Sağlıklı Ömrü Uzatan Destekler

Sağlıklı bir ömür sürmenin sırrı her şeyden evvel iyi bir gen-çevre etkileşmesinde gizlidir.

Çevre deyince de akla hemen temiz hava, temiz su, organik bir yaşam gelmesin!..
Çevre sözcüğünün kapsamında beslenmeden strese, uykudan egzersize, inançtan sevgiye, korkudan endişeye kadar yüzlerce faktör var.

Çevresel faktörlerin başında da beslenme gelir.
Bu noktada bazı besin unsurları hayli öne çıkmakta ki, D vitamini de bunlardan biri, hatta belki de birincisi.

D vitamini gerçek bir "sağlıklı ömür" uzatıcı...
Bilhassa güneş ışığı yoluyla kazanılırsa bu güç daha da belirginleşiyor.

Uzmanlar konunun önemini böyle vurguluyor ve bilgilendirmeye devam ediyorlar:

Eskiden faydaları sadece kemik ve diş sağlığı ile sınırlı olduğu düşünülen bu vitaminin faydalarına devamlı bir yenisi ekleniyor...
Mesela yıllar önce İngiltere'de yapılan güvenilir bir çalışma, D vitamini seviyesi yüksek olan kadınların daha uzun telomerlere sahip olduğunu göstermiş...
Tıbbi açıdan daha uzun telomer demek, daha uzun ömür demek!!!

Yani buna göre D vitamini muhtemelen ömrü uzatan vitaminlerin başında geliyor.

D vitamininin bağışıklığı güçlendirdiği de kanıtlanmış durumda...
Vücutta bu vitamin azaldıkça bağışıklık sistemi zayıflıyor.

D vitamini düzeyi düşük olanlarda enfeksiyon hastalıklarına daha sık rastlanması ve otoimmün hastalıkların daha sık görülmesinin sebebi de budur.

D vitamini eksikliğinin kalp-damar hastalıklarına yakalanma ihtimalini yükselttiği, bazı kanserlere yakalanma olasılığını arttırdığı da bilinmekte.

Ayrıca, D vitamini seviyesi düşük olan çocuklarda tip 1 diyabete rastlanma olasılığı çoğalıyor.

Alerjik sorunların D vitamini eksikliğinde yoğunlaştığını işaret eden bulgular da var.

Kısacası, sağlıklı bir ömür sürmek istiyorsanız güneş ışınlarından faydalanmanız, vücudunuzdaki D vitamini miktarını optimal sınırların içerisinde tutmanızda yarar vardır.

Güneşi bol bir ülkede yaşamamıza rağmen halkımızın önemli bir kısmında D vitamini düzeyi arzu edilen sınırların bir hayli altında bulunuyor...
Yani gizli bir D vitamini noksanlığı bizde oldukça yaygın.

D vitamini eksikliği bilhassa kadınlarımızda daha çok görülüyor...
Bunun sebebi yüksek olasılıkla, güneşlenme konusunda onların daha şanssız olmaları.
Çünkü bedenimizdeki D vitamininin yaklaşık % 90-95'i güneş ışınları etkisiyle deride üretiliyor...

D vitamini kaynağı olarak düşünülen süt, yoğurt, peynir gibi gıdalarda özellikle içerisine katılmadıkça, ihtiyacımızı karşılayacak kadar D vitamini yoktur!

Şayet güneş ışınlarından yeteri kadar istifade edemiyorsanız, D vitamini yetersizliği gelişmesi beklenen bir sonuçtur.

Bu yüzden, güneş ışınlarından mutlaka faydalanmalı; eğer bunu yeteri kadar yapamıyorsanız ya D vitamininden güçlendirilmiş besinler kullanmalı ya da D vitamini desteklerinden yararlanmanın yollarını aramalısınız.

Sadece ellerinizi günde 20-25 dakika güneşe tutsanız bile yeterli oluyor.

Sağlıklı bir çocuğun günde 400, erişkinlerin 200, yaşlıların ise 400 İÜ/gün D vitamini kazanması gerekiyor...

Bu rakamların minimum rakamlar olduğunu da unutmayalım.

Sonuç olarak D vitamini bağışıklığı güçlendiren, damarları gençleştiren, kemik ve dişleri sağlamlaştıran, kanseri önleyen, diyabete dur diyen mükemmel bir ilaçtır.