- Kategori
- Kültür Turizmi
Safranbolu'da zaman... "Çanlar kimin için çalıyor?"
Safranbolu'dan...
UNESCO,bu dünyada işini biliyor. Safranbolu’daki 220 yıllık meydan saatini “Dünya Miras” listesine almış. Londra’daki sistemle çalışıyor, haftada bir kuruluyor. Türkiye’de tek olan bu saat, zembereksiz aynı zamanda.
Sadrazam İzzet Paşa’nın “Herkesin evine ve cebine saat hediye edeceğim”diyerek yaptırdığı saat, yarımlarda ve saat başlarında çan vasıtasıyle çalıyor, sesi üç Km öteden duyuluyor.
ÇUBUKLARA SARILARAK VERİLEN RENGAREN MACUNCUNUN ARABASI. S. BOLUNUN SİMGESİ AYNI ZAMANDA.
Ve sıkı durun bu saatin bakımını da, 75 yaşındaki İsmail Ulukaya, meccanen, parasız, bedava, beleş, ücretsiz olarak yapmakta.
Haftada bir 12 metrelik kuleye 45 basamak çıkıp, saati kuruyor. Ve saat, 220 yıldır tıkır tıkır işliyor. Bakıcısı da şakır şakır ter dökerek saati haftada bir kurup, temizliğini yapıyor. Asıl mesleği kunduracılık olan Ulukaya, bu işi gönüllü yapıyor.
SİZLERİ SOKAKLARDA ELİ TEPSİLİ KIZLKAR KARŞILAR. "SAFRANLI SAFRANBOLU LOKUMLARINDAN TATMAK İSTEMEZ MİSİNİZ? " DİYEREKTEN
Karabük’ün tarihi evleri ile ünlü Safranbolu’da zaman, bu 12 metre yüksekliğinde kesme taştan yapılmış kuleden öğreniliyor. Merdivenleri aydınlatsın diye de kulenin mazgal delikleri de var.
220 yıldır bozulmadan zembereksiz, kurularak işleyen saatin 55 yıldır gönüllü bakıcısı, kurgucusu, temizleyicisi Ulukaya ile konuştuk. Diyor ki: “Safranbolu engebeli arazidir. Saatin her yerden görülebilmesi, rakamların okunabilmesi imkansız. Vakti, çıkardığı çan sesinden anlaşılıyor.”
Bu gün 76 yaşında olmasına rağmen, Safranbolu Saat Kulesinin bakımını yıllar yılı hiç aksatmadan sürdürmekte olan Ulukaya, 12 metre yüksekliğindeki kulenin 42 basamak merdivenini her gün inip çıkmakta, saatin bakımını gönüllü olarak yerine getiren İsmail Ulukaya, aynı zamanda yabancı turistlere rehberlik yapmaktadır. Her gün artan sayısıyla 30 binin üstündeki turist, İsmail ULUKAYA’nın rehberliği ile bilgi sahibi olmaktadır.”
Ulukaya, yaptığı işten memnun. Turistler için, saat kulesinde, hatır için görsel olsun diye fazladan çalıştığı da oluyor. Dil yok ama, parmakları ile donanım üzerinde anlatım tekniğini kullanıyor. Bir nevi de turizm elçiliği görevini yapan Ulukaya“ Safranbolu iki kısımdan oluşuyor diyor ve ekliyor: “kışlık' ve 'yazlık”diye. Tarihi bölge 'kışlık' oluyor. Burası arazi olmadığı için çukurda. Kışı evinde geçiren Safranbolulular sesten evinde saat varmış gibi saati biliyor. “Halkımız ilkbahar geldiğinde Bağlar kısmına taşınır. Burada herkes bahçededir. Bu defa herkesin cebinde saat varmış gibi sesten saati biliyor. Yani özelliği sesi." Diyor ustamız.
