Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '14

 
Kategori
Güncel
 

Sağlı sollu adaylar ve CHP

Uzun süredir politik müttefik olarak varlıklarını sürdüren AKP ve Gülen Hareketi arasında dershaneler ile başlayan gerilim giderek tırmanıyor. Rüşvet ve yolsuzluğun ayakkabı kutularına girdiğini öğrendiğimiz gün, geri dönülemez bir sürece giren bu gerilim, HSYK’nın yapısının değiştirilmesi için atılan adımla tescillenmiş görünüyor. Ses ve görüntü kayıtları servis etmelerine alışkın olduğumuz Gülen Hareketine ilişkin bir ses kaydının servis edilmesi ve Başbakan’ın “haşhaşiler” suçlaması ile birlikte bu tırmanış şiddetlenerek süreceğe benziyor.

Sorun, TV’lerin adeta bir boks maçı niteliğinde yayınladığı iktidar güçleri arasındaki bu çatlağı, “kim haklı-kim haksız” papatya falı eşliğinde seyretmek dışında üçüncü bir seçeneği yaratmakta düğümleniyor. Takındıkları ikircikli tutum nedeniyle BDP-HDP seçeneğinin Kürt illerinin dışına çıkamayacağının ve hele hele Öcalan’ın “barış sürecinin devamı için” Hükümetten yana tavır koymasının üçüncü bir seçenek ihtimalini CHP üzerinde yoğunlaştırıyor.

YAVAŞ ÖRNEĞİ VE GEÇMİŞ ÖZELEŞTİRİSİ!

CHP’ye yönelik olarak, toplumun geniş bir kesiminde seçenek olma ihtimalinin tartışıldığı tarihsel bir dönemeçten geçiyoruz. Bunun en belirgin özelliğini ve simgesel anlamını aday başvuruları sırasında görebiliyoruz. Sosyalist geçmişiyle tanınan Yıldırım Kaya’nın CHP Kırşehir ile MHP’li Mansur Yavaş’ın Ankara, AKP’li Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın Hatay adaylıkları, CHP’nin bir çekim merkezi haline geldiğinin işaretidir.

Gökçek’in seçim kurgusunu Yavaş ile CHP seçmeni arasına sokmak istediği “nifak” için herkesin tahmin edebildiği bir Yavaş konuşması üzerine seçim stratejisi inşa etmesi de, sağ seçmenin CHP’ye yöneldiğini; hiç olmazsa Deniz Gezmiş sempati olan sol seçmeni CHP’den uzak tutmak için atılmış bir adım olduğunu göstermektedir. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, Yavaş’ın CHP tercihi, yeterince bir özeleştiridir.

Nasıl ki AKP, saflarına katıp bakan yapmadan önce kendisini yıllarca ve bilinçli eleştiren Ertuğrul Günay’dan nedamet getirmek gibi bir sığlığa düşmediyse CHP seçmeni de, Yavaş’tan böyle amiyane bir istekte bulunmayı aklından bile geçirmemelidir. Unutmamak gerekir ki her hayat, kendi içinde bir anlam ifade eder. Yavaş’ı CHP adayı haline getiren hayatın izleri geçmiştedir. Ama “geçmiş geçmişte kaldı cancağızım/ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” fikri üzerinden ilerlemek zamanıdır!

AKP ile Gülen Hareketi arasında giderek şiddetlenen gerilimin yol açtığı mecra üzerinden cami çıkışlarında dahi CHP’nin tartışıldığı bir seçim dönemini yaşıyoruz. CHP’nin adını “sümme haşa” ön ekiyle birlikte anan kitleler, bir yanıyla adaylar üzerinden, diğer yanıyla “memleketin başının her sıkıştığı anda” sarılmak zorunda kaldığı CHP’yi gündemine almış bulunuyor.

Bugün kamuoyunda oluşan algıya bakılırsa CHP, İstanbul’u, Ankara’yı, Hatay’ı ve hatta Gaziantep’i alacaktır. Merkezi iktidarın kapısını aralayacak bu yerel seçim algısı, CHP tarafından yönetilmeye muhtaç bir sürecin yaşandığını göstermektedir.

CHP YEREL SEÇİMLER MANİFESTOSUNU AÇIKLAMALI!

An itibariyle CHP’nin atması gereken iki önemli adım bulunmaktadır.

Bunlardan birincisi, kendi örgüt tabanına ve seçmenine yönelik olanıdır.

CHP, kendi tabanına farklı politik mecralardan gelip CHP üzerinden aday olan adayları bağrına basma çağrısı yapmalıdır. Özellikle CHP örgütlerinin farklı politik geçmişi olan adaylara uzak durmasının, iktidardan uzaklaşma ihtimalinin bu kadar yakınlaştığı AKP’ye hayat öpücüğü vereceğini deklare etmelidir.

CHP teşkilatlarına, yıllardır emek verdikleri partinin bir anda sağlı, sollu adaylarla kuşatıldığı duygusu hakimdir. Bu duygunun yarattığı kırıklığı gidermek için CHP ikinci adımı atmalı ve kazanması muhtemel Ankara ve Hatay adayları başta olmak üzere bütün adaylara partinin yerel yönetimler için olmazsa olmaz olarak gördüğü ilkelerini hatırlatmalıdır.

Sağdan ya da soldan gelen adayların kendi başlarına önemli birer özne olduğu muhakkaktır ama üstlendikleri konum itibariyle “kerametin kendilerinden menkul olmadığını” bilmeleri gerekiyor.

Bu seçim, CHP’nin “denize düşüp yılana sarıldığı” bir seçim değildir! Bu seçim, rantçı politikalarla yerel yönetimlerin merkezi hükümetin yedeği haline getirilen yirmi yıllık dükalığa karşı halkın çıkarlarını merkezine koyan yeni bir belediyecilik seçimidir.

Anlatımı kolaylaştırdığı için yıllardır söylediğim gibi CHP’nin bir yerel yönetim senaryosu olmalı ve bunu hem adaylarla hem de kamuoyuyla paylaşmalıdır. Adaylara, bu senaryoya uygun seçildikleri hatırlatılmalı; seçmene de, yeniden ve güçlü halkçı bir belediyecilik modelinin temel direklerinin ip uçları verilmelidir. Söz konusu senaryo, bu seçimin, adayları “eşitler arasında birinci” olarak gören bir ekip seçimi olduğunu da içermelidir. CHP, “her şeyi bilen başkanlar” devrinin AKP Belediyeciliğini anlattığını, kendi belediyecilik manifestosunun “ortak akıl yönetimi” üzerine kurulduğunu deklare etmelidir.

“Ortak akıl yönetimi” üzerine kurulmuş temel perspektif, adaylar ile kendi tabanı arasında dil birliği sağlayacak; adayları CHP tabanı ile CHP tabanını adaylar ile buluşturacak tercüme görevini görecektir.

 
Toplam blog
: 102
: 682
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

8 Ocak 1961'de doğdu. Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler..