Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

15 Mayıs '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Şahika

Şahika
 

mum alevi kesik kesik titrediğinde

damla damla ıslanacak terleyen alev

ipek bir halıya tutunacak buzlu yamaçlardan kayan damlalar

tüm teni üşümüş bir portakal gibi kabaracak,

ahlak ve namus kralları durup ona bakarak;

acaba nerede duracak?

ve bittiğinde herşey

bu ıslak başkaldırının bir tek hesabı kalacak.

ve herşey bittiğinde birbilerine sarılarak,

bedenlerinin dinlenmişliğini yastık yaparak

zaman, onlardan habersizmiş gibi davranarak

hesap başlayıncaya kadar onlara bakmayacak.

-kendi olacakları soruya kadar zamanı çağırmayarak...-

yeniden terli avuçlarını yüzlerine sürüp

delicesine dişlerine vururmuydu dudakları?

gözleri gökyüzünde, dal sürter Ay'a

sıyrık dudaklarında tatlı bir acı.

kapanır gözleri sokulur koynuna

saçları yapışır terli boynuna

tel tel ayıramaz huzurlu sakinliği,

sorarken; aklı nerede acaba?

ayrılmadan önce ruhları az'önce

bir sis oldu karıştılar birbirine,

karışırken sesler, duymadı sesini

hâlâ çarpmakta dışarı fırlamış kalbi

az sonra,

gözleri, gökyüzünden uzak, akıllarında ya sonrası?

zamanı çağıracak telaşlı bakışları

diyecek,

"bir dahasızlık, neden oyalanmadım teninde,

aklımdaki haykırışları, hayaliydi avuçlarımda,

habersizce yanımızdan geçip giden saatler

şimdi sorularda durup bekleyecekler.

bedenindeki su haykırış olup akarken

senden bana gelen,

seni anlatan kokularla yüklediğin

damlalar yüzümde iz bırakacak, bilir misin?"

diyecek,

"benimle ilgilen, yüzünü bana ver, tırman yüzüme

ellerine uzansın her çiçeğim, dokunarak tenime"

diyecek,

"zayisiz çıkmalıyım teninden

bilirim başım ağır, taşımaz göğsün

kalbin kulağımda, biraz sokulayım, derinden gelir sesin

sırtımda dolaşan ellerin, örtsün tenim

sıklaşır sesin, ilk göktaşına binip gelirsin

zaman usulca gitmiş, görmedim

dudakların buynumda ince bir nefes, titreyen sesin

işte yeniden başlıyor, çıkıyorum yeniden

kalbim itekliyor beni, yüzümü yakıyor yüzün

bir samaşık gibi çoğalırken içinde, dudakların sıcak,

parlak bir tepenin ilk temsasıyla irkilir

belin kopmuş parçası kertenkelenin

dudakların dişlerime çarpar,

ıslaklığın tenimde serin bir alev

haydi şimdi,

şimdi sözü bırak tüm kaslarına

senin için;

sağa sola, kuzeye güneye, aşağıya yukarıya titreyerek kasılsın

başka bir yıldızdan daha ötelere götürsün hazzın,

ben olmayayım,

bırakmasın seni,

ruhunu sarmalayan şahikalardaki zevkin

ben olmayayım,

duyumsa tadını, gevşediğinde bir yaprak gibi suya bırak

kendini...

bir halka uluştuğunda az ötede suda

senden önce düşen bir çiçeğin halkalarıyla birleşsin bedenin

açma gözlerini,

dinle şakıyan arap bülbülünün uzaklardaki sesini

düşman olsun bize tüm sorular

olmasın gerçek,

hâyâl olmasın,

resmindeki olma,

nefesin olsun ve kulağıma yapışan terinde sesin,

teninde kokun, tadı kalsın ıslak terli yamaçların

bak şahikalardasın...

yıldızlar kayıyor, görüyor musun?

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..