Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sahi...kimim ben ?

Sahi...kimim ben ?
 

Sabahın köründe koşa koşa kaldırımın karşısındaki gazeteciye gidiyorum , Milliyet gazetesi almak için.

Öyle ya, 2 360 yazarlı bir gazetenin tanıtımı yapılacak hafta sonu ekinde. Kolay mı ! Ya biterse…

Gazetem elimde, yanında çıtır simitler ve dumanı tüten tavşan kanı çayım tabii ki. Masaya kuruluyorum, kızım da yanımda. Telaşla çeviriyorum sayfaları. Editörümüz Başak Hanım gülümsüyor sayfaların birinden. Ne kadar da genç ve şeker…

O da ne ! Bana tıpatıp benzeyen güzel(!) bir kadın fotoğrafı … Altındaki sözcüklerde üç aşağı beş yukarı benim sayılır da…Hatta ilk ismi bile aynı : Neşe. O da tamam.

Ama bu Neşe İleri de kim ? Biri benim ismimi ve resmimi mi çalmış yoksa?

Ben Neşe Evrim değil miyim?

Tanrım ama ben Neşe İleri değilim ki! Neşe Evrim’ im ben ! Hem de tam sekiz aydır…

Öncesini hatırlamaya çalışıyorum umutsuzca.

SHP Kadın Kurultayında buluyorum kendimi birden. 1988 yılları olmalı. Türkiyenin en ünlü kadın akademisyenleri, siyasetçileri, sanatçıları, feministlerinin olduğu Kadın Kurultayı. Ben de oradayım, o zamanki şehrimin temsilcisi olarak. Genel Başkan Erdal İnönü açış konuşmasını yapıyor. Bu kadar ünlü, nitelikli kadınların arasında kendinden geçmiş, her biri ile sohbet etmeye, feyz almaya çalışıyorum.

İşte Jülide Gülizar karşımda.Türkiyenin ilk kadın radyo spikeri . Kısacık saçlarının üstüne hoş bir mor bere yerleştirmiş. Mor kareli pançosu ile çok şık ve kendinden emin. Güzel tok sesi ne kadar da tanıdık. Konuştukça büyülüyor beni. O zamanlar, kadının kendi soyismini kullanabilmesine yasal olanak yok. “ Biliyor musunuz, ben avukatım. İllegal olarak hem kendi soyismimi hem de evlilik soyismimi kullanıyorum “ diyorum, çok büyük iş başarmış ve bilmiş edalarda.

Sevgili Jülide Gülizar “ Hıhhh..o da bir şey mi! Gülizar benim uydurduğum bir soyismi ! Biri babamın soyismi, diğeri kocamın. Ben ikisini de kullanmayı reddediyorum. Ve kendi soyismimi kendim seçtim, uydurdum yani ! “

Ben şaşkınlık ve hayranlık içinde kalakalıyorum o anda.

Yıllar geçiyor aradan. Ve benim soyismim birkaç kez değişiyor. Her değişimde kimlik bunalımına düşüyorum. Biri doğduğumdan beri taşısam da babamın soyismi, diğeri evlilik soyismim. Üstelik bi kaç kez aynı insanla evlenip ayrıldığım düşünüldüğünde… Yani benim kimliğim hep bir erkeğe bağlı olarak değişip duruyor.

Nüfus cüzdanlarım, banka cüzdanlarım, ehliyetler, tüm kayıtlar…Telefon rehberlerinde kendimi bulamıyorum mesela. Tabii arkadaşlarım ve iş sahipleri de bulamıyor beni. Baro kayıtları değişiyor, noterlik belgesi değişiyor…Ben çocuklarımın annesi olduğunu kanıtlamaya çalışıyorum bazan umutsuzca! Neredeyse DNA testi yaptırmak daha kolay, kayıtlarla kanıtlamaktan !

Ve sekiz ay önce, hayatımdaki tüm erkeklere bağlı soyisimlerini reddedip, kendi soyismimi seçiyorum, MB yazarlık serüvenine başlarken : “ EVRİM “

Artık ben Neşe Evrim ‘im. Bayılıyorum ismime. Hem anlamlı hem melodik, hem de beni yansıtıyor.

İyi de, bu editörler bi alem yahu…Nerden buldular, benim babamın soyismini ? Hiç bi şey de gözlerinden kaçmıyor!

Ne güzel, Neşe Evrim…Neşe Evrim yaşayıp gidiyordum işte. Tam kimlik bunalımlarımdan kurtuldum derken…yeni bir bunalım mı geliyor yoksa ?




http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243 " Anadolu'da bir kızım var, öğretmen olacak" isimli proje bloğumuz

 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..