Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '09

 
Kategori
Efsaneler
 

Şahmaran Efsanesi

Şahmaran Efsanesi
 

Şahmaran


Geçenlerde televizyonda bir tablo gördüm tesadüfen. Seyrettiğim bir filmde, kadın çok sevdiği kocasına bereket getirmesi için bu tabloyu hediye ediyordu. Ben de merak ettim nadir bu diye… Biraz araştırdım, tablodaki Şahmaran imiş. Hikayesi de daha ilginç…

Efsaneye göre Şahmaran uzun gövdeli yılan kuyruklu biriymiş. Akdeniz bölgesinin Tarsus ilçesinde yaşadığına inanılıyor. Aynı isimli bir efsane Mardin yöresinde de geçiyormuş. Bu yörede Şahmaran bir resimle tasvir edilir ve Şahmaran ustaları tarafından yapılan tablolar evlerin duvarlarını süslermiş.

Şahmaran farklı şekillerde anlatıla gelmiş. İnsanların inanışına göre, yılanların şahı Şahmaran, Tarsus’un 15 km. kuzey doğusundaki bir ortaçağ kalesinde yaşarmış. Hikayeye göre bütün yılanlar bu kalede kalırmış. Hükümdarları Şahmaran ise, gözleri kilometrelerce uzağı görebilen, üstün niteliklere sahip bir yaratıkmış. Bir gün, Tarsus Beyinin dünyalar güzeli kızını hamamda yıkanırken görmüş ve görür görmez de aşık olmuş. Beyden kızını istemiş ancak bey hem korktuğu hem de çirkin bulduğu için kızını Şahmaran’a vermek istememiş. Bunun üzerine Şahmaran, Beyin kızını kaçırmaya karar vermiş. Hazırlıklarını yapıp dünyalar güzeli kızın hamamda olduğu bir gün buraya gelmiş. Ancak Beyin adamları durumu fark edip Şahmaran’ı oracıkta öldürmüşler. Hükümdarlarının öldüğünü duyan kaledeki yılanlarda şehri basıp bütün halkı sokarak zehirlemiş ve şahlarının intikamını almışlar.

Bu hikayenin diğer versiyonuna göre ise, Tarsus beyi dermansız bir hastalığa yakalanmış. Derdinin ne olduğunu anlamak için gelen hekimler çaresizlik içinde kalıyorlar, ellerinden hiçbir şey gelmiyormuş. Beyi tedavi etmek için gelen hekimlerden biri, bu hastalığın devasının Misis Kalesindeki Şahmaran’ın gözlerini yemek olduğunu söylemiş. Bunun üzerine beyin adamları bütün şehri dolaşarak Şahmaran’ı bulmaya çalışmışlar. Uzun süren aramaları bir sonuç vermemiş. Bey her geçen gün daha da kötüleşiyormuş, bir gün, daha önce hayatını kurtardığı biri, Şahmaran’a ihanet ederek onun hamamda saklandığını söylemiş. Şahmaran’ın yerini öğrenen beyin adamları, yılanların şahını hamamda yakalayıp hemen orada öldürmüş ve gözlerini de beye yedirmişler. Bey Şahmaran’ın gözünü yer yemez iyileşmiş. Ancak kaledeki yılanlar şehri basmış ve bütün halkı sokarak öldürmüşler. İşte bu hamamın adı da o zamandan beri Şahmaran Hamamı olarak kalmış, Tarsus’un Şahmaranı böyle hüzünlü bir efsaneye konu olmuş.

Bir diğer efsaneye göre Şahmaran yüzlerce yıl önce Tarsus'ta yaşayan yılan vücutlu kadın başlı bir kahraman. Bahçesinde insanoğlunu cezbedecek her türlü yiyecek ve ziynet eşyası bulunan Şahmaran kimsenin bilmediği bir yerde insanoğlundan uzakta yerin altında yaşamış, ta ki insanoğlu Camsab tarafından bulunana kadar.

Yoksul bir ailenin oğlu olan Camsab bir gün ormanda bir kuyu dolusu bal bulmuş. Balı çıkarmak üzere kuyuya inen Camsab'ı, bütün balı yukarı çeken arkadaşları aç gözlülükleri yüzünden kuyuda bırakmış. Yalnız başına feryat eden Camsab tam da ümidini kesmişken topraktan iğne deliği büyüklüğünde ışık sızdığını farketmiş. Cebindeki bıçak ile ışığın geldiği deliği büyüten Camsab, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girmiş. Bu bahçede dünyada eşi benzeri olmayan çiçekler, ortasında bir havuz ve çevresinde oturaklar ile bir yığın yılan bulunuyormuş. Havuzun başındaki taht üzerinde insan başlı, süt beyaz vücutlu bir yılan Camsab'a kendi diliyle hitap etmiş; 'Hoşgeldin insanoğlu, çevrendekilerden korkma sen bizim misafirimizsin'.

Şahmaran Camsab'a türlü türlü yiyecekler ikram edip kendi ülkesine nasıl ve neden geldiğini sormuş. Camsab hikayesini uzun uzun anlatmış... Camsab'ı dinleyen Şahmaran başını sallayıp 'İnsanoğlu nankördür, hilekardır. Küçücük menfaatleri karşısında muazzam zararlarına razı olur' demiş.

