Sağduyu

Ülkemizde başta işsizlık, yoksulluk, terör olmak üzere bunca sorun varken, dünya giderek ve daha çok kendini hissettiren bir ekonomik bunalıma sürüklenirken, insanlığın geleceği küresel ısınma nedeniyle tehdit altındayken aylardır tüm enerjimizi ve zamanımızı Türban sorunu ile harcama lüksümüz olabilir mi..?

Üstelik bir hak arama ve mağduriyet giderme düşüncesiyle çıkılan bu yolun, insanlarımızı giderek ve neredeyse biribirine düşman hale getirebileceği görülmüyor mu? Ya da bu kamplaşmanın bugüne kadar Atatürk ilke ve devrimleri ile, değerleri ve maneviyatı yüksek bir millet olmamıza rağmen ülkemizde daha büyük çalkantılara yol açabileceği düşünülmüyor mu?

Bizim gençliğimizde hiç böyle sorunlar yaşamadık ve zaten Türban diye bir konu da yoktu. Huzurlu, birbirinin inanç ve değerlerine son derece saygılı güven içinde bir yaşamımız vardı. Kimse kimsenin giyimine, oruç tutup tutmadığına, namaz kılıp kılmadığına, içki içip içmediğine bakmazdı, karışmazdı. Ama insanların karşılıklı sevgi ve muhabbetleri gözlerinden okunurdu. Şimdi ne oldu da, bizi sıkı sıkıya birbirimize bağlayan bu değerlerden uzaklaşıyoruz, giderek yabancılaşıyoruz adeta.

Siyasetin doğasında var olan gündem değiştirme, bazı ciddi tehlıke ve sorunları perdelemenin, maskelemenin bir ürünü olabilir mi bütün bu gelişmeler. Umarım böyle değildir, umarım güzel yurdumuzun ve güzel insanlarının geleceği bir tehdit altında değildir.

Ben yine de özde güzel yurdumun güzel insanlarının birbirini sevdiğine ve sağduyunun galip geleceğine inanıyorum. Büyük Atatürk'ün bize bıraktığı değer ve miraslara sahip çıkarak ülkemizde huzur ve güvenin bozulmayacağına inanıyorum. Dünyanın en güzel coğrafyasında, en bereketli topraklar üzerinde; dünyanın ve insanlığın geleceğine yön verecek müthiş bir dinamizme sahip gençliğe sahibiz. Dünya bunun farkında, hem de epeydir farkında. Peki ya biz, biz farkında mıyız..? Lütfen, geleceğimizin teminatı gençlerimize sahip çıkalım ve onları en iyi şekilde yetiştirip mutlu etmenin yollarını bulalım.