Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '15

 
Kategori
İlişkiler
 

Sahilde denize bakan yaşlı adam

Sahilde denize bakan yaşlı adam
 

"Ne düşündüğümü mü merak ediyorsun?" dedi..


Onu aşağı yukarı devamlı görürdüm Caddebostan sahilinde..
Çok aşırı bir hava muhalefeti olmazsa mutlaka oradadır. Gün aşırı değişik bir bankın üzerinde oturur, saatlerce denizi seyreder..
Gözlerindeki o tevekkül sahibi, çelebi ifade dikkatimi çekmişti ilk zamanlar..
Gülümseyerek bakıyordu hayata, her şeye..
Merakımı yenmek için oturuverdim yanına..
Önce uzunca bir süre sessiz kaldık.. Başımla selamladım, aynen karşılık verdi..
“Sizi nerdeyse her yürüyüşümde görüyorum” dedim…
“Ben de sizi” dedi..Devam etti;
“Yürümek sizin yaşlarda çok faydalı” dedi, “Haklısınız, biliyorum” dedim..
İstediğim olmuştu..Merak ettiğim hikayeyi öğrenmeye başlayacaktım,anlamıştım.
“Ne düşünüyorsunuz uzun uzun denize bakıp” dedim..
Aramızda zaten bunların belli bir zaman diliminde paylaşılacağı sanki planlanmış gibiydi..
Başladı anlatmaya..
“Gürkan oğlum ve Sevil kızım evlendikten sonra eşimle baş başa kalmıştık o koca evde..Hiç unutmuyorum, bir gece televizyonun karşısında göz göze geldiğimizde yeni bir hayatın başlamakta olduğunu anlamıştık ..” dedi..
Karısını çok sevmişti her zaman.. Küçük küçük tartışmalar, minik kalp kırıklıkları olsa da hep birbirlerine dayanmışlar, sevgi dolu bir hayatın tanığı olmuşlardı.. İki evlatlarını da iyi, namuslu, dürüst yetiştirmişler, kendi kanatlarıyla uçmaları gerektiği anda da pencereden salmışlardı.. İki aile daha olmuştu hayatlarında..İyi evliliklerdi göründüğü kadarıyla..
“Yeni bir hayat güzel başlamıştı başlamasına ama..” dedi, gözlerindeki hafif buğulanmayı hissettiğimde..
“Çok güzel simsiyah gözleri vardı.. Hiç olmadık bir zamanda kısa süren bir dalgalanmayla çekti gitti.. Hastane odasında küçücük kalmış suratındaki o iki iri kara göz bana son defa bakarken elleri avuçlarımdaydı..
Çok büyük bir haksızlık gibi gelmişti bana, herşeyi paylaşırken birden çekip gitmesi.. Zor kabullendim.. Çocuklar filan yalnız bırakmak istemediler tabii..Ama olmadı.. Yediremedim kendime böylece terk edilmeyi..”
Bacaklarına dolanan siyahlı beyazlı minik kediyi kucağına aldı.Önce gıdısını sevdi parmaklarıyla , sonra başının üstünü okşadı..
“Yani” dedi, “Mevcut şartlarda hayat çok sıkıntılı hale gelmişti..Sonra birden burayı keşfettim..Kendime bir bahçe yarattım bu sahilde..Bahçenin içinde oturup hikayeler romanlar şiirler yazmaya başladım, besteler yaratmaya başladım şarkıların içinde..”
“Nereye baktığımı merak ediyordun ya” dedi, “Bak işte onlar benim yarattığım hikayelerin kahramanları..”
İşaret ettiği yerde gösterdiği, sahilde yaşayan bir “evsiz”di..
“Onun nasıl bu hale geldiğini düşünüyorum, bir roman oluyor.. Şu kavga eden çifte bakıyorum; bir şiir o… Ağlayan bebeği hissediyorum, belki korkuyor dünyaya gelmekten, al sana hikaye.. Güneşte uyuyan sarı tüylü köpeğin karnını nasıl doyuracağı, çöpü toplayan görevlinin o an cep telefonunda kimle ne konuştuğu başka bir romanın konusu…Hepsini yaratıyorum bu bahçede ve kafama yerleştiriyorum..Ve düşündüğüm zaman şunu hissediyorum; onların
tamamı boşluğa doğru birer birer yol almaya başlayan o uzun ışık çizgilerinin ilk yandığı yer..”
Aslında tam da beklediğim buydu.. Sanki bütün bunları duymak için oturmuştum bu banka..
Kısa bir süre sessiz kaldık..
“İşte burada saatler boyu oturmam bundandır..” dedi..
Ekledi..
“ Ne olursa olsun o küçücük surattaki iki koca siyah göz hiç çıkmıyor aklımdan…”
“Görüşürüz” dedim..
“İnşallah..” dedi.  

 
Toplam blog
: 38
: 191
Kayıt tarihi
: 23.01.15
 
 

Hayat üzerine aklımdaki her şeyi buraya yazıyorum. ..