Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '12

 
Kategori
Güncel
 

Sagalassos Kazı Başkanı Prof. Dr. Wealkens Burdur’un fahri hemşerisi oldu

Sagalassos Kazı Başkanı Prof. Dr. Wealkens Burdur’un fahri hemşerisi oldu
 

Sagalassos Kazı Başkanı Prof. Dr. Wealkens, Başkan AKkaya, Vali Tapsız


Burdur’un Ağlasun İlçesindeki Sagalassos Antik Kent'inin kazı başkanı ve Belçika Leuven Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marc Waelkens'a Burdur Belediyesi tarafından ''Fahri Hemşerilik Beratı'' verildi.

Burdur Belediyesi Ramazan faaliyetlerini sürdürdüğü geçici pazaryerinde düzenlenen törene, Burdur Valisi Süleyman Tapsız, Burdur AKP Milletvekili Bayram Özçelik, Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya, Vali Yardımcısı Hamdullah Suphi Özgödek, İl Emniyet Müdürü Celal Aydoğan, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi-MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatcı, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır, İl Genel Meclisi Başkanı İbrahim Ekici, Müze Müdürü Hacı Ali Ekinci, Leuven Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Sagalassos Antik Kenti kazı başkanı Prof. Dr. Marc Waelkens ve kazı ekibi, Belediye Meclis Üyeleri, kurum müdürleri ile vatandaşlar katıldı.

Burdur Belediye Meclisi'nin 07.03.2012 tarih ve 40 sayılı kararı ile Prof. Waelkens'e Fahri Hemşerilik beratı verilmesi konusunda oy birliği ile karar aldığını belirten Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya “Türkiye ve Burdur arkeolojisine katkıları ve üstün çalışmaları dolayısıyla böyle bir karar aldık. Waelkens'i Türkiye ve Burdur'da yapmış olduğu çalışmalardan dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.

Başkan Akkaya daha sonra Prof. Waelkens'e Fahri Hemşerilik beratını takdim etti.

Törende konuşan Burdur Valisi Süleyman Tapsız da Waelkens'ın 40 yıldır Türkiye'de, 30 yıldır da Burdur'da olduğunu belirterek, Türkiye ve Burdur'u iyi tanıdığını ifade etti.

Burdur AKP milletvekili Bayram Özçelik ise Sagalassos'un, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dünya kültür mirasına alınabilmesi için çok çaba sarfedildiğini vurguladı. Hiç kimsenin haberi olmadan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın iki üç defa Sagalassos'u ziyaret ettiğini bildiren Özçelik "Geçen sene Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın plan ve bütçesi görüşülürken Sagalassos'a ayrılan bir milyon TL bütçeyle Sagalassos ziyaret yerleri ve gezi yerleri ile ilgili bir düzenlemede yapılacak. Ben hocama vermiş olduğu emekten dolayı çok teşekkür ediyorum.” dedi.

Sagalassos kazı başkanı Prof. Dr. Marc Waelkens de törende yaptığı konuşmada Türkiye’nin en önemli antik kentlerinden birinde yıllardır kazı çalışmaları yaptıklarını söyledi. Çalışmaları, saf bilimsel çerçevenin ötesinde ve yörenin kalkınmasına hizmet edecek şekilde yürütmeye çalıştıklarını ifade eden Waelkens, Türk ve yabancı, Sagalassos’ta çalışan herkesle Ağlasun halkı arasında büyük bir uyum, sevgi ve işbirliğinin kök saldığını kaydetti. Fahri Hemşerilik Beratı'nın kendisi için çok önemli olduğunu belirten Waelkens, “Türkiye'deki 44. çalışma yılımda kendimi bir Belçikalı kadar, bir Türk olarak kabul etmekteyim. Bu son 44 yılda Türkleştim ve Ağlasun ve şimdi de Burdurlu oldum. O yüzden Burdur Belediyesi'nce ve Burdur halkı tarafından bahşedilen bu büyük onur benim için büyük bir anlam ifade etmektedir. Türkiye'deki 44. çalışma yılını bundan daha güzel taçlandıracak bir ödül hayal edemiyorum. Hep beraber Burdur'u bütün dünyaya anlatacağız, güzelliklerini ve güzel insanlarını tanıtacağız'' şeklinde konuştu.

Sagalassos ve Prof. Dr. Waelkens

Tarihin 12 bin yıl derinliklerinde kaybolan, MÖ 3. binde ilk toplumsal yerleşimlere sahne olan Sagalassos, MÖ 1600’lerde Pisidia coğrafyasına dâhil olduğu bilinen Sagalassos, uzun bir süre tarihin karanlıklarında kalarak İskender’in bölgeyi kendi topraklarına katmak istemesiyle MÖ 334’lerde tarih sahnesine çıkar.

Batı Torosların kollarından biri olan Akdağ üzerinde, 1700 metre irtifada kurulu Sagalassos, Büyük İskender’in ordusuna karşı büyük bir savunmada bulunur. Pisidia’nın en cesur ve savaşçı halkının yaşadığı Sagalassos, kanlı bir savaş sonucunda İskender tarafından ele geçirilir. Beş yüz kişinin hayatını kaybettiği savaş (MÖ 334), kentin hemen önündeki bir tepede yaşanır. Büyük İskender’den sonra şansı açılan ve Helenistik dönem boyunca (MÖ 333–25) Pisidia bölgesinin en önemli ikinci kenti olan Sagalassos, MÖ 25 yılında Roma egemenliği altına girer.

