- Kategori
- Tiyatro
- Okunma Sayısı
- 1105
Sahne tozu (yazı dizisi) 3

3) AH BU AŞK! DÖNDÜRÜR BAŞINI, DÖKTÜRÜR GÖZ YAŞINI...
Artık tiyatroya dair her duyduğum söze, her gördüğüm şeye ağlar olmuştum. Zaten o haberden sonra aylarca kendime gelememiştim. Hatırladıkça ağlıyordum. İçimde bir yarayla yaşıyordum. Tiyatro, tiyatro; her şey tiyatro...
Bahar noktası ardından bir yıl boyunca hiç gidemedim Kocaeli Şehir Tiyatrolarına. O arada bizim okul Boyacı adlı oyunu çıkardı. Yıl sonunda sergiledi. Ben o başarılı komedi ardından salya sümük ağlamıştım.
Lise 1'de dersler çok yoğunlaşacaktı ama olsun, ben kesinlikle tiyatro yapacaktım. Fakat maalesef ben lise 1'deyken de lise 2'deyken de okulumuz oyun çıkarmadı. Lise 3'te de hayatımdaki birçok şeye mola verdiren Allah'ın belası ÖSS'ye hazırlanıyordum. Okulun hazırladığı TÖRE adlı Turgut Özakman oyununda rol alamazdım.
AMA lise 1'in baharında Kocaeli Şehir Tiyatrolarına yine gittim. Yine okulun düzenlediği geziler sayesinde... Mart ayında Barış adlı oyuna gittik. Yine aynı heyecan, aynı mutluluk... Sahnede Tarık Keskiner, Barış Falay, Serhat Tutumluer, Esra Bezen Bilgin, Funda İlhan, Eylem Tanrıver, Erdem Irmak.. Yüreğim heyecanla çarparak izledim onları ve eve dönüş sonrasında yine o hüzün, o dalgınlık hali... Aklım başımdan uçmuş, ders çalışamıyorum, sadece oyunu düşünüyorum, dokunsalar ağlayacağım, kulağımda oyundan şarkılar... Nasıl anlatabilirim ki bu duyguyu? Nice şairler nice yazarlar aşkı nasıl tanımladı, neler dedi de ben bu garip tiyatro aşkıma ad koyamadım.
Bir ay sonra da Azizname! Yine Aydın Sigalı, Tarık Keskiner, Engin Benli, Esra Bezen Bilgin, Eylem Tanrıver... Allah'ım o nasıl bir duygudur? Yanaklarım alev alev, ellerim buz kesmiş!
Eve dönünce onlara yazmaya karar verdim. Çünkü benim tiyatro aşkımın yanında Kocaeli Şehir Tiyatrosu oyunculerı ayrı bir yer tutuyordu. Tiyatronun yanında onların oyunlarına ayrı bir aşıktım ben. Neydi onları bu kadar sevmemin sebebi?Neydi onların ayrıcalığı? Soruların cevabı ne olursa olsun doğru ve kesin olan bir tek şey vardı; onları çok seviyordum ama çok.
Madem böyle onlara bunu anlatmalıydım. Böylesine bir sevgiyi bilmeleri gerekti. Başka hangi bir çift göz onları böylesine bir aşkla izliyordur ki? Ben de yazdım sayfalarca. Ama veremedim ismimi, atamadım imzamı. Meçhule dedim adıma, postaladığım mektupta.
Yine de bir şekilde Mayıs ayında gittiğim OYUNUN OYUNU adlı oyun öncesi tanıştım onlarla (7 Mayıs 2004). Sevgili Serhat Tutumluer, Aydın Sigalı, Tarık Keskiner ve Eylem Tanrıver'le tanıştık. Öylesine alçakgönüllü, öylesine sevecen insanlardı ki çok mutlu olmuştum. Onlar da mektubuma mutlu olmuşlardı. Öyle sevinçliydim ki!Oyun da harikaydı! İşte o akşam çok güzel şeylerin başlangıcıydı....
(devam edecek)
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Ah be güzelim, içinde AŞK olmayan hiç bir şey değrli değildir. Sanat için yaşanılan her şey için aşk ve tutku şart.
NİLGÜN BURSA 13.06.2007 12:47- Cevap :
- sağolun,sevgiler... 13.06.2007 19:23
Siz aşıksınız evet hem de çok sevgiler
Meral Yağcıoğlu 13.06.2007 10:31- Cevap :
- yaşasın birileri arızamın sebebini anlayabiliyor:))) 13.06.2007 11:41