Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

14 Kasım '08

 
Kategori
Güncel
 

Sağlığımız sağlıksız

Sağlığımız sağlıksız
 

Hükümet yeni sosyal Güvenlikyasasını 01 Ekim 2008 tarihi itibariyle uygulamaya koymuş, bu yasanın önemli bir ayağı olan sağlık hizmetlerinde de yeni uygulamaları başlatmıştır.

Sağlıkla ilgili yeni uygulamalarla ilgili Sağlık Bakanlığınca çıkarılan tebliğde “ halka verilecek sağlık hizmetlerinde katılım payı alınması” ilkesi getirilerekuygulamaya konulmuştur.

Bu uygulamayla her muayeneye giden vatandaşlardan başvurduğu sağlık kuruluşunun yapısına göre ücret ödemesi zorunluluğu getirilmiş, “katılım payı ödemeyen”hastalarımız ilaçlarını alamaz duruma getirilmiştir.

01 Ekim 2008 itibariyle uygulamaya konulan bu sistemde aile hekimliğine veya sağlık ocaklarına, yani birinci basamak tedavi merkezlerine başvuran hastalardan katılım payı alınmamakta, ( Meslek kuruluşlarının yoğun çabası sonrası 20 ekim de birinci basamak sağlık merkezlerinden muayene ücreti alınmasından vaz geçildi.)diğer merkezlerde ise hastadan muayene ücreti alınmaktadır.

Bu sistemi kısaca açarsak;

Devletin ikinci basamak sağlık hizmetlerinden (Normal devlet hastaneleri) muayene ücreti olarak üç YTL,

Üçüncü basamak sağlık hizmetlerinden (Eğitim ve araştırma hastaneleri) 4 YTL.

Üniversite hastanelerinde 6 YTL.

Özel sağlık merkezlerinde 10 YTL muayene ücreti “katılım payı” adı altında hastalarımızdan alınmaktadır.

Muayene ücretlerinin tahsilini ise sağlık bakanlığı eczanelerimize bırakmış, çeşitli sağlık kuruluşlarında muayene olan hastalarımız eczanelere ilaçlarını almaya gittiğinde acı gerçekle karşılaşmakta, emekli iseniz bu katılım payları emekli maaşınızdan kesilmekte, aktif çalışan iseniz bizzat ilaçları alırken bu katılım paylarını eczaneye ödemek zorunda kalıyorsunuz.

Düşünün özel bir tıp merkezine gittiniz, muayene oldunuz doktorunuz kaşıntı için size 2YTL değerinde bir ilaç yazdı. Bu ilacı almak için eczaneye gittiğinizde 10YTL.Katılım payını cebinizden ödeyip, 2 YTL ilacı almak zorundasınız.

Diyelimki cebinizde 10. YTL paranız yok ve 2. YTL tutarında ki ilacı almaktan vazgeçtiniz ve eczaneyi sinirlenerek terk ettiniz.

Eczaneyi terk etmekle bu 10YTL’den kurtuldunuz mu? Tabii ki kurtulamadınız. Sadece ödemeyi geciktirdiniz. Zira başka bir gün doktora gidip muayene olduğunuzda isterseniz başka bir eczaneye gittiğinizde bu 10 YTL yine karşınıza çıkacak, geriye dönük bu şekilde ödemediğiniz katılım paylarınızın tamamını ödemeden ilaçlarınızı almanız mümkün olmayacak.

Sonuçta yeni uygulamayla siz ne kadar kaçarsanız kaçın bu payları ödemeden sağlık hizmeti almanız mümkün olmayacak.

Sağlıktaki tüm bu uygulamaların temelinde ise “70 Milyonluk Türkiye’nin sağlık alanında büyük bir pasta olarak görülmesi ve bu pastadan pay kapma" kavgası yatmaktadır.

ABve küresel sermaye dayatmaları hükümeti sağlıkta da sağlıksız uygulamaları halkımıza dayatmak zorunda bırakmış, “Sağlıkta dönüşüm” adı altında karşımıza“sosyal devletten kaçış” uygulamaları getirilmeye çalışılmaktadır.

Sağlıktaki bu uygulamalarla sosyal devlet anlayışının artık hangi noktalara uzandığını görmekteyiz.

Devletinen önemli özelliklerinden birisi olan “Sosyal devlet olma” özelliği yavaş yavaş terk edilerek sağlıkta ve sosyal güvenlikte “piyasa ve kar anlayışına yönelik uygulamalar" halka dayatılmaya çalışılmaktadır.

Amaç“sosyal devletin gereklerinin yerine getirilmesi” değil; Amaç, karı esas alan bir piyasa ortamında adına ister katılım payı deyin, ister başka bir ad bulun sonuçta halkın cebinde kalan son kuruşuna da sosyal devlet adına el koymaktır.

Sağlıkta ve sosyal güvenlikte uygulanan yanlış politikalar sonucu ise, ilaç ve tıbbı teknoloji tekelleri yabancı sermayeli dev hastane zincirleri Türkiye’deki sağlık pastasından pay alması sağlanmıştır.

Hükümet tarafından bizzat teşvik edilen özel sağlık sektörü dev yatırımlara yönelmekte gecikmemiş, şimdilerde ise günü birlik politikalar yüzünden bu kuruluşlarda büyük bir karmaşa yaşamakta, feryatlar bu alanda da yükselmeye başlamıştır.

Hükümete güvenerek yatırım yapan, tıp merkezi, poliklinik açan, hastane kuran özel sektör, Sağlık Bakanlığının yeni uygulamasıyla 10 YTL ödeme gücü olmayan hastaların bu merkezleri terk etmesi sonucu dev yatırımlar adeta “sinek avlamaktadır.”

Sağlık Bakanlığınca Ekim ayı itibariyle “hastalardan muayene sırasında katılım payı alınması” uygulaması, çoğunluğu yoksul, zar zor geçinen halkımızı zor durumda bırakmış, bırakın 10 YTL verip özel sağlık merkezlerine gitmeyi, devlet hastanelerine bile gidemeyecek duruma düşürmüştür.

Şimdilerde ise vatandaş “katılım payı ödemeden” muayene olma yollarını denemekte, bununda en sağlıklı yolu olarak ACİL SERVİSLERE başvurarak gidermeye çalışmaktadır. Uygulamaya göre acil servislere başvurularda katılım payı alınmamaktadır.

Fakir halkın derdine çare olarak bulduğu bu yöntem ise zaten zor koşullarda hizmet veren Acillerin tamamen çökmesine ve büyük kargaşanın, kavgaların yaşanmasına neden olacaktır.

Hükümetin sağlıkta aldığı kararlar sağlığımızı da tehlikeye sokmaya başlamış, bu ülkenin hasta vatandaşları artık bir hasta değil, bir müşteri durumuna düşürülmüştür.

Halen hastanelerde idarecilere verilen seminerlerde “Müşteri memnuniyeti” konulu eğitimler verilmekte, hastalara artık “müşteri gözüyle” bakılmaktadır.

Unutulmamalıdır ki halkın sağlığıyla oynamak hiç kimseye yarar sağlamayacaktır.

Ulu önder Atatürk cumhuriyeti “Kimsesizlerin kimsesidir” diye tanımlıyor.

Oysa yapılan uygulamalar bırakın sosyal devleti kimsesizlerin cebindeki kalan üç kuruşuna dahi göz dikmeye, almaya çalışmaktadır.

Sağlığınızı kaybetmemek ve sağlıklı kalmak dileklerimle..

Sonsuzluk(Osman Özeker)

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..