Sahi siz hangi direklerdensiniz?

Sıcaklar bastırıp denize girilince,

Sözde üst direk, orta direk aynı sularda yüzünce,

Birisi elbisesiz, diğeri elbiseyle…

Belki, “sizi gidi gericiler sizi, utanmadan elbiseyle nasıl denizi giriyorsunuz, denizi kirleteceksiniz!” diyecekler.

Öyle ya, onlara göre çıbıldak olmak güya ilericilik ya!..

Zavallı gariban, fakir orta direk!..

Elbiseyle denize girse olmaz, denizi kirletirler.

Elbiseyi indirip denize girse, o hiç olmaz!

O zaman da kişiliğine ve inandıklarına ters düşecekler…

Denize girmeleri de gerek, onların da hakkı..

Gel de bu işin işinden çık, çıkabilirsen!

Ah, şu direkler yok mu?..

Direkler arasında kalmışız.

Üst direk, orta direk, alt direk, hiç direk olmayan temeller…

Tamam da, acaba hangi direk, hangi direkleri besliyor?

Hiç düşündünüz mü?..

Hangi direk olmazsa tavan çöker, çatı yan yatar?

Off ya!..

Şu otelleri yapanlar da neden orta direkleri düşünmezler ki!..

Bilmezler mi ki her şeyi ayakta tutan orta direklerdir.

Keşke şu orta direkler için sıcaklar gelmezse, sıcaklar olmazsa!..

Sıcaklar olunca elbiseliler, haşema’yla da olsa denize giremezler ki!

Deniz kirlenir Alimallah!

Hem güneş üst direkleri daha çok etkilemez mi?

Ay geceleri üst direklerin üzerine doğmaz mı?

Şu üst direk olmak da ne kadar güzelmiş, ne kadar şanslılarmış.

“Bir daha dünyaya gelecek olursam, çalıp, çırpıp, temel olmayan, alt direk ve orta direklerin üzerinden ilerleyerek, üst direk olmak için çalışıp çabalayacağım” diyerek, neredeyse asi olacağım, Allah korusun!

Çünkü, öyle bir soğan ekmekle, dağda ya da çevrede bir ağacın altında oturup yemek, yeter mi acaba?..

Bana ne, bana ne, ben de üst direk olacağım.

Bu dünyada her şey üst direklerin olduğuna göre, diğer direklerin canı çıksın mı diyeceğiz!