- Kategori
- Deneme
Sahibi var
Şekli şahane deyip kaptığım güzel
Derleme; Türkü, şiir ya da öykü ne olursa olsun her birini, istiridye kabuğunun içinde hapsolmuş, gün yüzüne çıkmayı bekleyen inci taneleri olduğunu düşünür, bu alanda verilen emeklerin de paha biçilmez olduğuna inanırım.
Bu düşüncemi desteklemek niyetiyle bir kaç örnek alıyorum emeklerine saygımla
"elleriniz güneş burkulması, bakın,
kalbinizi saymıyorum o hep bir ay tutulması
Engin Turgut
Ben hiç rastlamadım gidiş- / dönüş bileti alan bir kadına
rastlarsanız bakın yanında bilet / gibi kıvrılmış üzgün adama
Hafız
Baktım bir kaplumbağa suya uzanıyordu
Suyu biraz öne çektim
İlhan Berk"
Kaynak İNSAN Şiir Defteri
İyi bir insan öldüğünde ona ağlamayın. Asıl onu kaybeden topluma ağlayın. Farabi
"Vaktiyle bir derviş berbere gidip:- Vur usturayı berber efendi, der. Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve diğer tarafa usturayı vuracakken, mahallenin kabadayısı içeri girer. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak:- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye bağırır.
‘Dövene elsiz, sövene dilsiz’ olan, halktan gelen her şeyin Hak’tan geldiğine inanan derviş, sabreder. Fakat kabadayının tıraş esnasında da dili durmaz, sürekli alay eder derviş ile: 'Kabak aşağı, kabak yukarı.'
Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, kontrolden çıkan bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıyı altına alıp sürükler. Kabadayı oracıkta feci şekilde can verir. Berber dervişe bakar, sorar: - Biraz ağır olmadı mı derviş efendi? Derviş düşünceli bir şekilde cevap verir:
- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın da bir sahibi var. Gücenmiş olmalı!..."