Sağlıklı ve kaliteli yaşamak isteyen blog yazarlarının dikkatine!!

Bir çoğumuz elimizden geldiği kadar sağlıklı yaşamaya çalışıyoruz. Yediklerimize, içtiklerimize dikkat ediyoruz ya da dikkat ediyormuş gibi yapıyoruz. Aslında çoğumuz kendimizi kandırıyoruz. Neden şimdi bu konu diye merak edenlere hemen cevap vereyim. Ben sağlıklı ve kaliteli yaşamı keşfettim ve sizlerle de paylaşmak istiyorum. Resim olarak dört yapraklı yonca seçmemin sebebi de bu. Kendimi şanslı görüyorum.

Bu konuyu 3 ay öncesinden yazmam gerekirdi belki de ancak iki gün önce babam kalp krizi geçirdi ve şu an Ege Tıp Fakültesi Hastanesin'de yoğun bakımda. Sağlığın önemini böyle olaylarla fark etmek çok üzücü aslında. Bir an önce bir başkası için geç olmadan özellikle çocuklarımız için bu konuda yazıp sizleri de haberdar etmek istedim.

Teknoloji hayatımıza girdiğinden beri bir sürü kolaylıklar sağladı. Her şey otomatik, cep telefonlarımız var, bilgisayarsız bir hayat düşünülemez halde, arabalarımız bile uzaktan kumandalı. Ev yaşantımızda da kullandığımız her alet üstün teknolojik özelliklerle donatılmış durumda. Her tarafımızda kabloların döşeli olduğu binalar içinde yaşıyoruz. Peki bu kadar güzellik, kolaylık sizce karşılığında bizden bir şeyler alıp götürüyor mudur? Cevap "evet". Manyetik bir etki altındayız hepimiz. Bütün bu kolaylıkları yaşarken el, kol, omuz, boyun, bel ağrılarımızda artışlar oluyor. Hasta bina sendromunu duyanlar vardır. Hayatının çoğunu binalarda geçiren insanlarda, ev-iş gibi, baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk, uyku problemleri oldukça yaygın bir halde. İşten eve gelip ilk düşündüğümüz şey rutin işleri bir an önce yapıp, varsa çocuklar uyuduktan sonra hemen yatıp uyumak, uyuyabilirsek tabi. Çok uykumuz da olsa, yorgunluktan bitmiş de olsak her nedense hemen uykuya dalıveremiyoruz. Kaliteli uyku uyumayınca güne hali hazırda kötü başlıyoruz.

Sadece teknoloji de değil tabi. Hayatımızdaki en büyük değişikliklerden, insanın en çok ihtiyacı olan hava, su ve güneş de nasibini almış durumda. Eski toprak dediklerimizin sahip olup da bizim sahip olmadığımız şeyler bunlar. Büyük şehirlerdeki en büyük sorun hava kirliliği. Temiz hava soluyamıyoruz. Temiz suya ihtiyacımız var, ancak temiz su diye para verip satın aldığımız damacana suları içiyoruz. O plastik kabın içine girdiği tarihten bi haber olarak tabi. Güneş insanoğlu deşarj eden, enerji veren bir şeyken şu an kaçınılması gereken, uzak durulması gereken bir şey haline geldi. Korumasız güneşe çıkamaz olduk. Korumalı bile olsa belirli saatlerde belirli sürelerde güneşe görünüp kaçıyoruz. İnsan vücudu tüm bu öğelere ihtiyaç duyarken bizler bilerek ya da bilmeyerek kendimizi bunlardan mahrum ediyoruz. Mahrum etmek zorunda kalıyoruz.

Ama ben, ailem ve çevremdekiler yavaş yavaş bu kötü etkilerden en az etkilenecek şekilde yaşamayı öğrendik ve uygulamaya çalışıyoruz. Kısa zamanda hayatımızda gelişen olumlu değişiklikleri gözlemliyorum. 3 ay önce bir arkadaşımın vasıtasıyla tanıştım bir firmanın sağlıklı ve kaliteli yaşam ürünleri hayatımıza renk ve sağlık kattı diyebilirim. Firmanın adını vermekte bir sakınca görmüyorum çünkü arzu edenler kendileri araştırıp ne gibi bir sağlık anlayışıyla karşı karşıyayız daha iyi anlayabilir. www.nikkenturkey.com.tr

"Sağlık İçin Beş Temel Kural" felsefesine sahip bir Japon şirket. Beş temel kural dedikleri, sağlıklı bir beden, sağlıklı bir zihin, sağlıklı bir aile, sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir ekonomik durum. Bütün bunlara sahip olmak için biraz gözlerimizi açıp etrafımıza bakmamız gerekiyor. Bunlardan bir tanesi eksikse hayatımızda ne huzur oluyor ne de mutluluk.

Ne yapmamız gerekiyor peki? Eğer mümkünse teknolojiyi geride bırakıp göl kenarında, doğayla içi içe bir yaşama göç etmek gerekiyor. Bunu kaçımız yapabiliriz bilmiyorum. Ama yapabilecek durumu olan varsa bir dakika bile durmasın. Çünkü o zaman hayatımıza başka bir teknoloji sokmamıza gerek kalmaz.

