Sahip olduğunuz nimetlere şükredin

Sayısız nimetlere sahibiz.

Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz ardımızda.

Bir kul olarak, sahip olduklarımızın bize neler kattığını bilemiyoruz.

Ya da o nimetlerden yoksun kaldığımızda, bizden neler alıp götürdüğünü düşünemiyoruz.

Sadece insan olarak yaratıldığımız, için ne kadar şükretsek azdır.

İnsan olma şerefiyle yaratılmış olmak bile başlı başına bir şükür vesile olmalıdır.

Türlü nimetler içerisinde, tabiri caizse yüzüyoruz.

Su, hava, güç, kuvvet, düşünme, idrak etme, yorumlama gibi melekelerle yaratana olan şükrümüzü eda etmek gerekir.

Sanırım şükürsüz olmamızın sebebi, birçok şeye bedavadan sahip olmamızdan kaynaklanıyor.

Bedava sahip olduğumuz nimetleri, nimetlerden saymıyoruz nedense.

Gerçekten sahip olduğumuz nimetlere, şükreden insanlar çok azdır.

Yaşamın olmazsa olmazlarından olan hava için ne kadar şükretsek azdır.

Şöyle bir 10 dakika havasız kaldığınızı düşünün bakalım.

Yaşayabilir misiniz?

Kesinlikle hayır, demek ki her nefes alıp vermemizde, ölüp tekrar diriliyoruz.

Bu da şükür vesilesi değil de nedir?

Hava nimetinin kıymetini, havasız kaldığımızda anlarız.

Devamla, susuz kaldığımızda, suyun kıymetini anlarız.

Susuz kaldığımız bir anımızda, elimizde avucumuzda ne varsa veririz, yani kıymetle ölçülebilecek bir nimet değil.

Zengin bir adam çölde ilerlerken, çok ama çok susamıştır. Yanında su olan bir adama rastlar. Su ister, ama vermez, çünkü sahip olduğu zenginliğin yarısını ister adam, vermez.

Bir süre sonra dayanılamayacak duruma gelerek servetinin yarısını verir.

İçtiği su için servetinin yarısını veren adam, bir süre sonra bu defa öyle bir duruma gelir ki, içtiği suyu dışarıya çıkaramaz. Kendisine rastgelen adam, servetinin diğer yarısına karşılık çıkarmasına yardımcı olur. Böylelikle servetinin bir bardak su etmediğini görür. Onu tekrar çıkarmak için de diğer yarısını vermekle, sahip olduğu su ve sağlık nimetinin ne kadar önemli olduğunu anlar. Bunun için yüzbinlerce şükür etseniz de yine azdır.

O yüzdendir ki suyun kıymetini, susuz kalan anlar.

Sağlık ve sıhhatin kıymetini sabahlara kadar sancıdan, ağrıdan kıvrananlar anlar.

Dünya nimetlerini görmekten aciz olan gözlerin değerini, ancak âmâ olanlar anlar.

Dünya kelamını duyan kulaklardan yoksun olan sağırlar, kulağın-duymanın kıymetini anlar.

Zengin olanlar fakir olunca, paranın kıymetini anlar.

Felçli olan sağlığı kıymetini, dilsiz olan konuşmanın kıymetini anlar.

Hürriyetin kıymetini, ancak hapishanedekiler anlar.

Bu, saydıklarımıza sahip olabilmenin kıymetini anlamamıza vesile olabilecek çok zaman dilimleri mevcut.

Bu günlerde, susayarak susuzların, acıkarak açların, tövbe ederek günahkârların, fakirlerin, yetimlerin, gariplerin hallerini anlamamız sağlamaya yardımcı oluyor.

Sahip olduğumuz her türlü nimetler için yüce yaratana ne kadar şükretsek azdır.

Belki rabbimize karşı olan şükrümüzü tam eda edemiyoruz; ama en azından sonsuz nimetlerin ondan geldiğine iman edelim o da yeter.

Sahip oldukların bihakkın kullanalım ve israftan kaçınalım.

Çünkü dünyanın birçok yerinde yaşayan insanlar, unutmayın ki sizin sahip olduklarınız yüzünden belki de birbirlerini öldürüyorlar.

Hiç düşündünüz mü?

Resim netten alınmıştır

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com