Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Sağlıklı toplum ve iletişim

Sağlık ve mutluluk dilekleri neredeyse ağzımızdan hiç düşmeyen sözcüklerdir. Çünki insan için hayatta en vazgeçilmez nimetlerden birisi sağlıktır. Ancak sağlıklı bir insan mutlu ve başarılı olabilir. Günün hangi saatinde olursak olalım, hangi mevsimde bulunursak bulunalım ve hangi şart altında olursak olalım ancak sağlıklı ve huzurlu olduğumuz sürece başarının, mutluluğun ve hayatın anlamı ortaya çıkar. Tabi sağlık ve mutluluk kelimelerini yalnızca bir dilek, bir temenni olarak bırakmayıp onu hayata geçirmek gerek; nasıl ki ayrı ayrı vazifeleri olan vücut organlarımızdan birinin rahatsızlığı diğer organları da etkiliyorsa. İşte aralarında sevgi bağı olan toplumlar da böyledir. Bir kişinin üzüntüsü, sıkıntısı diğer insanları da üzer. Tabi insanları huzursuz edecek, mutsuz edecek sıkıntılar her zaman var olacaktır. İnsan mutsuz olmak istiyorsa dünya üzerinde sayılacak o kadar çok sebep var ki.. Ama onlar olmasaydı zaten burası dünya olmazdı.
Güzel bir söz vardır. İnsanlar bu sözü hayatlarına adapte etseler sanırım güzel şeyler düşünmek için vakit bulabileceklerdir. " Bugün başkasının yaşadığı kabus, yarın senin gerçeğin olabilir. "

İnsanların birbirlerine değer vermesi; özellikle hayatlarını etkileyebilecek konularda empati kurmaları, birbirlerini anlayabilmeleri, sağlıklı toplum olabilmenin vazgeçilmezidir. Bugün, kısa süreli menfaatler için hayatlarını kararttığımız insanlara yarın muhtaç olacağımızı unutmamalıyız. Bunları yapabilmenin tek yolu ise karşımızdakinin insan olduğunu bilmek, anlayabilmektir.

İnsanları oldukları gibi kabul edip, onlara saygı duyarsak birbirimizi anlamak için yegane ortak yönü bulmuş oluruz. Sonrası o kadar da zor değil. Sadece düşüncelere saygı duyup kişiyi değil, düşüncelerini tartışmak gerek. Bir yerde okumuştum: Küçük bir köyde çok bilgili ve yaşlı bir adam yaşarmış. Bilgeliği ile çevrede nam salmış. Her soruya cevap verir, bütün tecrübelerini ve bildiklerini etrafa anlatır, insanların sevgisini kazanmaya çalışırmış. Ancak onu çekemeyenler de varmış. Günün birinde iki genç kafadar, ihtiyarın doğruyu bilmemesi için kurnazca bir plan yapmışlar. Avuçlarının içinde küçücük bir kuş ile yaşlı bilgenin karşısına çıkıp, sormuşlar. "avucumdaki kuş canlımı, ölümü ?" Şayet bilge ihtiyar ölü diye cevap verirse canlı kuşu uçuracaklar, canlı derse avucunu sıkarak kuşu öldürecekler. İhtiyar gençleri süzdükten sonra şunu söylüyor. " Evlat, kuşun kaderi senin elinde ".


İnsanlar iletişim kurmada art niyet taşıyorlarsa bunun zararı öncelikle kendilerine olacaktır. İnsan, toplumla iç içe olarak yaşamak zorundadır. Toplum tarafından dışlanan insanların ruhsal dengesizliklere düçar olması kaçınılmazdır. Bunun sonucu olarak ta bu tür insanların önce kendilerine, sonra topluma karşı verecekleri zararlar art arda gelecektir.
Netice itibariyle; iyiliğe iyilikle karşılık vermek güzel bir haslet olduğu gibi, kötülük yapanlara karşı iyilik yapmak ta fazilettir, erdemdir. Tabi bu, "sana bir tokat vurana diğer yanağını da çevir" anlamında değil. Herkesin iyi bir yönü mutlaka var. Önemli olan o yönü keşfedip, sağlıklı iletişim kurabilmek. Çevremize ne kadar çok pozitif enerji yayarsak, yaşadığımız çevrenin sağlıklı ve mutlu olmasına bir o kadar katkıda bulunmuş oluruz.


Erol Güldiken
 
Toplam blog
: 53
: 1368
Kayıt tarihi
: 31.10.08
 
 

Bestekar ve Yazar'ım. Sanat, kişisel gelişim ve hayata dair; elimin erdiği, dilimin döndüğü ve ka..