Kaliteli ve sağlıklı yaşamın kapılarını açan bu şirketin asıl yaptığı şey doğayı evimize getirmek aslında. Temiz hava, su ve güneş demiştim. Dışarıda bulamadığımız ve sonsuz ihtiyacımız olan bu üç öğeyi evimize taşıyor. Evimizde bir şelalenin yanında durduğumuzda soluyabileceğimiz bir havanın, kaynağından, taşların arasından akan doğal suyun, ve ozon delindi diye faydalanamadığımız güneş enerjisinin olduğunu bir düşünsenize. Ne solunum problemi kalır, ne halsizlik, ne stres, ne bölgesel ağrılar, ne de yeni çıkan daha önce adını duymadığımız çaresi olmayan onca hastalık. Hele bir de kaliteli yaşamın temel taşı olduğuna inanılan uyku için inanılmaz, son teknolojiyle üretilmiş bir uyku sistemi var. Anlayacağınız teknolojiye teknolojiyle savaş açıyorlar. Nano teknolojinin kullanıldığı bir ürün ağına sahip. Sadece nano teknoloji de değil, manyetik teknoloji, uzak kızılötesi teknolojisi, rubberthane teknolojisi (masaj denebilir), viskoelastik sünger, iyonik konfor teknolojisi (eksi iyonlar). Ve hepsi patentli.

Ben bir çoğunu kullanıyorum. Özellikle temiz su içmek neymiş onu anladım. Boyun ağrım vardı bir kolye ile bir günde boyun ağrım sona erdi. Her zaman var olan halsizlikler yok denecek kadar azaldı. Babam bile bel ve bilek ağrısından kurtulmuştu ancak çok sevgili güneş altında geçirdiği bir kaç saat sonrası kalbi buna dayanamadı ve tepki gösterdi. Babam İstanbul'a döner dönmez evini kaliteli yaşam evi haline getirmeyi düşünüyorum. Çünkü malumunuz stres ve onu rahatsız edecek şeylerden uzak durmak zorunda kalacak. Babama bu ortamı bu ürünlerle sağlayabileceğimi düşünüyorum. Babam 70 yaşında ama çocuklarımız erken yaşlarda, hayatımızı kolaylaştırıp destekleyecek bu tür ürünlerle tanışmalılar. Benim oğlum şimdiden bilgisayarın başında iki, üç saat zaman geçiriyor. Bu yaşta oram buram ağrıyor diyor. Alerji problemi var hemen hemen her çocukta olduğu gibi. Ama eminim bu sonbahar da alerji problemini yaşamayacak. Mesela para büyüklüğünde bir diski var, yanınızda taşıdığınız sürece tüm stresinizi alıp götürüyor. Gün içinde etkisi altında bulunduğunuzu manyetik alanların da etkisini yok ediyor. Tüm gününü bilgisayar başında geçirenler için birebir. Herkese her sağlık sorununa çare bulup, destek olabileceğine inanıyorum. Tek bir tabanlıkla bir sürü sağlık problemine çözüm bulunabildiğine ben bizzat şahit oldum. Aynı zamanda network pazarlama sistemi ile çalışıyor bu firma. Ben ürün almak için üye olmuştum. Üye olup da ürünlerini kullanmaya başlayıp etkilerini görünce etrafımdakilerle paylaşmaya başladım. Ve birden kendimi bu işin içinde buldum. Etrafımdaki insanların sağlık problemlerine azıcık bile faydam dokunabiliyorsa bu vesileyle kendimi şifa vermiş kadar iyi hissediyorum. Aileme kazandırdığım kaliteli yaşam da cabası.

Bir çoğununuz değişik ama kökü aynı şeylere dayanan sağlıkla ilgili problemleri vardır. Hatta bazıları ilaç doktor derken daha başka şeylerden medet umar hale gelmiş olabilir. Tadı iğrenç otlar bile içeriz bir şeye iyi geliyormuş deyiverirse biri. Asla yan etkisi olmayan bu ürünlerle tanışmanızı öneririm. Benim yardımcı olabileceğim bir konu olursa buradayım. Üye olduğum gün farkında değildim ancak şu an "Kaliteli Yaşam Danışmanı" sıfatına da sahibim. Özel bir problem için mesaj atabilirsiniz. Kendiniz vermiş olduğum adrese girip ürünleri görebilirsiniz.

Ben ailemi sağlığına kavuşturmaya başladım. Sıra ikinci ailemde. Siz blog yazarlarının da sağlığı önemli benim için. Neden derseniz; babam kalp krizi geçirdiğinde Foça'da yalnızdı. Ben işe başladığım için annem buradaydı. İzmir'de hiç tanıdığım yok. Aklıma blog yazarları geldi. Birini arasam da gidip bakar mı, annem gidene kadar yanın da durur mu diye düşündüm. Hatta eşime söyledim. Var mı birinin telefonu dedi. Yok dedim. Aslında bulabilirdim. Ama o sıralar telaştan sadece düşünce olarak kaldı. Diyeceğim o ki, kötü bir anımda aklıma sizler geldiniz. Yardımcı olabileceğinizi düşündüm, ki birilerine ulaşsam eminim yardımcı olurlardı. Bunun güveni var bende. Umarım sizler de bana güvenir iyi veya kötü bir anınızda beni hatırlarsınız.

Hepinize sağlıklı günler diliyorum.