MS I. yüzyılın ortasında da, bölgenin en önemli ve büyük şehri haline gelir. MS 3. yüzyılın başına kadar mimari yönden en parlak devrini yaşayan, görkemli yapılarla donatılan kent, 518’de ağır bir deprem geçirir. Yıkılan yapılar tamir görüp yenilense de 7. yüzyılda yaşanan yeni bir deprem, hem kenti yok eder, hem de su kaynaklarını kapatır. Bunun üstüne kent, bir de Arap akınlarıyla karşı karşıya kalır. Üst üste kötü olaylarla sarsılan Sagalassos’u, susuzluk ve ardından gelen bulaşıcı hastalıklar da rahat bırakmaz.

Sonuçta kent terkedilir. Bu güzel kentin üzeri hemen yamacına kurulduğu Akdağ’dan inen toprak kütleleriyle örtülür. Doğa tarafından böylelikle koruma altına alınan Sagalassos, yüzyıllarca sürecek derin bir uykuya dalar. Yüzlerce yıl sonra, 1706’da Fransız gezgin Paul Lucas Sagalassos’a gelir. Lucas seyahatnamesinde antik kentten perilerin yaşadığı yerler olarak söz eder. Sagalassos’un gerçek kimliği, 1824’te İngiliz papaz Francis Arundell tarafından tespit edilir. Arundell, kentin Batı Torosların en önemli antik kentlerinden Sagalassos olduğuna işaret eder.

1985’lerde İngiliz araştırmacılar, Stephen Mitchell başkanlığında bölgeye giderler. 1986 yılındaki araştırmalara katılan Belçikalı arkeolog Marc Waelkens ise Sagalassos’u yüzlerce yıllık uykusundan uyandıran bilim insanı olur. Prof. Dr. Marc Waelkens, İngiliz Prof. Dr. Stefan Mitchell’le birlikte Sagalassos’a yüzey araştırmasına geldiğinde, ancak kartalların ulaşabileceği yükseklikteki dağların üzerinde kurulu antik kentin kalıntılarının yanı sıra, aşağısında uzanan yemyeşil ovanın görüntüsünden de çok etkilenir. Üstelik kentin yüksek konumundan ötürü, kalıntılar başka yerlere götürülememiş, olduğu yerde durmaktadır. Böylesine bakir kalabilmiş kent, Marc Waelkens’i son derece heyecanlandırır. Hayalindeki kazı yerini bulduğuna karar verip gerekli izinleri alır.

Öğretim üyesi olduğu Belçika-Leuven Katolik Üniversitesi kendine maddi ve teknik destek sağlar ve kazılar 1990 yılında üniversite adına başlar.

Marc Waelkens, birçok ülkeden değişik mesleklerden uzmanları kazısında bir araya getirerek kalabalık bir bilimsel heyet kurar. Bu heyet on yıl içinde -bir kazı için çok kısa sayılabilecek sürede- Sagalassos antik kentinin büyük bölümünü ortaya çıkarıp kimi yapıları ayağa kaldırmayı başarır. Kazılar sırasında, Dor Tapınağı (MÖ 1. yüzyıl), Geç Helenistik Çeşme (MÖ 1. yüzyıl), Neon Kütüphanesi (MS 2. yüzyıl), iki yüz kişilik Meclis Binası (Bouleuterion MÖ 125–100), yukarı ve aşağı agoralar (MÖ 2. yüzyıl), Augustus dönemine ait Büyük İskender’e atfedildiği sanılan kahramanlık anıtı Heroon (MS 14), Apollon Klarios Tapınağı (MS 0–20), Antinius Pius Tapınağı (MS 120–140), Antoninler Çeşmesi (MS 161–180), Roma Hamamı (MS 2. yüzyıl), dokuz bin kişi kapasiteli dünyanın deniz seviyesinden en yüksek rakımlı tiyatrosu (MS 2. yüzyıl) ve kırk kişilik halk tuvaleti gibi kentin önemli yapıları ortaya çıkarılır.

Yaşanıldığı dönemlerde Sagalassos’un en önemli merkezi olan Yukarı Agora’nın kuzeyinde, görünümü adeta bir tiyatro sahnesi cephesine benzeyen görkemli Antoninler Çeşmesi, yeni çalışmaların merkezini oluşturur. Cephesindeki nişlerde Aphrodisias ve Afyon İncehisar’da yapılmış heykellerin yer aldığı bu görkemli çeşme etkileyici görüntüsüne tekrar kavuşturularak geçen yıl meraklılarının beğenisine sunuldu.

Çeşmenin kazıları sırasında ele geçen 2.65 ve 2.45 metre boyutlarındaki Tanrı Dionysos’a ait iki muhteşem heykel ve kent ileri gelenlerine ait çeşitli büyüklükteki heykeller, bugün Burdur Müzesi’nde sergileniyor. Semih Ercan’ın yürüttüğü çalışmalarla heykellerin kopyaları çeşmede yerlerine geçen yıl yerleştirildi. Antoninler Çeşmesi Helenistik çeşmeyle bağlantısı tekrar kurularak suya kavuşturuldu.

Ziyaretçilerini bekleyen Sagalassos, Antalya Havaalanı’ndan 110 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Ayrıca Antalya-Pamukkale ve Kapadokya-Antalya arası yolculuk yapacaklar için bir duraklama noktası konumundaki kent, Burdur ile Isparta’ya sadece 30 kilometre mesafede. Eğer 1 Haziran–1 Eylül tarihleri arasında bölgeyi ziyaret etmek isterseniz, hem kazı çalışmalarını izleyebilir hem de Sagalassos’un gönüllü rehberleri tarafından ücretsiz olarak İngilizce, Fransızca, Almanca, Flamanca dillerinde gezdirilebilirsiniz.

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..