Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Sahibinden satılık demokrasi..!

Sahibinden satılık demokrasi..!
 

Tunceli’de Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfı yetkilileri tarafından beyaz eşyaların 29 Mart seçimlerinin hemen öncesinde dağıtılması akıllarda haklı bir soru işareti oluşturdu.

İnsanların özgür iradeleriyle kullanacakları oylar, bu yolla mı etkilenmek isteniyor ?

Sosyal devlet, fakirine yardım edince herkes şaşırdı. Demek ki sosyal devletimiz, ya bu güne kadar yardımda bulunmuyordu, ya da her yardımda bulunduğu yerden karşılığında bir şey istiyordu.

Durumdan rahatsız olanlar “Halkın oyu satılık değildir.” diyor.

”Dağıtılan bu beyaz eşyalar, halkın oyunu etkilemek amacıyla dağıtılmıştır.” denilerek Tunceli’de protesto gösterileri yapılırken muhalefet partileri de “seçim yatırımı” şeklinde beyanatlar veriyor.

Ülkemde şimdilerde beyaz eşya, kömür, yiyecek dağıtımında hızlı bir artış görülüyor. Bu yaşananlar gençlik yıllarımda tanık olduğum bir olayı anımsattı.

Çok yakın bir arkadaşımın babası, yaşadıkları beldeden belediye başkan adayı olmuştu. Kendisiyle birlikte iki güçlü aday vardı seçime giren. Beldedeki oyların sayısı ve oyların dağılımı adaylar tarafından aşağı yukarı biliniyordu.

Çünkü bu beldede iki büyük aile yaşıyordu. Arkadaşımın babası ise beldenin en geniş ailesinin ileri gelenlerindendi. Başkan olmaması içten bile değildi.

Seçimler yapılmıştı, oyları daha az olan ailenin adayı başkan olmuştu.

Arkadaşımın babası ise belediye başkanlığını üç-beş oyla kaybetmişti, hesapta yanlışlık olmamalıydı, çünkü bu büyük ailenin oyları başkanlık için yeter de artardı bile. Bu işte bir bit yeniği vardı.

Olayın kokusu yakın zamanda çıkmıştı. Diğer başkan adayı karşı ailenin oylarını para karşılığında satın almıştı gece yarısı.

Rakip belediye başkan adayı, karşı ailenin fakir olan seçmenlerine Kuran’a el bastırmak suretiyle yemin ettirip, her oy için para ödediği kısa zamanda beldede duyulmuştu.

Oylarını farklı partiye satanların içinde arkadaşımın hâlasının ailesinin de bulunduğunu öğrenince çok şaşırmıştım.

Başkanlığı kazanan aday oy satın alma yoluna gittiği için bir sürü borçla başkan olabilmişti. Şimdi vurgun zamanıydı hem borçları ödemesi, hem de kâra geçmesi gerekecekti.

Arkadaşımın babası Mehmet Amca'ya gelince bütün köyün güvenini kazanan biriydi ve doğruluktan hiç ayrılmamıştı, bu nedenle herkes ona güvenilirliğinden, dürüstlüğünden dolayı “Emin” mahlasını takmıştı.

Mehmet Emin Amca, belediye başkanı olacağına kesinlikle emindi; ama akrabalarının oylarını para karşılığında rakip aday'a satacağını hiç aklına getirememişti.

Mehmet Amca, akrabalarının onu para karşılığı desteksiz bıraktığını öğrenince yıkıldı.

Sanırım siyasetin ne kadar kirli olabileceğini fark etti altmışında.

Şimdi anlattığım bu olayla beyaz eşyaların ne ilgisi var demeyin ?

Bizim insanımız iyiliği unutmaz ve her iyiliğin karşılığını mutlaka gücünün yettiği kadar ödemeye çalışır.

Bu kadar beyaz eşyanın karşılığında bir oyun lafı mı olur, diyebilir ?

“Ya da kaz gelen yerden, tavuk esirgenir mi?” de diyebilir.

Sosyal devlet elektriğe, gaza, suya, benzine, yiyeceğe ..vs. astronomik zamlar yaparken sosyal olduğu aklına gelmiyor da 29 Marta iki ay kala sosyalleşeceği tutuyor nedense.

Nerden aklına esiyorsa Tunceli’yi buluyor ve orayı beyaz eşyaya boğuyor (!)

Ben de soruyorum: Bayram değil, seyran değil; sosyal devlet Tuncelileri niye öptü ?

 
Toplam blog
: 47
: 781
Kayıt tarihi
: 20.10.08
 
 

1978 Hatay doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Edebiyat fakültesi mezunuyum. Edebiyat ve felsefe alan..