Şahmaran'ın güvenini kazanan Camsab uzun yıllar bu bahçede yaşamış. Yıllar sonra bir gün Şahmaran'a yaklaşan Camsab, ailesini çok özlediğini söyleyip 'Nolur beni aileme kavuştur' diye yalvarmış. Bunun üzerine Şahmaran kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine ve asla hamama girmeyeceğine dair söz vermesini istemiş. Çünkü Şahmaran'la karşılaşan her kim olursa hamama gittiğinde vücudu pullarla kaplanırmış. Şahmaran'a söz verip ailesine kavuşan Camsab uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmaran'ın yerini kimseye söylememiş ve hiç hamama gitmemiş.

Derken bir gün Camsab'ın yaşadığı ülkenin hükümdarı Keyhüsrev hastalanmış. Vezir, hastalığın çaresinin Şahmaran'ın etini yemek olduğunu söylemiş ve herkesin hamama getirilmesini istemiş. Önceleri direnen sonra zorla hamama gotürülen Camsab'ın vücudu hamama girince pullarla kaplanmış. Sonunda da yapılan işkenceye dayanamayarak canını kurtarmak için kuyuyu göstermiş. Hemen kuyunun başına gidilmiş ve Şahmaran dışarı çıkarılmış. Camsab'ı gören Şahmaran 'İşte Camsab nihayet kanıma girdin. Ben insanoğluna itimat edilmeyeceğini biliyordum. Fakat ne çare ki yine aldandım' demiş. Ölüme giderken de Camsab'a 'Beni toprak çanakta kaynatıp ilk suyumu sana içirecekler sakın içme zehirlidir. İkinci suyumu iç gövdemi de hükümdara yedir' demiş Şahmaran'ın söylediklerini harfiyen yerine getiren Camsab ilk suyu vezire içirip ikincisini kendisi içmiş. Etini de hükümdara yedirmiş. Vezir ölmüş hükümdar da kısa sürede iyileşip Camsab'ı veziri yapmış. Efsaneye göre Şahmaran'ın öldürüldüğünü yılanlar bilmemekte. Tarsus'un Şahmaran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından basılacağı rivayet edilir.

Başka birçok efsane ve hikaye daha bulabilirsiniz. Ama hepsinin anafikri aynı olacaktır…

Bilimsel olarak bakacak olursak Şahmaran Fransızca bir kelime ve yılanların şahı anlamındaki Şah-ı Maran’dan geliyor (Şah-ı Maran farsça). Şahmaran, daha çok güney, orta ve doğu Anadolu resminde, masallarında, hikayelerinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan, Meran adı verilen doğaüstü yaratıkların başındaki hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık. Ancak, Şahmaran'a ilişkin tüm efsanevi kayıtlar ve Şahmaran efsanelerine özgü tüm betimlemelerde varlık dışıdır. Yılan figürleri genelde kötülük ya da uğursuzlukla ilişkilendirilirse de insan başlı Şahmaran, doğurganlık, bereket ve bilgeliği sembolize etmiştir. Anadolu’da uğur getirmesi için Şahmaran’ın resimleri kadınlar tarafından odaların duvarlarına asılmıştır.

Şahmaran (Basiliscus vittatus) ile akrabaları en garip görünüşlü Amerika kertenkeleleri arasındadır. Yabancı dillerde bu iguana'ya uygun görülen «basilisk» adı, önceleri Yunan mitolojisindeki yılan görünüşlü bir canavar için kullanılmış. Gerçek basilisk'lerle ilgisi olmayan mitolojik olanı, bakışı ve nefesiyle insanı öldürebilen son derece korkunç bir ejdermiş.
Uzun kuyruklu Şahmaran'lar 60 santimden uzun olabilirler, fakat garip görünüşlerine rağmen zararsızmış. Erkek Şahmaranların kafasında, sırtında ve kuyruğunun baş tarafında arkaya yönelen kırk kadar ışından meydana gelmiş ayrı üç parçalı ince bir tarak dikkati çekermiş. Şahmaranların bir özelliği de suyun yüzeyinde iki ayak üzerinde koşabilmeleriymiş. Meksikalılar bu yüzden bu iguanalara “pasorios” yani “nehir aşanlar” adını takmışlar. Bu hayvanların su üzerinde yolculuk edebilmesinin sırrı ayaklarının hızlı hareketi. Bu arada, su, Şahmaran'ın nispeten hafif vücuduna kısa bir süre için destek oluyor. Fakat Şahmaran duracak olursa, derhal batar ve yoluna yüzerek devam edermiş. Bu tür ister karada, ister suyun üzerinde olsun hızlı koşmak için ön ayaklarından yararlanmazmış. Şahmaran'lar ve aralarında yakalı kertenkeleler (Crotaphytus collaris) de bulunan bazı kertenkeleler, arka ayakları üzerinde koşar ve vücutlarının ön kısmı bu arada yerden kalkmış bulunurmuş.

Panama ile Kostarika'da çok rastlanan «miğferli Şahmaran» (Basiliscus americanus) ile «Guatemala çizgili sahmeranı (Basiliscus vittatus) başlıca iki Şahmaran türüymüş.

Bu da ilmi tarafı idi. Ben daha çok bolluk ve bereket kısmı ile ilgilendim doğrusu ama bilimden de uzak olmamak lazım…

Daha fazla bilgi için aşağıdaki adresleri ziyaret edebilirsiniz.

http://www.turkeyif.com/sahmaran_efsanesi-t16794.0.html

http://www.wikipedia.com/
http://www.hayvanansiklopedisi.com/Sahmeran.html

http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?p=1026343

 
Toplam blog
: 38
: 4648
Kayıt tarihi
: 03.11.07
 
 

Çok okurum… Bazen kendi çapımda yazılar karalarım, kendim de beğenmem ama olduğu kadar, napiyim… ..