SAĞduyu(ru) hani SOLduyu(ru)

Hayretler içinde izledim haberleri. Kendimi rüya aleminde zannettim önce. Gidip yüzümü yıkadım. Yine aynı haber. Acaba sarhoş muyum diye gidip tepeden tırnağa yıkandım(Banyo yaptım) değişen bir şey yok.

Bu kez acaba başka ülkenin tv. Kanallarını mı izliyorum diye baktım hayır. Başka ülke insanından mı bahsediyorlar diye baktım, benim ülkemden bahsediyorlar. Ekrandaki simalar tanıdık. Her zaman görmeye alışık olduğumuz simalar.

Yedi sivil toplum(!) kuruluşu tüm katmanlara sağduyu(ru) çağrısı yapmış. Hem de 81 ilde. Şaşkınlığım zaten buradan kaynaklanıyor. Kime ve niçin yapıyorlar bu sağduyu(ru)(yu). Hangi toplum katmanında kavga var? Ya da hangi toplum katmanı kargaşa yaratıyor. Hiç anlamış değilim. Şaşkınlığım da bu yüzden zaten. Eğer bir kargaşa, ya da kaos varsa bunun tarafları ekrandaki siv(il) toplum temsilcileri değil mi ki?. Durum böyle ise çağrıyı kendi kendilerine mi yapıyorlar. Yada siyasiler yaratıyorsa kargaşayı bu çağrı niçin halka yapılıyor. Bir şeyler tırmanıyorsa muhatap tırmananlar değil mi?

Halkımız nereye tırmanıyormuş, Çalışanlar neyi tırmandırıyor muş?

Köylüler mi, yoksa küçük esnaf mı tırmandırıyor. Olası mı? Hepsi de yerinde sayıyorlar. Hatta sürünüyorlar. Hem de alçak sürünme.

Birçok esnaf hiç şiftah yapmadan akşamı ediyor. Birçoğu dükkanını kapatmak zorunda kalıyor.

Köylülerin ektiği bir çok tarım ürününe kota gelmiş, izin verilen ürünler yok pahasına simsarlarca elinden alınıyor. Ya elinde kalıp hayvanlarına yem olarak veriyor.

İşçi ve memurun vay haline. Açlık sınırı 700.-YTL olmuş. Çalışanlar cambazlık öğreniyorlar yaşamak için. Kredi kartları, tüketici kredileri derken o banka senin bu banka benim koşuşturmaktan bitkin. Ya da İcra dairelerinde sürünmekte. Şimdi de mezarda emeklilik yasası dayatması ile karşı karşıyalar.

Çalışanların Sağlık ve sosyal güvenlik hakları büyük bir tahribata uğratılmak üzere. Tüm bu olup bitenlere karşın, kuzuların sessizliğini oynuyorlar. Gıkları çıkmıyor. İşsizler ordusu kahvehanelerde sessizce oyununu oynuyor. İçi kan ağlasa bile ses çıkarmıyor. Bodrum katlarında, yağlı camlar arkasında kaçak çalıştırılan çocuklar da hiç ses çıkmıyor.

Pekiyi kime yaptılar su sağ duyu(ru)yu bu sivil toplum ! örgütleri.

Hepsini de anladık sağduyu(ru) var da sol duyu(ru) nerede?

Lütfen bizi bu işlere karıştırmayın. Biz halk olarak(işçi, memur, köylü, küçük esnaf, işsiz) masumuz. Kutuplaşma denilen şeyi de anlamış değiliz.

Bakın bu duyuru Paris Hiltonu görmek için savaş çıkaranlara karşı yapılmışsa takdir ediyorum sizleri. Çünkü Paris Hilton sivil birisidir. Hiç çekinmeden anadan doğma üryan sivil olabilir. Siz sivil toplum! örgütleri olarak karşılamaya gitseydiniz bu kargaşa çıkmayabilirdi.