereken en harika yer ve zamanda, varlığımı kutsayacak neşeyle çağlayan ırmaklar...
Biliyorum ki sonsuza kadar saf ruh olarak var olacağım. Tanrının benim için yarattığı ışıklar ülkesinin vadisinde...