Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '14

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Sağlıkta ufak dikkatler büyük hataları önlüyor.

Sağlıkta ufak dikkatler büyük hataları önlüyor.
 

Uzun zamandır öykü yazamadım. Gündemdeki olayların yoğunluğu ve benim vakit darlığım çok sevdiğim öykü yazımından beni engelledi. Öykü yazmak günlük yazılardan daha fazla zaman alıyor. Önce öykünün konusunu tasarlıyorum, daha sonra kişiler ortaya çıkıyor ve ben kendimi öykünün baş kahramanının yerine koyup öyküyü yaşamaya başlıyorum.

Ben profesyonel bir yazar değilim.Bu konuda eğitim ve seminer de görmedim. İçimden geldiği gibi yaşayıp ve yazmaya çalışıyorum.

Dünden beri kafamda beliren konuyu bugün yazıya dökmek üzere oturdum ve öykümü yazmaya başladım.

Bu arada gazetelere bakayım dedim ve gördüğüm bir haber, başladığım öykümü  yarım bırakıp, bir başka konuya yönelmeme sebep oldu.

Gazetede okuduğum haber 14 yaşında bir kız çocuğunun başına gelen çok tatsız bir sağlık olayıydı. Küçük kız karın ağrısı şikayeti ile üç kez gittiği Devlet Hastanesi Acil Servisinden verilen mide ilaçları ile geri çevrilmiş. Aslında apandisiti patlayan ve durumu gittikçe vahimleşen çocuğun şikayetlerini dikkate almayan doktorlar, ayrıca onu ağrıya dayanamamakla suçlamışlar.

Bir hafta sonra ağrıları dinmeyen küçük kız tekrar hastaneye başvurduğunda ultresonu çekilmiş ve patlayan apandisitin vücuda yaydığı zehirli sıvı sonucu içi organlarının çürümeye başladığı tesbit edilmiş. Doktorların ihmali sınucu şu anda yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren  yavruya sağlık dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden.

Bu vahim olay bana geçtiğimiz aylarda yaşadığım bir başka olayı anımsattı. İzmir'de yaşayan 9 yaşındaki torunumun okuldan çıkarken ayağı kaymış ve bileğini burkmuş. Çocuklarının sağlığı konusunda çok ciddi davranan kızım ve damadım çocuğu hemen İzmir'in en iyi Özel Sağlık Kuruluşuna götürmüşler. Belki başka bir ailenin basit bir burkulma sanıp dikkate almayacağı bu durumda gösterdikleri hassasiyet çok güzel. Sağlık kuruluşunda röntgeni çekilen bilekte mühim bir şey olmadığı ama gene de üzerine basmaması için gerekli tedbirin alınması gerektiği söylenerek eve gönderilmiş torunum.

Tam üç hafta ayağının üstüne basmadan koltuk değineği ile okula giden çocuk, üç hafta sonra çekilen röntgen ile artık basabilir oluru almış.

İşte ben o günlerde onlarda misafirdim. O gün doktordan gelen ve ayağının üstüne hala basamayan , acılar içinde kıvranan çocuğu bir de ebeveynleri canın kıymetli diye suçlayınca olaya müdahale etmek gereğini duydum.

Zira böyle bir deneyimi  ben 30 sene önce kendi çocuğumda yaşamıştım. Bu olayı da biraz sonra anlatacağım.Neyse benim ısrarlarım ile tekrar doktora götürülen ve emar çektirilen çocuğun ayağında bir kırık tesbit edildi ve hemen alçıya alındı. Tabii bu geçikmiş müdahale iyileşme sürecini de uzattı ve zavallı çocuk neredeyse 4 ay ayağını kullanamadı. Kısaası doktor hatası uzun tedavilere ve çocuğun okulundan, derslerinden uzaklaşmasına, psikolojinin bozulmasına sebep oldu. Gene de bunu vaktinde fark ettiğimiz ve çocuğun sakat kalmasını engellediğimiz için kendimizi şanslı addediyorum.

Gelelim 30 yıl önceki olaya. Şimdilerde Amerika'da Kemanın Divası diye adlandırılan ve başarılarını zaman zaman yazılarımda sizlerle paylaştığım kemancı kızım Burcu Göker o zamanlar 2 yaşında. Çok hareketli bir çocuk olan kızım karyolasından düşüp omuzunu incitti bir gün. Daha doğrusu düşünce hiç bir şikayeti olmadı. Ben vesveseli bir anne olarak olaya el koydum ve hemen en yakın sağlık kuruluşunun ortopedi doktoruna gittik. Çekilen röntgen sonucunda bir problem olmadığı söylendi.

Ben doktordan döndükten sonra çocuğumu izlerken bir şey fark ettim. Çocuk düştüğü taraftaki kolunu fazla kullanmıyordu.Belli bir mesafenin üzerine kaldırmıyordu kolunu. Bu durum benim dikkatimi çekti ve hemen bir başka doktora yöneldim. Gittiğim doktor çocuğu daha dikkatli bir incelemeye aldı ve o zamanlar sonografi olmadığı için ekranda hareket ettirip baktı.Bu inceleme sonucu çocuğun düştüğü taraftaki kolda köprücük kemiğinde bir çatlak olduğu anlaşıdı ve hemen gerekli tedavi uygulandı.

O zaman doktora sordum. 'Eğer biz bunu fark etmeseydik ne olurdu :'diye. Doktor 'Köprücük kemiği kaynardı, ama yanlış kaynadığı için başı o yöne hafif eğik kalırdı ve o kolunu fazla kullanamazdı.'dedi.

Düşünebiliyor musunuz? Şu anda kemanı yasladğı kolu sakat kalacaktı ve hiçbir zaman bir kemancı olamayacaktı.

Demek ki sağlıkta ufak dikkatler büyük hataları önlüyor.

Artık yarım bıraktığım öyküme dönebilirim. 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..