Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '08

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Sağlığımızı korumak elimizde...

Sağlığımızı korumak elimizde...
 

Kısa bir müddet uzak kaldığım MB ailesine dönüş yaparken, ameliyatımı başarıyla gerçekleştiren Op.Dr. Selah Babacan ve ekibiyle, ameliyat sonrasında yakın ilgilerini esirgemeyen Türkiye hastanesinin değerli personeli ve bana gerek yorum gerekse mesajlarıyla geçmiş olsun dileklerini ileten MB, ailesine teşekkür ederim.

İnsanlar hastalanır, operasyon geçirir ve sonrasında da iyileşirler, Herşeyden evvel Allah’ın kimseye çaresiz dert vermemesini dilerim. Benim rahatsızlığım da çaresiz olmadığından şu an tekrar burada yazma olanağını bulabiliyorum.

Çaresiz dert derken, aklıma ilk gelen kanser hastalığı oldu. Her ne kadar bu hastalığın çaresi varsa da tedavi süresininin uzun ve masraflı olması, erken teşhis olanağı kaçırıldığı takdirde ciddi sonuçlar doğurabileceği göz önüne alındığında önceden bu hastalıktan nasıl korunabiliriz? konusunu kısaca hatırlatmakta yarar var diye düşünüyorum.

Vücudumuzun bir çok koruma mekanizması olmasına rağmen, gelişen teknolojiye paralel olarak, aldığımız gıdaların içindeki kanserojen maddeler zaman içersinde vucudumuzun koruma mekanizmasına ciddi hasarlar vermektedir.

Amerika’da yapılan bir istatistikte, genç kızların regl olma yaşının 9 lara kadar indiği, menapoz döneminin ise 50 lili yaşlara ulaştığı görülmektedir. Bunun da en büyük nedeninin hormonlu gıdalar olduğu söylenmektedir.

Vücutta bulunan normal bir tümor düzenli bir şekilde görünürken, habis olan bir tümor şekilsiz görüntü vermektedir. Tıpkı hormonlu gıdalar gibi. Örneğin ikiz kiraz, ikiz kayısı ve ikiz domates gibi şekilsiz görüntü veren gıdalar bunların arasında sayılabilir.

Bu konuda uzman olan Prof. Dr. Erkan Topuz, sebze ve meyvelerin mevsiminde yenilmesini ve mevsiminde tüketilmeyen ürünlerin yararlarının çok da fazla olmadığını belirtmektedir. Örneğin prostat kanserini önlemekte büyük yararı olan domatesin içindeki likopen adlı antioksidanın yazın satılan mevsim domateslerinde % 70 yararlı etkisi görünürken, kışın üretilen sera domateslerinden ancak % 20 oranında faydalı olduğuna dikkat çekmektedir.

Yeşil çay, böğürtlen yaprağı, ısırgan yaprağı ve limon kabuğuyla kaynatılarak yapılan ve günde iki kupa içilen çayın kansere karşı koruyucu etkisi olduğunu yine Prof. Dr. Erkan Topuz bir programında anlatmıştı.

Elmanın bir cennet meyvesi olduğu, ananasın posasının meme kanserine iyi geldiğini hakkında tıp otoriteleri fikir birliğindedir.

Evlerde aldığımız damacana sularının ise 3 ayda bir değiştirilmesinde yarar vardır. Bugün memba suları olarak aldığımız sulara, çevre kirliliğinden dolayı bir takım yabancı maddelerin (örneğin çok az miktarda arsenik gibi) karışmadığını kimse söyleyemez. Aynı marka su devamlı alındığında, suyun içindeki yabancı maddenin etkisi başlangıçta sağlığa zararlı olmayacak kadar az olabilir. Ancak bu yabancı maddeli su uzun süreli tüketildiğinde vücutta toksin birikimi yapmaktadır. Bu nedenle 3 ay bu suyu kullandıktan sonra alacağımız başka marka bir su, ayrı bir membadan doldurulduğundan onun içindeki yabancı madde farklıdır. Bu şekilde vücuttaki toksin birikiminin önüne geçmek mümkün olabilir.

Kuru olarak aldığımız ceviz, fındık gibi çerezlerin içindeki kurtları ve yabancı maddeleri etkisiz hale getirmek için bu besinler de kimyasal ameliyelerden geçmektedir. Bu tip besinleri kabuklu olarak alınıp, kırarak yenilmesi ise bu kimyasal maddelerin vücuda alınmaması bakımından önemlidir.

Son olarak çocuklarımızın en çok sevdiği besinler olan fast food tipi yiyeceklerin, çocuklarımıza 15 günde bir yemelerini önermek onların sağlığı açısından ebeveynlerin görevlerinden biri olmalıdır.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..