Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sağlık Sistemi Sorunlarının Günah Keçisi Doktor mu? Nankör!

Sağlık Sistemi Sorunlarının Günah Keçisi Doktor mu? Nankör!
 

Hukukumuzda sağlık bir temel haktır. Bu hak Anayasamızda sosyal ve ekonomik haklar kapsamında güvenceye bağlanmıştır. Bu güvence, halkın sağlık hizmetine ulaşma hakkının karşılanmasında devlete ödevler yüklemiştir.

Sosyal devlet ilkesinde aşınmalar sağlık hakkına erişimde de sorunlar doğurmuştur.

Türkiye’nin sağlık sisteminde sorunlar dağ gibidir. Bu sorunların başında sosyal güvenlik sisteminde sağlığa ilişkin açıklar gelmektedir.

Sosyal güvenlik sistemine ilişkin meri mevzuat ve düzenlemeler, İMF ve Dünya Bankası önerileri kapsamında sağlığı adım adım piyasalaştırma, sağlık hizmetini ulaşılabilir bir hak olarak benimseyen anlayış terk edilerek bu hizmeti parası olanın erişebileceği bir “ürün” haline getirme anlayışının tezahürüdür.

On yıllar boyu süren gelişmeler, parası olmayanların sağlık hizmetlerine ulaşımını güçleştirirken sistem tarafından teşvik edilen özel sağlık merkezleri aracılığıyla uluslar arası  sektör devleri palazlandırılmaktadır.

Olanakları her geçen gün kısıtlanan kamu sağlık sektörünün hizmet kalitesi düşmektedir.

Sağlık hizmetine erişmekte git gide zorlanmaya başlayan insanlarımız tepkilerini her geçen gün daha fazla dışa vurmaya başlamaktadırlar. Ancak hedeflerinde yanılgıya düştüklerinin farkına ise varamamaktadırlar.

Gün geçmiyor ki, sağlık çalışanlarına, özellikle de doktorlara yönelik yaralanma ve hatta ölümle sonuçlanan saldırılarla karşılaşmıyor olalım.

Daha birkaç gün önce İstanbul’da bir çok değerli hekimimizi görevinin başında katledilmekten koruyamadık devlet ve toplum olarak.

Googleye “doktora saldırı” sözcüklerini aratın, durumun vehametini daha net görebilirsiniz.

Saldırılar her zaman böyle fiili de değildir. Dolaylı ve doğrudan yazılı, sözlü medya ve sosyal medya linçleri ve siyasi infazlar şeklinde de olabilmektedir.

Herkes, sağlık hizmetine dair karşılaştığı her zorlukta “günah keçisi”ni tespit etmiş, hükmünü vermiş ve ipini çekmeye hazırdır.

O günah keçisi “doktorlar”dır.

Git gide yaygınlaşan bu saldırganlık hiç kuşku yok biz bireylerden oluşan toplumun genel iklimi içinde yeşermekte ve kök salmaktadır.

Ölen, yaralanan her doktorun vebali hepimizin üstündedir.

Karşı karşıya olduğumuz sorunların temelinde yatan sebepleri araştırma, sorgulama, üzerinde düşünme, çözüm üretme gibi “adam olma”yla alakalı zahmetli işler bize göre değildir.

Daha kolay yöntemler vardır.

Artık her yerden her an kolaylıkla ulaşabileceğimiz bir ateşli silah, o yoksa bir satır, bir bıçak da işimizi görür olmuştur. Olmadı twitter, facebook… gibi olanaklara sahibiz. Vururuz abalıya…

Bu ne kadar ahlaksız, ne kadar zavallı, ne kadar vicdansız bir durumdur! Bu durum böyle daha ne kadar devam edecek?

Herkes aklını başına toplamalı.

Hem bu kez sözüm siyasetçiye değil. Önce biz bireyler… Biz adam olmalıyız. Öyle olursa siyasetçi de bu duruma uyum sağlar.

Ne demiş bilge?  Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir…

Görevleri başında uğradıkları saldırılarda yaşamlarını yitiren Dr. Fikret Hacıosman ve tüm diğer kayıplarımıza Allahtan rahmet ve tüm bu saldırıların artık son bulmasını dilerim.

Kenan IŞIK

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..