Yöre halkından A.Eren diyor ki: “Ülkemizin en yaşlı saati Safranbolu saati olduğu için de Saatler Sempozyumu Safranbolu’da yapılmış.120’nin üzerinde profesör ve hocalar tarafından 15’er dakikalık slâytlarla o saatlerin tanıtımı yapılmış. Bence güzel bir uygulama oldu. Ülkemizin toprakları bizlere emanet olduğu gibi bu değerlerimiz de bizlere emanettir. Bu eserlere halk olarak bizler sahip çıkacağız” diyor.
Şimdiki bakıcı Ulukaya’yı,vaktiyle kaymakamlardan biri kendisini vazifelendirmiş. “Saate bak” diye. Bakış, o bakış. 55 yıldır saate bakıyor o gün bu gün. Çalışan için kadrosu yok. Nihayetinde bir turistik hizmet.
Bu devirde “eşek eşeği bile, ödünç kaşıyor.” Ama bu 55 yıllık emeğe para veren yok. Onun adı: “Safranbolu’nun Fahri Turizm Elçisi.” O da kendisini öyle görüyor.
Dünyada 60 tane değişime uğramayan kent kalmış. Safranbolu 20. sırada. O yüzden “turizme sahip çıkalım derim.” Diyor.
Turizm demişken, aklımıza geldi. Bartın’ın Güzelcehisarında da böylesi bir saat olsaydı, o yöre dünyaca tanınırdı diye geçirdik içimizden. Ama “Lav kayalıkları var.” diye teselli bulduk. Lakin kısır döngü halini alan turizm, Bartına da uğrayabilecek mi?.
Dayanamadık, sorduk Ulukaya’ya: “ Senden sonra ne olacak. Yerine adam yetiştirdin mi?” diye. Kahırlı kahırlı başını salladı: “ Hiçbir genç yanaşmıyor. Çok teşebbüs ettim olmadı. ‘İşin mi yok Allahasen’ diye yan çiziyorlar” dedi.
Bu muazzam adamın; “Maaşı yok, sigortası yok. Kıdemi yok, tazminatı yok, yıllık izini yok, yıpranma zammı yok, emekliliği yok. Beleşe kar dayanmaz. “Çök tavuğum çök”
İşte“Safranbolu’da zaman” böyle geçiyor.”Bedava, beleş, ücretsiz, parasız, meccanen,”
Ama çanlar, daima “Safranbolu için çalıyor!”
Ört ki, ölem !
SAFRANBOLU EVLERİ
220 YILDAN BERİ TIKIR TIKIR BOZULMADAN İŞLİYOR BU SAAT
AHŞAP EVLİ DAR SAFRANBOLU SOKAKLARI
SAAT, SAFRANBOLU HÜMET BİNASI CİVARINDA.
SAATIN BAKIMCISI ULUKAYA, BENDEN SONRA BU İŞE KİMSE TALİP DEĞİL DİYE YAKINIYOR. KENDİSİ BU BAKICILIĞI TAM 55 YILDIR SÜRDÜRÜYOR. KENDİSİ 75 YAŞINDA. 48 BASAMAKLI MERDİVENERİ ÇIKIP DA SAATİ KURUYOR.
PRİZMA KESME TAŞLI KULENİN MAZGAL DELİKLERİNDEN İÇERİ MERDİEVENLERE IŞIK GİRİYOR.
ŞİMDİ AYAR VAKTİ
ÇAN, ÜÇ kM.DEN DUYULUYOR.
BAKICIMIZ , SAATİ KURUYOR. ŞİMDİYE KLADAR BOZULMADI
USTAMIZ, SAAT KULESİNİN KAPISINDA. İŞE BAŞLAMAK ÜZERE GELMİŞ.
KANYONLARIN SEYİR TERASI. DARISI BARTINDAKİ GÜZELCEHİSARIN BAŞINA. VALİ DİRİMİN DİKKATİNE SUNARIZ.
AHŞAP ASIRLIK EVLER, TARİH KOKAN SOKAKLAR
SEVİMLİ ÇARŞISI
SAATİN GENEL GÖRÜNÜŞÜ
RESTORE EDİMİ,Ş TARİHİ SAFRANBOLU EVLERİ
SAATİN ÇANLARI, SAFRANBOLU İÇİN ÇALIYOR.